Ruh, Hayat ve Hayatın Ruhu

Varlığın işleyiş şekline, eşya içinde farklılıkların ortaya çıkışına baktığımızda kaynağın hep teklik olduğunu gözlüyoruz. Şu an herkesin kabul ettiği kainatın ortaya çıkış teorisi olan Big Bang, yani Büyük Patlama varlık aleminde ortaya çıkmış her çeşit maddi unsurun tek atomdan veya bir teklik noktasından çıktığını ortaya koyuyor. Bu durum yeryüzündeki her türün kendi içindeki çeşitliliği içinde geçerli olmalı. Mesela, bütün canlı varlıklar ortak bir kaynağı, her türlü hayvan türünün ortak bir kaynağı ve yeryüzündeki bütün insanların da ortak bir kaynağı olmalı.

Yani varlığın işleyişinde vahdetten kesrete ya da teklikten çeşitliliğe ve farklılığa doğru gidiş var. İnsan bedenine de bakıldığında tek hücrenin önce çoğalması sonra farklılaşması ile işleyen bir sürecin sonunda yaratıldığını gözlüyoruz. Teklikten başlayarak çeşitliliklere ve farklılıklara doğru işleyen süreç eşyanın fıtri süreci olarak karşımıza çıkıyor. Farklı unsurlar bir bütünün parçaları olarak kaldıkları ve birbirlerini “öteki” olarak algılamadıkları ve bir beden bütünlüğünde organize oldukları sürece farklılıklar hayata, eşyanın işleyişine bir zenginlik katıyor ve hayatı renklendiriyorlar.

Her şeyin aslına rücu edeceği, yani işleyişin belli bir noktadan sonra başlangıçtaki orijinal haline döneceği gerçeğinden hareketle farklılıkların buluşmasının varlık aleminde kaçınılmaz ve önünde durulmaz bir işleyiş olduğunu söyleyebiliriz. Bunun en çarpıcı örneklerinden biri de varlık aleminin en vazgeçilmez hakikati olan ölüm olmalı. Her canlı, ölümü ile tek hücrenin vahdetinden bedenin kesretine ve oradan acbüzzeneb misali tekliklere tekrar dönüşün örneklerini ortaya koyuyor diyebiliriz.

Sanki sona eren ruh ve beden birlikteliğinden hasıl olan ve hayatı netice veren bir ahenk… Aslında, ruh ve beden ayrı dünyalara ait unsurlar. Melekut alemine ait ve kayıtsız olan ruh mülk alemine ait bedenle bir tür kayıt altına giriyor ve sonsuzluğun sınırlandırılmış yapılar içinde ifade edildiği manalara hayat denen işleyişle muhatap oluyor. Bu anlamda varlık alemindeki işleyiş hayat etrafında dönüyor ve sanki hayatı merkeze koyan bir plan var. Çünkü varlığın yaratılmasındaki asıl gaye olan esmanın görülüp, idrak edilmesi ve ardından takdir edilmesi ancak hayat ve şuur ile mümkün gözüküyor. O halde alemi anlamlandıracak olan hayat ve hayatın merkezine yerleştirilmiş olan şuur. Şuur ise özde ruhun bir fonksiyonu ve ruha ait bir işleyiş şeklinde gözleniyor. Hayatın bütün hasılatını ruha yansıtan ve beden içinde kayıtlanmış şekilde aleme muhatap olan ruha manaları yansıtan işleyiş olmalı. Bu anlamda ruh başında şuur olan bir kanun gibi bedeni ayakta tutuyor. Aslında, varlığın genelini kuşatan bir ruh da bulunmalı. Aksi halde hayat ve şuurun gözleme ve anlama alanı dışında kalan varlıkların yaratılışın asıl gayesini yerine getirme anlamında bir önemi kalmazdı. Bu ise, her işleyişi hikmetle gerçekleşen şu alemin genel işleyişine uymuyor. İşte bir nokta tecelli şeklinde olan hayat ve ruh sahibi olan varlıkların diğer varlıklara olan yatay üstünlüğü buradan kaynaklanıyor olmalı. Bu yüzden küçük bir arı hayata mazhar oluşu ile bir dağdan daha konsantre ve belirgin şekilde isimleri yansıtıyor ve müekkel melekleri vasıtası ile melekuti alemlere daha yoğun bir esma ve mana oluşturma imkanı buluyor.

Hayat bir işleyiş ve mülk aleminde her şeyde olduğu gibi bir ismin yansıması… Bu yansıma ancak ruh ile gerçekleşebiliyor ve devam edebiliyor. Ölüm bu işleyişlerin maddi boyuttaki yansımalarının sona ermesi anlamına geliyor olmalı. Ruh ise sonsuzluğa ve bekaya mazhar bir kavram. Onda yansıyıp anlam hasıl eden ve esmaya dönüşen her şey de bir tür beka kazanıyor. Hayat ve diğer bütün işleyişler ruhta yansımalardır. Baki-i Hakiki’yi bulmakla gerçek sonsuzluğa kavuşan ruhta bütün bu işleyişler asıllarına dönmüş ve gerçek anlamlarını bulmuş şekilde bir tür sonsuzluk kazanacaklardır. Ruhta bu manaları hasıl etmedeki merkezi rolü ve melekuti alemlerden ve ruhtan mülk alemine en parlak yansıma olduğu için hayat bu denli önemli olsa gerektir.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*