Cemaatler arası birliğin ilk şartı hürriyet ve asayişi korumak: Muhabbet-i din saikasıyla teşekkül eden cemaatlerin iki şartla umumunu tebrik ve onlarla ittihad ederiz. Birinci şart: Hürriyet-i şer’iyeyi ve asayişi muhafaza etmektir (Eski Said Dönemi Eserleri, {Makalât}, s. 74).
Rum ve Ermenilerin hürriyeti: Soru: Kabul ettik ki hürriyet iyidir, güzeldir. Fakat şu Rum ve Ermenilerin hürriyeti çirkin görünüyor, bizi düşündürür. Reyin nedir? Cevap: Evvelâ onların hürriyeti, onlara zulmetmemek ve rahat bırakmaktır. Bu ise şer’îdir. Bundan fazlası, sizin fenalığınıza, divaneliğinize karşı bir tecavüzleridir, cehaletinizden istifadeleridir (age, Münazarat, s. 239-40).Medresetüzzehra’nın bir hedefi de demokrasi ve hürriyetin güzelliklerini gösterip ondan istifade ettirmektir: Soru: Bunun semeratı (Medresetüzzehra’nın faydası) nedir ki, on, belki elli beş seneden beri bağırıyorsun? Cevap: Kürt ve Türk ulemasının istikbalini temin. Ve maarifi (eğitimi), Kürdistan’a medrese kapısıyla sokmak. Ve meşrutiyetin ve hürriyetin mehasinini göstermek ve ondan istifade ettirmektir (age, s. 293-4).
Fikir hürriyetinden doğabilecek kaos, yüksek bir ilmî heyetçe izale edilebilir: Hürriyet-i fikirden neş’et eden manevî anarşiliği kaldırmak için gayet lâzımdır ki, ulema-i muhakkikînden bir heyet-i âliye bulunsun ki, o heyet umumun emniyetine mazhariyetleriyle ve cumhur-u ulemanın onlara itimadıyla ümmet için bir nevi zımnî kefalet ve dava vekili hükmünde olmaları cihetinde, icma-ı ümmet hüccetinin sırrına mazhar oluyorlar (Emirdağ-2, s. 633).
Risale-i Nur hürriyet ve adaleti sağlar: Risale-i Nur küfr-ü mutlakı kırdığı için, küfr-ü mutlakın altı olan anarşiliği ve üstü olan istibdad-ı mutlakı esasıyla bozar, reddeder; emniyeti, asayişi, hürriyeti, adaleti temin eder (Şualar, s. 449).
Demokratlık bu hadis-i şerife dayandırılabilir: İslamiyetin bir kanun-u esasîsi olan, hadis-i şerifte yani, “Memuriyet, emirlik ise, reislik değil, millete bir hizmetkârlıktır.” Demokratlık, hürriyet-i vicdan, İslamiyetin bu kanun-u esasîsine dayanabilir (Emirdağ-2, s. 747).
Darbeci gazeteler, gerçek hürriyetin sesini susturdu: Âlihimmet (yüksek gayret ve himmet sahibi) olanlar o hadisede (31 Mart olayında) sükût ettiler. Garazkâr cerideler (ard niyetli gazeteler), hakikî hürriyetin sadasını susturdular. Meşrutiyet pek az adamların üstüne münhasır kaldı, fedakârları da dağıldılar (Eski Said Dönemi Eserleri, {Münazarat}, s. 257).
Ahrarlar istibdadı kaldıracak: İnşaallah, o ahrarlar istibdad-ı mutlakı kaldırıp tam bir hürriyet-i şer’iyeye vesile olacaklar (Emirdağ-2, s. 520)
Bu felâket, müstakbel hürriyetle telafi edilecek: Bu devlet-i İslamiyenin felâketi âlem-i İslamın saadet ve hürriyet-i müstakbelesiyle telâfi edilecektir (Mektubat, Hakikat Çekirdekleri-52, s. 801).
Benzer konuda makaleler:
- İman ve hürriyet
- İstibdada baş kaldıran adam
- Bediüzzaman’a göre cumhuriyet ve hürriyet
- En iyi niyet: Hürriyet… En iyi insaniyet…
- Kuvvet kanunda olmazsa, şahsa geçer
- İman ne kadar mükemmel olursa, hürriyet de parlar
- Hürriyet ve İman
- Rezalet içindeki hürriyet hayvanlıktır
- Üstad Bediüzzaman ve hürriyet
- Nur mesleğinde hürriyet kavramı
1959 Kütahya doğumlu. İlk ve ortaöğrenimini burada tamamladıktan sonra İstanbul Hukuk Fakültesini bitirdi. Fakülteye girdiği yıl Yeni Asya Yayınlarında çalışmaya başladı. Yayınevinin çıkardığı çok sayıda kitabın editörlüğünü yaptı. Bu görevini sürdürürken, 1984-92 yılları arasında, aylık Köprü dergisinin sorumluluğunu üstlendi. 1988 yılı başından itibaren yayına başlayan Bizim Aile dergisinin kurucu editörü oldu. 1992 yılından bu yana Yeni Asya Gazetesinin Genel Yayın Yönetmenliği ve Başyazarlığı görevlerini yürütüyor.
İlk yorum yapan olun