Said Nursî ve eserlerinden zarar gelmez

altCehalet, fakirlik ve ihtilâfların tahribe yönelik acımasızlıklarına mukabil iman, eğitim ve birlik çağrıları yaparak, ülkemiz ve insanımızı doğru istikamete yönlendiren Said Nursî, hayatı ve eserleriyle böylesine zarurî ve mükemmel duruşuyla öne çıkmıştır.

Bütün bu sebeplerden dolayıdır ki; ülke yönetimleri ve insanımız Said Nursî ve eserlerine ciddî manada sahip çıkması gerekmektedir.

Ona sahip çıkılmasının en doğru yolu ise, onu ve eserlerini okuyup kabullenmektir. Asıl olan, “meslek ve meşrebine” uygun vaziyetteki ölçülerle onu anlamak, anlatmak, ihtiva ettiği doğru ölçülerle fiiliyata dökülmesi olmalıdır.

Çok insanlar Said Nursî ve eserlerini okumaktadır. Said Nursî, hayatı ve eserleriyle bir bütündür. Hiçbir eseri birbirinden tefrik edilemez. Kendi tabiriyle “Eski Said” ve “Yeni Said” hayat devrelerinde te’lif ettiği bütün eserleri, aynı ölçüleri ihtiva eder.

Mahiyet itibariyle iman, ahlâk, fen, eğitim, ilim, teknik ve yönetimlere doğru istikameti izhar eden hakikatlerle mücehhez, adına, “Risale-i Nur” denilen Kur’ân’a hakikatlerin evrensel anlamdaki hitap tarzı içinde bütün insanlığın vesile-i necatıdır.

Said Nursî, mahiyeti, aydınlık ve insanlığa doğru İslâm adına telif ettiği eserleriyle, çağımızda insanlığın muhtaç olduğu hakikatleri anlatırken, istikametini sünnet eksenli tarzını öne çıkarmıştır.

Ülkemizin medar-i iftiharı olan Said Nursî ve eserleri bütün insanlığın yanı sıra ülkemizin bütün meseleleriyle yakından alâkadar olmuş, mevcut problemlerle çözümleri izhar ederek ülkemiz yönetimlerine ve insanımıza tavsiye ve telkinlerle ölçülerin yollarını aralamıştır.

Said Nursî’nin ülkemiz ve insanımızın bekası adına ifade ettiği, tehlikeleri bertaraf ettiği yönündeki şu sözlere bir bakınız. Diyor ki; “Efendiler! Siz, niçin sebepsiz bizimle ve Risale-i Nur’la uğraşıyorsunuz? Kat’iyyen size haber veriyorum ki: Ben ve Risale-i Nur, sizinle değil mübareze, belki sizi düşünmek dahi vazifemizin haricindedir. Çünkü, Risale-i Nur ve hakikî şakirtleri, elli sene sonra gelen nesl-i âtiye gayet büyük bir hizmet ve onları büyük bir vartadan ve millet ve vatanı büyük bir tehlikeden kurtarmaya çalışıyorlar. Şimdi bizimle uğraşanlar, o zaman kabirde elbette toprak oluyorlar. Farz-ı muhal olarak, o saadet ve selâmet hizmeti bir mübareze olsa da, kabirde toprak olmaya yüz tutanları alâkadar etmemek gerektir.” (Emirdağ Lâhikası, 54.)

Ülkemizin içinde bulunduğu terör ve anarşiye de çok uzun yıllar evvel çözümler ve uyarılarda da bulunmuş Said Nursî. Şöyle ki:

“Evet efendiler! Gerçi Risale-i Nur sırf âhirete bakar; gayesi rıza-yı İlâhî ve imanı kurtarmak ve şakirdlerinin ise, kendilerini ve vatandaşlarını idam-ı ebedîden ve ebedî haps-i münferidden kurtarmaya çalışmaktır. Fakat dünyaya ait ikinci derecede gayet ehemmiyetli bir hizmettir ve bu millet ve vatanı anarşilik tehlikesinden ve nesl-i âtînin bîçareler kısmını dalâlet-i mutlakadan kurtarmaktır. Çünkü, bir Müslüman başkasına benzemez. Dini terk edip İslâmiyet seciyesinden çıkan bir müslim; dalâlet-i mutlakaya düşer, anarşist olur, daha idare edilmez.” (a.g.e, 56.)

Sonuç: Said Nursî ve eserlerinden zarar gelmez. Yönetimlere ısrarla tavsiyemiz, şu milletin insanlarına eğitim yoluyla Said Nursî ve eserlerinin mahiyetini anlatınız diyoruz.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*