Risale-i Nur hizmeti, sahabe mesleği

Konya’da Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle Peygamber Efendimizin (a.s.m) doğumu heyecan, şevk ve gözyaşlarıyla kutlandı. Gazetemiz yazarlarından M. Latif Salihoğlu’nun katılımıyla Cumartesi akşamı bir program düzenlendi. Âyetü’l Kübra Risalesi’nden yapılan ders gece yarısına kadar devam etti. Dersin ardın yapılan sohbette Salihoğlu, gençlere içtimaî prensiplere dair bilgiler verdi. Pazar günü de Kutlu Doğum programı düzenlendi. Sunuculuğunu Bilal Şimşek’in yaptığı program, Mehmed Güven’in Kur’ân tilâvetiyle başladı. Kutlu Doğum programında konuşmacılar, Peygamber Efendimizin (a.s.m.) hayatından kesitler sundu. Programın açılış konuşmasını yapan Yeni Asya Gazetesi Yönetim Kurulu Üyesi ve Konya Temsilcimiz Said Çamkerten, sözlerine Bosna Hersek’te gerçekleştirilen 7. Risâle-i Nur Kongresinde yaşanan güzel anları ve unutulmayacak anıları anlatarak başladı. Konuşmasının devamında gazetemizin önemine dikkat çeken Çamkerten, Bediüzzaman’ın düşüncelerinin gazetemiz aracılığıyla dünyaya duyurulduğunu anlattı. Çamkerten, Peygamberimiz (a.s.m.) hakkında onun isimlerine vurgu yaparak onun isminin varlığının bile bütün sorunları çözebileceğinden bahsetti.

Program Lâtif Salihoğlu’nun konferansıyla devam etti. Salihoğlu konuşmasına bütün dünyadaki Risâle-i Nur hizmetlerinin inkişafını anlatarak başladı. Peygamberimizin (a.s.m.) hayatından çeşitli kesitler sundu. Salihoğlu, Mekke’nin fethindeki sırları ve fethin arkasında gizlenen incelikleri ve bu fethin gerçekleşmesi için öncesinde yapılan kalplerin fetihlerini anlattı. Mekke’nin fethinin kan dökülmeden gerçekleştiğini dile getiren Salihoğlu, Hudeybiye Antlaşmasının öneminden bahsederken, “görünüşteki yenilginin altında birçok hikmetin var olduğuna” dikkat çekti.

Sahabelerin Peygamber Efendimize (a.s.m.) karşı gösterdikleri sevgi ve onun sözüne kendi düşünce ve sözlerini bulaştırmamalarını anlatan Salihoğlu, Bediüzzaman’ın Sahabe mesleği olarak nitelendirdiği Risâle-i Nur hizmetinde de aynı mânânın var olduğunu vurguladı. Salihoğlu, istişare kararlarına uymanın gerekliliğini ve bu kararlarda tereddüdün olmaması gerektiğini söyledi.

Bediüzzaman’ın vefatına yakın yaşanan bir olaydan bir olayı anlatan Salihoğlu, Risâle-i Nur hizmetine dışardan insanların karışmamasını ve bu insanlara önem verilmemesi gerektiğini vurguladı. Salihoğlu, maddî, manevî bütün fetihlerde olması gereken şartları “sabır, metanet, tahammül ve şartların tam yerine gelmesi” olarak sıraladı. Tarihte yaşanan fetihleri anlatan Salihoğlu, Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u fethederken, Tuğrul Beyin Bağdat’ı fethederken Peygamberimizi (a.s.m.) örnek aldıklarını hatırlattı. Salihoğlu, insanların İslâmiyet’i kabul etmeleri için gerekli olan şartın, Bediüzzaman’ın tabiriyle “doğru İslâmiyet’i ve İslâmiyet’e lâyık doğruluğu yaşamak” olduğunu anlattı. Salihoğlu, İslâma hizmeti gaye edinen liderlerin de her şeyden önce kalpleri ve gönülleri fethetmesi gerektiğini vurguladı.

BEDİÜZZAMAN, SÜNNETE HEP SIMSIKI BAĞLI KALDI

Cumhuriyetin ilk yıllarında Peygamber Efendimizin (a.s.m.) sünnetinin yok edilmeye çalışıldığını hatırlatan Salihoğlu, özellikle sarık sünnetinin şeair olması hasebiyle bunların en önemlilerinden olduğunu ve yasaklandığı o dönemde bu sünnetin sadece Bediüzzaman ve çok az sayıda insan tarafından yerine getirildiğini söyledi. Salihoğlu, Bediüzzaman Hazretlerinin, Efendimizin (asm) sünnetlerini yerine getirebilmek için hayatını feda eder derecesinde çaba gösterdiğini ve ömrü boyunca sünnetten hiç ayrılmayıp harfiyen yerine getirdiğini anlattı. Son olarak Peygamberimizin yemek sünnetine de değinen Salihoğlu, dengeli beslenmenin sünnet olduğunu ve bu hususta da sünnete uyulması gerektiğini kaydetti. Vücudumuzun bize emanet olduğunu ve emanete sahip çıkmamız gerektiğini dile getiren Salihoğlu, duanın ehemmiyetine de dikkat çekerek, konuşmasını güzel bir dua ile sonlandırdı.

MÜSLÜMAN İNSAN, IRKÇI OLMAMALIDIR

Salihoğlu, Avrupa dinsizlerinin yaptığı uygulamalara Cumhuriyet kurucularının destek verdiğini ve Bediüzzaman’ın karşı çıktığı bu insanlar yüzünden Said Nursî Hazretlerine saldırıda bulunulduğunu anlattı. Yine o dönemde İslâmiyet’te uygulanan yasaklardan Müslümanların büyük sıkıntılar çektiğini hatırlatan Salihoğlu, bu yasakçı zorba insanlara karşı koyan kişinin Bediüzzaman olduğunu, yaptıkları faaliyetlere destek vermeyip karşı durduğunu anlattı. Salihoğlu,Üstad’ın fikirleri ile insanların ortak noktada birleştiğini ve kardeşliklerini yaşadıklarını söyledi. Salihoğlu, bin yıldır kardeş olan Türk ve Kürtlerin terör belâsı ve menfi milliyetçilik anlayışıyla birbirlerine düşman kesilmeye çalıştıklarını anlattı. Bu ülkede milliyetçilik yapanların Türk’te Kürt’te olamayacağını vurgulayan Salihoğlu, Müslümanlarda böyle bir özelliğin olmaması gerektiğini vurguladı.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*