ABD devlet başkanı bu mesajıyla da kalmayarak makamındaki Beyaz Saray’da ABD’nin önde gelen İslâm konseyi üyelerine bir iftar yemeği verdi ve yemekte bu mesajla birlikte, İslâm ülkeleri ile yeni diyalogların başlayacağını, geçmişteki hatalardan dönüleceğini ve çıkış ve çözüm yolları üzerinde durulacağını belirtti.1 Bundan önceki dönemlerde de başta devlet başkanı Bill Clinton ve eşi H. Clinton aynı başkanlık sarayında hem iftar yemeği verdiler, hem de Kur’ân ve İslâmiyet hakkında müjde verici beyanlarda bulundular.2
Bu fevkalâde gelişme ve saygı 200 devlete ulaşan 7 milyarlık dünya ailesinde ardı ardına görülmektedir. Bunlar artık makalelere sığmıyor, kitaplar yazılmakta ve yazmaktayız. Türkiye’mizde de büyük şehirlerden başlayarak 900’ü aşkın ilçemize kadar iftar çadırları açılmaktadır. Fakir fukara ve gönül ehli insanlar için alkışa, duâya lâyıktır.
Menfi mânâda ise: Yıllar önce büyüklerimiz görgü şahitleri olarak anlatırlar. Çok var da bir tanesini yazmak istiyorum. Yer, mazideki AB’yi andıran Mevlânâ diyarı Konya, “Küllükbaşı mevkii” ve Sille kasabası. Rumlardan kalanlar var ve daha göç etmemişler, aynı mahallenin sakinleridirler. Bunlar çocuklarına derler ki: “Evlâdım bugün Ramazan’dır, Müslümanlar oruç tutarlar, sakın dışarıda yemek, çerez vs yemeyin, saygısızlık olur.” Bu saygı uzun yıllar devam etmiştir. 623 yıllık Osmanlı’da böyle idi.
Aynı Konya’da geçtiğimiz Cumartesi ve Pazar günlerinde o mevkiye yakın yerlerde Belediyenin trafiğe kapattığı, yayaya açtığı büyük caddenin sokaklarında lokantalar açık ve dışarıda yeniliyor. Ağızlarında sigaralarla caddede yürüyüş yapıyor bazı insanlar. Yakaladım, sordum bu gençlere: Necisiniz, nereden geldiniz? Bugün Ramazan, ne yapıyorsunuz? Sizin anne babanız Müslüman değil mi? vs. Cevaben dediler ki: “Biz askeriz, bugün çarşı iznindeyiz vs.” Halbuki askerî kıtalarda güzel yemekler var, oruç tutanlar ve namaz kılanlar var.
Bu manzaranın en büyük sorumluları dışarıda yemek yemeye ruhsat veren belediyeler, oruç tutanlara saygıyı unutan iş yerleri ve askerini ikaz etmeyen komutanlardır. Ayrıca 200 küsûr TV’nin bazı yorumcuları iftar ve sahur programlarında siyasî konuşmalar yapmaktadırlar. Çok ayıp, çünkü Ramazan bütün Müslümanların. Ayırt ettiğinde sen de saygısızlık programı yapmış oluyorsun. Şimdi bir Batı dünyasına baktım, bir de bizim sokaklara. Evet bazen “lisan-ı hâl, lisan-ı kalden çok tesirlidir ve ihlâslıdır.”
Dipnotlar:
1- 12 Ağustos 2010, Basın.
2- Müjde Peygamberi (asm), H.U.
Benzer konuda makaleler:
- Ramazan Deyince…
- Ramazan’ınız mübarek olsun
- Üstad Bediüzzaman´ın yeme içme kültürü
- Dünyada Ramazan coşkusu
- Mehmet Kutlular: Bir nur talebesinin siyasetteki istikameti
- Kazan camileri gençlerle dolu
- Bursa’da, bizim Ramazan hâllerimiz…