Risale- Nur okumalarında mehazın kudsiyeti

Hz. Aişe (ra) validemiz rivayet ettikleri bir hadis-i şerifte Efendimizin (asm) şöyle buyurduklarını ifade ediyorlar: “Biz Peygamberler, herkese seviyesine göre muamele yapmak ve anlayabileceği şekilde hitap etmekle emrolunduk.” Bu hadis-i şerifin ifade ettiği manada mü’minlerin herkese bakan yanıyla muhatabiyetleri farklı farklı olabilmelidir. Özellikle de muallimliğe soyunmuş olan zevat-ı aliye’nin… Ve de Efendimizin (asm) terbiye ile alâkalı bir tek yönüne bakarak.

Eskiden çok dikkat edilirdi, diye başlayayım konuya. Risale-i Nur okumalarında, Risale-i Nur mütalâalarında bir üslûp, bir adab, bir örfi tarz vardı. Nefsî, kendî kendine okumakta da elbette bir yol, bir tarz olmalı ve de vardır. Ama bizim konumuz gene de, umuma Risale okuma konusundadır.

Her zaman ders okunulan, sohbet yapılan arkadaşlarımızın, misafirlerin hatta muarızların bulunduğu ortamlarda bile Risale-i Nur’un özünden, aslından, metninden, okunan parçanın bütünlüğünden ayrılmamak esas olmalıdır ve esastır da zaten.

Muhataplarını kontrol etmeyen, bir kişi de olsa konulara yeni muhatap olan varsa kendisini ona göre ayarlamayan bir okuyucu, hatip Risale-i Nur’un okunması tarzında faide yerine zarar verebilir. Konu seçimi hakeza. Eğer muhataplara göre konu seçilmezse ata et, aslana ot atma ihtimalimiz büyüktür. Muhatapların eskisi var, yenisi var, misafiri var, genci var, ihtiyarı var, hastası var, ustası var!..

Hem konunun seçimi hem de takdimi muhatapların çeşitliliğine göre ehemmiyet kesbetmektedir.

Konunun takdiminde ki, son zamanlarda aşırı bir şekilde yayılan, hastalık halinde olan aşırı ve alâkasız misallerle konunun özünü dağıtmalara ise sadece şunu söylüyorum; Bediüzzaman’ın dilinden ve kaleminden izah ve ispat edilen, misallendirilen meseleleri sizler bir adım daha önden ve öteden anlatabileceğinizi ve takdim edebileceğinizi zannediyorsanız aldanıyorsunuz, demektir.

Risale-i Nur’ları başkalarını muhatap alarak okuyanlar evvela kendi nefislerini düşünsünler. İkinci olarak da mehazın, Risale-i Nur’ların tesirine, kudsî, manevî, feyizli tesirine inanarak okusunlar.

Kimse Allah’ın ihsan ve ikram edeceği idrak ve fehimin, anlamanın ve anlatmanın önüne geçemez. Geçerim dese halt eder… Ediyorlar da zaten…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*