Şahs-ı mânevî havuzunda eriyebilmek

“Bu zaman ehl-i hakikat için, şahsiyet ve enaniyet zamanı değil. Zaman cemaat zamanıdır, cemaatten çıkan bir şahs-ı manevî hükmeder ve dayanabilir. Büyük bir havuza sahip olmak için, bir buz parçası hükmündeki enaniyet ve şahsiyetini o havuza atmaktır ve eritmek gerektir. Yoksa o buz parçası erir, zayi olur, o havuzdan da istifade edemez.” (Kastamonu Lâhikası

Burada şahs-ı manevî havuzunu iyi anlamak lâzım.

Bu havuz, hakikî ihlâs, hakikî uhuvvet, hakikî tesanüd ve ittifakla oluşan; insan-ı kâmil hükmünde. Allah’ın (cc) terbiyesinden geçmiş; Efendimiz’in (asm) kaptanlığını yaptığı, emniyetli, metin bir havuzdur ki; ümmet-i Muhammedi (asm) selâmet sahiline çıkarmakla birlikte, İnayet-i İlahiyeye de mazhardır.

Bizler sırr-ı teklifle, nefsi terbiye etme, kusur ve zaaflarımızı düzeltme, insi ve cinni şeytanlardan korunma noktasında imtihandayız.

Bu ağır şartlarda imtihanı kazanmak, ancak şahs-ı mânevî havuzunda olmakla mümkün. Aksi taktirde havuzdan istifade edilmediği gibi, en ufak bir rüzgârda savrulma ve imtihanı kaybetme tehlikesi var.

Bu sebeple de havuzun dışında değil, içinde olup, enaniyet ve şahsiyetimizi orada eritmek lâzım. Bu da ancak; fena fi’l-ihvan suretinde güzel bir düstur olan “tefanî” ile mümkündür.

Tefani ise; Üstad Hazretleri’nin beyanıyla; ene yi-nahnü ye tebdil etme, ben yerine biz deme; yani şahsiyetini kardeşlerin şahs-ı maneviyesi içinde eritip, öyle davranma; yani kendi hissiyatı nefsaniyesini unutup, kardeşlerin meziyet ve hissiyatıyla fikren yaşamaktır. (21. lem’a)

Fakat nefsi terbiye ve ıslâh etmeden, kardeşlerin birbirinde fâni olması mümkün değil. Nefsi terbiye de, bu zamanda tahkiki imanı kazandıran Risale-i Nurlar’ı okumakla mümkün. Üstad Hazretleri “sizler ara sıra İhlâs ve İktisat Lem’alarını ve bazen Hücumatı Sitte Risalesini mabeyninizde beraber okumalısınız”, yine “İhlâs düsturlarını her vakit göz önünde bulundurunuz” diyerek, bize yol haritasını göstermektedir.

Diğer bir husus da, Üstad Hz.nin bu hizmette şahsını değil, Risale-i Nur’un şahs-ı manevisini nazara vermesi ve çok yerde “benimde bir reyim var” “ben de sizin bir ders arkadaşınızım” ifadeleriyle, o şahs-ı manevinin içinde olduğunu vurgulaması.

“Bu fevkalâde tesanüdden hasıl olan şahs-ı manevinin, fevkalâde ehemmiyeti ve kıymeti ve üstadlığı ve irşadı bize kâfidir,” “Fevkalâde sebat, sadâkat, müfritane irtibat ve ihlâs lâzım, onda terakki edin”, beyanı da bunu doğrulamaktadır.

Şahs-ı manevinin içinde olmak veya olabilmek kolay gibi görünse de, hayata geçirmek oldukça zordur.

Bu sebeple, hizmet rehberinde geçen ifadelerle:

Sebat, sadâkat ve tesanüdü muhafaza etmek,

Hakikî bir uhuvvetle; birbirinin faziletleriyle iftihar edecek bir tesanüdle; birbirinin aynı olmak derecede bir tefani sırrıyla hareket etmek,

Lüzum olsa- ruhunu kardeşine feda etmek,

Sıkıntıdan veya başka şeylerden gelen titizlikle, birbirine küsmemek, belki kemal-i mahviyet ve tevazu ve teslimiyetle, kusuru kendine almak, muhabbetini, samimiyetini ziyadeleştirmeye çalışmak; medar-ı niza bir meselede meşveret edip, birbirine müsamaha ile bakmak,

Birbirine sürurda ve tesellide ve sıkıntıda yardım etmek;

Benlik ve gurura medar olan şeylerden çekinmek;

Telâş etmemek ve me’yus olmamak ve birbirinin kuvve-i maneviyesini takviye etmek ve korkutmamak ve tevekkül etmek;

Birbirlerine, birer tesellici; ahlâkta ve sabırda birer numune-i imtisal; tesanüd ve taltifte birer şefkatli kardeş; ders müzakeresinde birer zeki muhatap; güzel seciyelerin in’ikasında birer ayna olmaya gayret etmek…” şeklinde sıralanır.

Bu hususlarda mükellef olduğumuzu unutmayalım ki şahs-ı manevinin hayatı devam etsin.

Yoksa, hizmet-i Kutsiye kısmen zayi olur, devam etmez. Aynı zamanda;

“Benim âyetlerimi az bir dünya menfaatiyle değiştirmeyin” (Bakara Sûresi, 41) âyetinin tehdidine mazhar;

Saadeti ebediyyeye zarar;

Umum kardeşlerin hukukuna tecavüz;

Hizmet-i Kur’âniyenin hürmetine taarruz;

Hakaik-i imaniyenin kutsiyetine hürmetsizlik, etmiş oluruz. Aman dikkat!…

Meral Demirdöğmez

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*