Bundan iki ay önce “Demokrat Anayasa” paneli için İstanbul’a gitmiştik. İki-üç gün kalacağımız o seyahati, dolu dolu geçirelim istedik. Her akşam ve gündüz hizmetlerimize, hizmet mahallerimize gitmeyi plânladık. Panelden bir gün önceki Cumartesi sabahı, Bursa’dan beraber geldiğimiz yol arkadaşım Raşid Yücel ile gazete binamıza gitmek için anlaştık. Sabah Şirinevler hizmet binamıza geldik. Orada kahvaltı yapıp gidecektik. Fakat orada bizi, Bolulu İsmail Arafat ve vakıf Celâleddin Çelebi kardeşleri bekler gördük. Onlar da anlaşıp oraya gelmiş, o gün Bolu’da yeni açılacak hizmet binasının açılışına gitmeye niyetlenmişler ve bize de; “Ağabey bugün Bolu’da dershane açılışı var, oraya gidelim mi?“ dediler. Tabiî bizim için hizmet mahallerine gitmek kadar tabiî ne olabilirdi ki? İkimiz birden “Elbette“ dedik ve gazete ziyaretimizi sonraya tehir ederek, dört arkadaş, İstanbul’dan Bolu’ya gitmek üzere yola revan olduk.
Çok güzel bir 3-4 saatlik yolculuktan sonra, merasimin başladığı saatten biraz geç de olsa vâsıl olabildik şükür. Orada eski-yeni birçok dostu gördük. Onlarla halleştik. İşte orada bulunan İbrahim Güneş Ağabeyin, o güneş gibi parlayan simasındaki parıltıyı hatırlıyorum da, nasıl sevinmişti. O gür kaşlarının arasından bize bakan nurlu gözleri, zaten sevincini belli ediyordu. Özellikle de İstanbul’dan kalkıp bizim gelmemiz çok hoşuna gitmiş, adeta etrafımızda pervane olmuştu. Yemek yerken tekrar tekrar ikram etmeye çalışmıştı. Yemekten sonra sohbet etmiş, bazı meseleleri mütalâa etmiştik. Yemek sonrası ders okunmuş ve zannedersem onun imametliğiyle ikindi namazını kılmış ve daha sonra sohbet, çay ve akşam namazını müteâkiben de, İstanbul Şirinevlerin Cumartesi akşamı sohbetine yetişmek üzere yola koyulmuştuk.
İşte ilk anda, birden hatırlayamadığım İbrahim Güneş Ağabeyi gözümün önüne getirince, onun o mübarek simasının, artık ahiret âleminde tebessüm etmeye başladığını duyunca, “Allah rahmet eylesin ağabey sana!” dedim. Ve onunla birçok mekânda beraber olduğumuz yıllar aklıma geldi. Ankara Kocatepe mevlidlerinden tutun, İstanbul’da yapılan birçok toplantılara kadar, birçok yerde beraber olup görüşüp, selâmlaşmıştık. Bizim Yeni Asya olarak yaptığımız ilk Bursa Mevlidi’ne de gelmişlerdi. Son nefesine kadar dâvâsının sarsılmaz bir hâdimi olarak âhirete intikal eden İbrahim Güneş Ağabeyimize Allah’tan rahmet diliyorum. Onu seven ve tanıyan bütün dostlarının, Bolulu kardeşlerimizin başı sağ olsun. Onun bayrağını burçtan indirmeyip devam ettirecek olan evlâdları kardeşlerimize ve diğer akrabalarına da tâziyetlerimizi bildiririz. Allah, makamını Cennet eylesin İbrahim Ağabey!
Benzer konuda makaleler:
- Hizmetteki ahlâk, hizmetten daha üstündür
- Corona virüs musibetinin hikmetleri ve manevi tedbirler
- Dost istersen Allah yeter
- Kur´ân ile dost olmak
- Hazreti Peygamber (asm) bizi seviyor
- Peygamber efendimizin iletişim tekniği
- Risâle-i Nur dersi yaparken nelere dikkat edilmeli?