Risâle-i Nur Görsel San´atlar eğitimine ruh veriyor

Görsel Sanatlar anaokulu, okulöncesi, ilköğretim ve ortaöğretim okullarımızdan üniversiteye, yüksek lisans ve doktoraya kadar uzanan geniş bir yelpazede ele alınan ve eğitim ve öğretimi yapılan bir alandır. Her kademede farklı düzeylerde ele alınan Görsel Sanatlar Eğitiminin nasıl olması gerektiği konusu uzmanlar tarafından halen tartışılmaktadır.

Konuya zenginlik katması ve farklı bir pencereden yaklaşmak adına Risâle-i Nur’da görsel san’atlara bakış ile ilgili kısa bir giriş yapmaya çalışalım.

Risâle-i Nurda genel olarak san’at denilince akla gelen bazı sözler vardır. Bunlardan birkaçını hemen sıralayalım:

• San’atlı bir eser san’atkârı icap eder.

• Her cemal ve kemal sahibi kendi cemal ve kemalini görmek ve göstermek ister.

• Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır.

• Ruhun manevî güzelliğidir ki ilim vasıtasıyla san’atında tezahür ediyor.

• Güzellerin güzel yüzlerinde güzelliği yaratan, elbette o güzelliğe müştakları da yaratır.

• Güzelin güzelliğini arttıran çirkinin çirkinliğidir.

• Herkes kendi san’atında büyüktür.

• Çirkinin icadı çirkin değil güzeldir. Çünkü neticelerin çoğu güzeldir.

• Çok güzellikleri intaç veya izhar eden bir çirkinlik dahi, dolayısıyla bir güzelliktir.

• Bu kâinat bin birlikler perdeleri içinde sarılı bir gül goncası gibidir.

• Hem de san’atı hayaliyesiyle tabiata şakirtlik etmek gerektir. Ta tabiatın kavanini onun san’atında in’ikas edebilsin.

• Her şey zıddı ile bilinir.

• Bu kâinatta görünen bütün güzellikler öyle bir güzelden geliyor ki; bu mütemadiyen değişen ve tazelenen kâinat, bütün mevcudatiyle ayinedarlık dilleriyle, o güzelin cemalini tavsif ve tarif eder. Yukarıdaki sözlerden de anlaşılacağı üzere Risâle-i Nur’da konuyla ilgili oldukça derin düşünceler mevcuttur. Bu konuda derinlemesine araştırma yapmak için ilgili kitapları okumak ve yorumlamaya çalışmak gerekir.

Burada amacımız kısaca bazı önemli noktalara dikkatlerin çekilmesi için anaokulundan üniversiteye kadar Görsel San’atlar Eğitimi ile ilgilenenlere ve herkese bir pencere açmaktır. Ta ki herkes bu pencereden kendi ufkuna düşen hisseyi alabilsin.

Bugün okullarda ağırlıklı olarak uygulamaya dönük işlenen Görsel San’atlar Dersi ile ilgili teorik ve felsefi boyut zayıf kalmıştır. Bu ilköğretim düzeyinde normal karşılansa bile ortaöğretim ve üniversite boyutunda üzerinde durulması gereken bir konudur. Ancak bu teori ve felsefe boyutunun da sadece Avrupa felsefe tarihinden yola çıkılarak dayatılmaması gerekmektedir. Bizim kültürümüze ve birikimlerimize ait değerlerin, düşüncelerin ele alınması ve Avrupa ile kıyaslanarak işlenmesi gerekmektedir. Ancak böylelikle dengeli bir eğitim gerçekleştirilmiş olur. İşte bu konuda Bediüzzaman’ın düşünceleri ve onun en önemli eseri olan Risâle-i Nur bizlere ışık tutmaktadır.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*