Risale-i Nur üzerinde yeni bir kirli dolap mı?

Dost Eliyle Gelen Facia

Risale-i Nur üzerinde dört-beş aydan beri bir fitne rüzgârı esiyor.

Esasen Risale-i Nur tarihinde Risale-i Nur’a yönelik fitne rüzgârları eksik olmadı.

Risale-i Nur bunca iman hizmetini hep fitneleri bertaraf ederek yürütüp geldi.

Hapisler, sürgünler, tecritler, baskınlar, ithamlar, iddianameler vs… Risale-i Nur’un kaderi olmuştu. Risale-i Nur bütün bu olumsuz süreçleri fıtrî ilanat saymış, hizmetlerini aksatmamış, memleket evladına iman dersleri vermeye devam etmişti.

Şimdi bir başka fitneyle karşı karşıya… Bir faciayla…

Üç aydan fazla bir zamandır Kültür Bakanlığı Risale-i Nur basan yayınevlerine talep ettikleri ve hakları bulunan bandrolü vermiyor. Yani Risale-i Nur basımına izin vermiyor.

Bu aşılmaya çalışılırken şimdi iş daha da büyütülüyor ve Risale-i Nur basımını devlet tekeline verecek bir yasal düzenleme yapılmak isteniyor.

Hafazanallah! Allahümme ecirnâ min şerri’d-deccali ve’s-süfyan!

Her halde tesbihatta bir kusurumuz var!

Bu fitneyi bu memleket kaldıramaz!

Bu kirli dolabı sizler kabul etseniz, yerlere ve göklere kabul ettiremezsiniz!

MİLLETVEKİLLERİNE ÇAĞRI

İşin içinde derin zındıka komitelerinin gizli eli var; belli!

Çünkü kılıf ustaca hazırlanmış.

Dün de böyleydi. Ama dünkü düşmancaydı.

Şimdiki dost eliyle ve güya dostça…

Oysa gerçek şu ki: Risale-i Nurları devlet koruyamaz.

Öte yandan, Risale-i Nur devletin korumasına muhtaç da değil!

Hem sonra devletin gölgesi Risale-i Nur üzerine düşerse, Risale-i Nur’u devletten kim koruyacak?

Ey Milletvekilleri!

Bir kez değil, bin kez düşünün!

Bu milleti ağlatacak bir maddeye parmak kaldırmayın!

AĞABEYLERE ÇAĞRI

Muhterem ağabeylerim; Üstadımızın yadigârısınız, başımızın tacısınız.

Üstadımız Risale-i Nurları neşretme yetkisini sizlere verdi, devlete değil.

İşte o yetki belgesi:

“Yüz otuz parçadan mürekkep Risale-i Nur külliyatından Sözler, Mektubat, Lem’alar, Şualar, Mesnevi-i Nuriye, İşaratü’l-İcaz, Lahika Mektuplarımı ve sair Türkçe ve Arabî eserlerimin neşir ve muhafaza ve müdafaalarına ait her türlü haklarımı hususi hizmetkârlarım ve varislerimden Tahiri, Sungur, Zübeyir, Ceylan, Hüsnü, Bayram ve talebelerimden Said Özdemir ve Ahmed Aytimur’a tevdi ediyorum. Ben öldükten sonra bana ait bütün Risale-i Nur kitaplarının neşrine devam edeceklerdir. Risale-i Nur ne benim, ne başkasının malıdır. Kur’ân’ın malıdır. Risale-i Nur’un hasılatı Risale-i Nur’un ve hizmetinindir. Bu manevi evlatlarım ve talebelerim benim tarzımda Risale-i Nur’a hizmet edeceklerdir. Lüzumu halinde bu vasiyetimi alakadar resmi makamata vermek üzere tanzim ediyorum.”

Şahitler Emirdağlı Mehmet Çalışkan ve Hamza Emek İmza Said Nursi (2 adet damga pulu)

Bu muazzez varis ve talebelerden vefat edenlerin yetkileri şahs-ı maneviye geçmiştir. Sağ olan sizler ise –Allah uzun ömür versin- zaten şimdiye kadar Risale neşri yapıyor idiniz.

Şimdiye kadar aslına sadık kalarak nezih ellerinizle milyonlarca nüsha bastınız ve bu millet-i merhumeye milyonlarca nüsha ulaştırdınız.

Milyonların duasını aldınız.

İhlâstan ve sadakatten başka hiçbir şeye ihtiyacınız olmadı!

Şimdi değişen ne? Devletin gölgesine ihtiyaç mı var?

Sineğin ısırmasından kaçarken yılana teslim olmak akıllıca iş midir?

Ağabeylerim! Risale-i Nur’un şahs-ı manevisi sizden bu kirli oyunu bozacak bir duruş sergilemenizi bekler.

Allah cümlemizi bu zor imtihanda başarılı kılsın ve yarın yevm-i mahşerde mahcup eylemesin. Âmin. 

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*