Vazifemizin ne olduğu izah edilerek, bu vazifeyi hakkıyla gerçekleştirebilmenin sırrının ancak “ihlâs, sebat ve tesanüt” hakikatlerinde olduğuna değiniliyor. “Mesleğimizin esası uhuvvettir” diyen Said Nursî, samimî ihlâsı kırmamak gerektiğini, yoksa bizi ihlâs kulesinin başında tutan samimî ihlâsın kırılmasıyla, sukut ve tedenni haline maruz kalarak, derin bir çukura düşme tehlikesiyle karşılaşacağımızı söylemektedir.
Risale-i Nur şakirtlerinin her türlü musîbete karşı Nurlarla mukabele etmesi gerektiğini söyleyen Bediüzzaman, kendi imanını ve başkaların imanını kurtarmak için hizmete ciddî devamın olması gerektiğine değinmektedir. “Bugünlerde herkes sıkıntıdan şekva ediyor. Adeta manevî havanın bozukluğundan, maddî ve umumî bir sıkıntı hastalığını vermiş” diyen Said Nursî, bu her tarafı kaplamış ve ruhları bağlamış olan sıkıntı hastalığından kurtulmanın tek çaresinin Risale-i Nurla meşgul olmak olduğunu söylemektedir. Demek bize lâzım olan, şu çalkalanan dünya hadisatı içinde zihnimizi boğarak sıkıntıya düşmek değil, bizim her derdimize ilâç olan Nurları teslimiyetle okumaktır.
Hizmet Rehberi’nde Alevîlik meselesine de değinen Said Nursî, “Bu zamanda, ehl-i imanın vahdetine çok zarar veren bazı siyasî cereyanlar Alevîlerin fıtrî fedakârlıklarından istifade edip kendilerine âlet etmemek için, Nur dairesine çekmek büyük bir maslahattır” diyerek, Alevîleri kendi siyasî çıkarları için menfice kullanmaya çalışanlara dikkat çekmektedir. Müfrit rafizilik ve siyasî Bektaşilikten Alevîleri, Risale-i Nur sayesinde muhafaza etmek gerektiğine değinen Bediüzzaman, bu meseleleri Sünnet-i Seniyye dairesinde Hulefa-i Raşidin, Aşere-i Mübeşşereye ilişmemek şartıyla, muhabbet-i Âl-i Beyt dairesinde Alevîlere ders vermek gerektiğinin ehemmiyetine değinmektedir.
Yine Hizmet Rehberi’nde önemli bir şefkat tokatına değinen Said Nursî, şu örneği vermektedir: “Büyük Hafız Zühtü’dür. Bu zat Ağrus’taki Nur Talebelerinin başında nazırları hükmünde olduğu bir zaman, Sünnet-i Seniyyeye ittiba ve bid’alardan içtinabı meslek ittihaz eden talebelerin manevî şerefini kâfi görmeyerek ve ehl-i dünyanın nazarında bir mevki kazanmak emeliyle, mühim bir bid’anın muallimliğini deruhte etti. Tamamen mesleğimize zıt bir hata işledi. Pek müthiş bir şefkat tokadı yedi.”
Bu örnekte verilen ders: Bu hizmetin kazandıracağı manevî şerefleri yeterli görmek, ehl-i dünyanın nazarında mevki kazanmak için bu büyük hakikatleri terk etmemek ve mesleğimize zıt hareket etmemektir. Yani Hizmet Rehberi’ni, zaman zaman değil, her zaman okumak yani kendine “vird” edinmek bu zaman ve şartlar altında en büyük ihtiyaç olarak tezahür ediyor.
Benzer konuda makaleler:
- Hizmet Rehberi ile hizmeti öğrenmek
- Risale-i Nur’un meşrebine uygun davranılmalı
- Mesleğimiz nâzikânedir
- Risale-i Nur’da içtimaî dersler ve siyaset
- Risale-i Nur ihlâstır
- Hizmet-i İmaniye ve Kur’âniye’de İsti’mal…
- Bediüzzaman, Sünnet-i Seniyye üzerine yaşamıştır
- Risale-i Nur’un membaı Kur’ân, onun miftahı da İmam-ı Ali’dir (ra)
- Bediüzzaman birleştiriyor
- Mesnevî-i Nuriye
İlk yorum yapan olun