Sakın, sakın ümitsizliğe düşmeyiniz!

Ümitsizlik, hayatımızı anlamsız yapar ve çekilmez hale getirir.

Yeis terakkî ve ilerlemenin de en büyük ayakbağı olduğu gibi, huzuru baltalar, tahrip eder. Yeis, ümidin ölümüdür, heyecan, şevk ve enerjinin yok olmasıdır.

Bediüzzaman, yeis hastalığını teşhisini ve ondan kurtulmanın yollarını, yüksek üslûbu ve veciz ifadelerle gösterir:

* Ferd ve milletlerin en dehşetli bir hastalığıdır yeis yâni ümitsizlik, âcizlik ve korkudan kaynaklanır.

* Çalışmaya muvaffak olamayanlar yeise düşer.

* Yeis, aczden gelir.

* Yeis, korkakların âcizlerin işidir.

* Yeis, milletlerin en dehşetli hastalığıdır.

* Yeis, saadetin tahripçisi ve hayatın katilidir.

* Yeis, tembelliği netice verir.

* Avrupa’yı canlandıran emeldir, bizi öldüren yeistir.

* Çabuk yeise dönüşen hamiyet, hamiyet değildir.

* Kadere imân yeisin ve hüznün ilâcıdır.

* Merak duygusunun yerinde kullanılmaması, insanı tehlikeli bir yeise düşürür.

* Ümit, yeisle öldürülen mânevî ve moral gücümüzü hayatlandırır.

* İ’lây-ı Kelimetullah Allah’ın dinini yayma, yeisin ölmesiyle mümkündür.

* Yeis, İslâmiyetin inkişâfına set çeker, perde olur.

* Yeise karşı, “Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyiniz!” kılıncı kullanılmalı. Şu halde ümit, imanın bir özelliğidir ve tevekkül ile yakından ilişkilidir.

* Gebersin yeis, yaşasın sıdk!

İşte, Bediüzzaman, herkesin ümitsizlik, dolayısıyla yukarıda sıralanan ruhî hastalıklara yakalandığı; kıyameti beklediği bir devrede ümide, şevke, coşkuya, gayrete, “el-emel”e sarılarak tedavi edilebileceğinin yollarını gösterir. Kesin deliller ortaya koyarak istakbalde Kur’ân hakikatlerinin hakim olacağını haykırarak ümit aşılar.

Yeisi yok edecek, ümidin yanında, yardımcı kuvvet olarak tevekkül, sabır, sebat, kadere, âhirete imân gibi dağlar kuvvetinde hasletleri nazara verir, Hiç ümitsizliğe düşmeyiniz, zira genç, dinamik, sorgulayıcı bir gençlik geliyor!

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*