Şefkat kahramanları ve…

İslâm literatüründe, nezih, sıcak ve derûnî mânâlar taşıyan mübarek kelimelerden birisi de “şefkat”tir. Bu kelime, sırrını, Allah’ın kuşatıcı ve merhamet edici olan sonsuz “Rahman, Rahîm ve Vedûd” isimlerinden alıyor. Şefkat, mâsûm ve zayıflara karşı gösterilmesi gereken insânî bir haslet. Bütün çeşitleri nezih ve temiz olan şefkat, aşk ve muhabbetten keskin bir iksir.

 

Anneler, şefkat mânâsına en ziyâde mazhar olan şefkat kahramanları. Sanki onlar, şefkatten örülmüş birer âbide. Bu duygu sebebiyledir ki anne, yavrusu için hayatını hiçe sayar; tereddüt etmeden ve gözünü kırpmadan fedâ eder.

Bütün insânî, hayvânî ve nebâtî annelerin şefkati, ancak, bir lem’a-i tecellî-i rahmettir. Yani şefkati sonsuz olan Allah’ın şefkatinden bir parıltıdır. Anneler unutmasın ki, eğer bu şefkati yanlış yolda kullanırlarsa, evlâdlarından alacakları karşılık, hem kendileri, hem evlâdları için dehşetengiz: İsyan… Bir kısım anneler, çocuklarının 60-70 senelik dünya hayatlarının mutluluğu için olmadık sıkıntılara girip, çabalayıp dururken, onların ebedî şekavete sürüklenmesine nasıl göz yumabiliyor?

Ne yazık ki, vahşî teknoloji, evlâdı anne şefkati gibi bir hazineden; anneyi tatlı bir itaatten mahrum etmiş. Evet, kadında şefkat, paha biçilmez bir zînet. İnsanların hemcinslerine şefkati, yardımların en ulvî ve en makbullerinden. Lâkin, “Şefkat-i İlâhîden fazla şefkat, şefkat değil” diyor şefkatin zirvesindeki ses.

Mutlu ferd, âile ve toplumun teşekkülü için, ferdin yanında âile terbiyesi ve eğitimi çok önemli bir yer işgal eder. Çocuk yaş iken eğilir, eğitilir. Çünkü o, hamur gibidir.

Çocuğun ilk, en büyük ve en tesirli hocası annesidir. Zirâ o, İlâhî makamdan vazifelendirilmiş bir mürebbiyedir. Anne bir şefkat kahramanıdır. Ancak bu kahramanlığa yol gösterecek, kanalize edecek, Kur’ân terbiyesidir.

Bugün, çeşitli sebeplerle, toplumun çekirdiği âile ve evlilik müessesesi zedelenmiş. Kadın, “şefkat kahramanlığı”nı, yuvasından çıkıp sokaklara dökülmekle göstermeye çabalıyor! Feminizm ve egoizm; günümüzde kadını ve anneyi sokağa dökmüş. Özellikle “çalışma hürriyeti, üretime katkı” diyerek, kadını ekonominin çarkları arasına itmiş.

Çocuk evde ya yalnız başına veya eğitim ve terbiyelerine yabancı olduğu, alışmadığı bakıcıların elinde kalmış.

Böylece, aile terbiyesinden mahrum kalan çocuklar, zamanla aile yuvalarını terkederek uyuşturucu, hırsızlık, alkol, fuhuş gibi dehşet mafyasının eline düşmekte. Hapis, hastane, tırmarhane, alkol ve uyuşturucu bağımlılığı merkezleri veya benzeri yerlere düşenlerin “anne sevgisi, aile terbiyesinden mahrum” yetiştiklerini veya ailelerinin mânevî hayattan uzak, problemli olduğunu istatistikî rakamlar söylüyor.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*