“Risâle-i Nur nedir?” deseler…

“Risâle-i Nur nedir?” deseler ne cevap verirsiniz? Risâle-i Nur’u tanıtmak için tanımak gerekir. Onu tanıdıkça çoğalır tanımlar. Tanıtıma sığmaz tanımlar. Ancak yaşanır.

Risâle-i Nur benim her şeyim. Hayatımın anlamı, ışığı, suyu, havası, toprağı. Damarlarımda dolaşan kan. Onsuz bir hayat yok.

 Allah’ım! Beni nurlardan, nurları benden alma. Hayatımın her ânını anlamlı kılan, fena olmaktan kurtarıp bekaya tebdil eden, bütün ilişkilerimi düzene sokan, sevgimi, aşkımı, ümidimi, korkumu, hırsımı, hüznümü, bildiğim–bilmediğim, farkında olduğum–olmadığım bütün duygularımı sırat–ı müstakîmde daim eden, İnşâallah iman vesikasıyla bu fani dünyayı terk etmemi sağlayacak; her kelimesi anlamlı, sırlı Cenâb–ı Hakk’ın marifetini kazandıran bir hazine. Tanım yetersiz ve eksik aslında. Nasıl şükredeyim Allah‘ım? Katında en makbul şükür nasılsa, öyle yapılmış gibi kabul et!

Bu nimete şükür, onu okumakla, anlamakla, yaşamakla olur. Okuyanlar bilir, okumanın önünde ne vartalar olduğunu. Bu vartalar kişiye göre değişir. Kişi bunun bazen farkında olur, bazen olmaz. Farkında olduklarını sıralar zaten bir bir.

Peki okumak nedir? Okuduğun bir kelime bile gününe hükmediyor mu? O gün hep o kelimenin mânâsıyla mı yaşıyorsun? Yoksa sayfalar boyu okudun da hiçbiri aklında yok mu? Hangisi? Hangisi olursa olsun çok değerli. Yeter ki irtibatı koparma diyor Aziz Üstad’ım. Okumanın, anlamanın ve yaşamanın önündeki en büyük engel şeytan aslında. Ve şeytanı her zaman dinleyen nefsim. Önüme gelen bütün engellerin arkasında şeytanın şahs–ı manevisi var. Allah’ım! Kendini bildirdiğin gibi o kovulmuş şeytanı da bildir. Kendini bin bir isminle tanıttırdığın gibi o mel’un şeytanı ve askerlerini de bildir ve tanıttır. Varlıklar üzerinde devamlı fena damgasını gösterip, hüzne ve ümitsizliğe, boşluğa atan, gaflete daldıran, biri bitmeden öteki dünya meşgalesini eline tutuşturan, gözünün önüne tenteneli dünya perdesini geren şeytanı ve askerlerini tanıt. Basiretimi, basiretimizi arttır.

Marifetini kazandıran, ibadetlerimizi yapmaya devamlılık ve kuvvet veren, rızana ulaştıran okumaktan ayırma! “Kalpler ancak Allah’ı anmakla mutmain olur” âyetinin gereğince; bu itminanı sağlayan okumayı nasip eyle. Âmin.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*