EURONUR ÖZEL

Sana Bir Mektup Yazdım… Okur musun?

Özel Makale / mektup

Bu mektubu kalbi kırık bir dostuma yazmıştım. Belki O sensin. Evet! Belki bu mektup sana iyi gelecek.

Sevgili Dostum,

Umarım bu satırları okurken için bir nebze olsun ferahlıyordur. Zor zamanlar yaşıyor olabilirsin ya da sadece gündelik yoğunluk içinde bir duraklama anı arıyor olabilirsin. Her ne durumda olursan ol, bilmeni isterim ki bu yazı, kalbimden gelen bir hatırlatma niteliğinde… Hem senin için hem de kendim için.

Geçenlerde kalbime işleyen bir cümleye rastladım. Said Nursî diyor ki:

“Yalnız Biri iste; başkaları istenmeye değmiyor.

Biri çağır; başkaları imdada gelmiyor.

Biri talep et; başkaları lâyık değiller.” 17.Söz

Bu kısa cümleler, içinde öyle büyük bir hakikat barındırıyor ki… Hayatın bütün aldatıcı ihtişamına, geçici tatlarına ve bitmek bilmeyen isteklerimize karşı sade ama derin bir uyarı gibi.

Bitmeyen Bir Koşu Hayat Ama….

Günümüzde hepimiz birçok şeyin peşinden koşuyoruz: Başarı, para, sosyal statü, takdir edilmek, sevilmek, beğenilmek, anlaşılmak… Kimi zaman bir iş başvurusunun sonucunu, kimi zaman bir mesajın cevabını, bazen de hayalini kurduğumuz hayatın gelip bizi bulmasını bekliyoruz. Ancak bu beklentiler bizi çoğu zaman yorgun, tatminsiz ve yönsüz bırakıyor.

Çünkü aslında tüm bu isteklerin ardında tek bir özlem yatıyor: Kalbimizin doyumu. Ve bu doyumu verecek olan da sadece Allah’tır. Çünkü O, bizi yaratan, en derin arzularımızı bilen, görünmeyen yüklerimizi gören, içimizdeki sessiz duaları duyan Rahman ve Rahim olandır.

Sessizlikte ve Kalabalıkta O Hep Burada

Hayat bazen o kadar gürültülü olur ki Allah’ın sesini, kalbimize fısıldadığı huzuru duyamayız. Fakat ne kadar uzaklaşsak da O bizden asla uzaklaşmaz, bizi asla terk etmez.

“Rabbin seni terk etmedi, sana darılmadı da” Duha Suresi 3

Ne zaman durup yönümüzü O’na çevirsek, bizi bekleyen bir merhamet, bir anlayış ve tarifsiz bir huzurla karşılaşırız.

Bir sabah ezanıyla uyanıp kalbinin derinliklerinde bir sükûnet hissettin mi? Ya da bir duanın ardından gelen hafiflemeyi… İşte O hep orada. Sessizlikte de kalabalığın ortasında da, içten bir yakarışta da.

Dünya Kalbi ve Ruhu Doyurmaz, Sadece O Doyurur

Dünyada ne kadar çok şeyimiz olsa da, ne kadar insanla çevrili olsak da içimizdeki boşluk bazen tarifsiz olur. Çünkü kalp, fıtraten Allah’ı ister. O’nunla buluşmadan önce kalbin tamamlanması mümkün değildir. Nefis sürekli daha fazlasını isterken, kalp aslında tek bir şeye yönelmek ister: Yaradan’a.

Nefs, dışarıdan gelen alkışlarla doyduğunu zanneder. Ama alkışlar bittiğinde sessizlik rahatsız eder. Oysa Allah’a yönelen bir kalp, sessizliği bile huzura dönüştürür.

Aradığın Her Şey Aslında Allah’ta

Belki hayatında zorluklar yaşıyorsun. Belki insanlar seni anlamıyor, belki yalnız hissediyorsun ya da artık kime güveneceğini bilemiyorsun. Bil ki tüm bu soruların cevabı bir tek kapıda saklı: Allah’ın kapısında.

O’na yöneldiğinde yalnız olmadığını hissedersin. Çünkü Allah, en iyi dosttur. O, gizli gözyaşlarını gören, söyleyemediğin cümleleri anlayandır. O’nun sevgisi koşulsuzdur; ne yaptığınla değil, kim olduğunla ilgilenir. Seni en kırık hâlinle de kabul eder. Sadece seni iyileştirmek, yön vermek ve sevgiyle sarmak için bekler.

Dua: Kalbinin Güç Kaynağı

Bir arkadaş olarak her zaman yanında olmaya hazırım. İstersen birlikte dua ederiz, istersen sessizce oturur, sadece var oluruz. Ama biliyorum ki, en gerçek destek O’ndadır. Dua, insanın Rabbine açılan en samimi köprüsüdür. O köprüden geçtiğinde, sadece Allah’a yöneldiğinde, her şey yerli yerine oturmaya başlar.

Bir duayla başlayabilir her şey. Basit bir “Yardım et Allah’ım” bile yeter. Çünkü Allah kalpten geleni bilir. Kimi zaman sözsüz olanı da duyar.

Senin İçin Dua Ettim

Allah’ım, Sen benim kalbimin içini en iyi bilensin. Beni en kırıldığım yerden tut, en yalnız olduğum anda bana yakın ol. Sana yöneldiğimde kalbimi huzurla doldur. Sadece Senin sevgine bağlanayım. Sadece Senden isteyeyim. Çünkü başka her şey geçici, Sen ise sonsuzsun.

Gerçekten Ne İstiyorsun?

Kendine dürüstçe sormaya ne dersin? Gerçekten ne istiyorsun? Bir başarı mı? Sevgi mi? Güven mi? Güzel haber mi? Hepsinin kaynağı aynı. O hâlde neden sadece sonuca değil de, kaynağa yönelmiyoruz?

Bediüzzaman’ın dediği gibi, “Yalnız O’nu iste.” Çünkü geri kalan ne varsa ya eksik kalacak ya da geçici olacak. Allah ise daima tamdır ve sonsuzdur.

Bu mektup, sana olan sevgimin ve dualarımın bir yansıması.

Sen benim için kıymetli bir dostsun. Bu mektup, sana olan sevgimin ve dualarımın bir yansıması. Bugün kendine zaman ayır. Sessiz bir köşe bul.

“Bil ki dünkü gün senin elinden çıktı; yarın ise senin elinde senet yok ki ona maliksin. Öyle ise hakikî ömrünü bulunduğun gün bil. Lâakal, günün bir saatini ihtiyat akçesi gibi, hakikî istikbal için teşkil olunan bir sandukça-i uhreviye olan bir mescide veya bir seccadeye at.” 21.Söz

Kalbini aç. O’nu iste. Ve emin ol, cevap gecikmeyecektir.

Dualarımla, Vesselam…

 

Benzer konuda makaleler:

Deniz Pamir

Satırlarında kainatın sırrını arayan bir kalem… Kelimeleri, hikmetin derinliklerinden süzülen bir nur gibi, zihinleri aydınlatır ve kalpleri ferahlatır. Her cümlesi, mahlukatın ince nakışlarından Halık’ın sonsuz rahmetine bir davetiye gibidir. O, fani sözcüklerle baki hakikatlere köprü… Devamı »

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu