Sevgi dili

Türkçedeki sevgi kelimesinin karşılığı olan Arapçadaki “habbe” fiili değişik çekimleri ile birlikte Kur’ân’da 73 yerde kullanılmaktadır.

Bir şey, Kur’ân’da kendine bu kadar yer buluyorsa o Kur’ân nazarında da çok önemlidir. Hatta bir kelime ile de olsa, bir defa işareti bile çok ehemmiyetlidir.

Muhabbetin hamuru sevgi ile yoğrulmuştur. Sevgi, fidanları ağaç haline getirir. Muhabbet bir iksirdir, gönülleri mayalar. Orada huzurun, barışın, şefkatin ve merhametin gülleri açar. Rahmet merhamete döner. Merhametin mayasında muhabbet vardır. Bütün bunların istinat noktası ise Peygamber Efendimizdir (asm). Çünkü onun adı “Habibullah”tır. Muhabbetin meyvesidir.

“Muhabbetten Muhammed oldu hasıl,

Muhammedsiz muhabbetten ne hasıl?”

Bütün sevgiler, muhabbet meyvesi Muhammed’e (asm) yönelirse bir kıymeti olacaktır. Onun dışındakiler gönülleri karartan kara sevda olmaya namzettir. “De ki: ‘Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” (Âl-i İmrân 3/31)

Muhammedî bir muhabbet, onu gönlünün en derununda saklayanları, kendini “Rahman” ve “Rahim” olarak tanıtan Allah’ın muhabbetine götürecektir. “Gel kulum, rahmetimin kucağına gel” diyecektir. Onun için sevdiğine, Habibine muhabbeti istemektedir. Rahmetinin bir şuaı olan muhabbeti onun için gönüllere koymaktadır. Âlemlere rahmet olan Peygamber Efendimizin (asm) izinde, o muhabbet, âlemlerin merhametli Rabbine götürecektir.

“Nefsim kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki hiçbiriniz, ben kendisine ebeveyninden, çocuğundan ve bütün insanlardan daha sevgili olmadıkça, iman etmiş olamaz.” (Müslim, İman 69-70) Rahmet peygamberi böyle diyor. Rahmete ulaşmak için onun izinden gidilmesi gerektiği ifade ediliyor. “Allah ve melekleri, peygambere çok salât ederler (onun şerefini gözetmeye, şânını yüceltmeye özen gösterirler.) Ey mü’minler! Siz de ona salât edin ve tam bir teslimiyetle selâm verin.” (Ahzâb Sûresi: 56)

“Ve kalplerinin arasını sevgi ile birleştirdi. Yoksa yeryüzünde ne varsa hepsini harcasaydın, yine onların kalplerini birleştiremezdin. Fakat Allah, onların arasını sevgi ile birleştirdi…” (Enfal, 8/63). İşte insanlığın aradığı sevgi bu. Gönüller; rahmete, âlemlere rahmet olan Peygamberin (asm) izinde yürüyecektir. Dostluklar Allah için olacaktır. Dünyalık muhabbetler, kısa ömürlü ve bir gün son bulacaktır. Halbuki sevgi gönüle ait bir özelliktir. Gönül ise fani şeylere bağlanmaz. Çünkü o Ebedînin aynasıdır. Fanilere ve fani şeylere razı olmaz. Sevdiğini ebedî beraberlik için sever. Eğer öyle sevmezse gerçek bir sevgi değildir. “Allah’ım! Senden Seni sevmeyi, Seni sevenleri sevmeyi ve Senin sevgine ulaştıran ameli yapmayı isterim. Allah’ım! Senin sevgini, bana canımdan, ailemden ve soğuk sudan daha sevgili kıl.” (Tirmizî, Deavât: 73)

“Ey iman edenler! Müminleri bırakıp da, kâfirleri dost edinmeyin.” (Nisâ, 4/144) Yani onların küfürlerini sevip dost edinmeyin. Dünyevî sıfatlarını sevebilirsiniz. Dürüst iş yapıyorsa bu özelliğini sevmeniz ve beğenmeniz yanlış değildir. Ama küfrünü ve ondan doğan küfür özelliklerini sevmeniz ve dost edinmeniz yanlış olur. Bunu yapamazsınız.

Sevgi ve muhabbet ile kalın. Sevgi Peygamberinin (asm) yolunda kalın.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*