İsmail Bey: “Şeriat-ı Ahmediye (asm) lehviyatı istemez. Bazı alat-ı lehvi tahrim edip, bir kısmı helâl diye izin verip. Demek, hüzn-ü Kur’ânî veya şevk-i tenzili veren alet, zarar vermez. Eğer hüzn-ü yetimi veya şevk-i nefsanî verse, alet haramdır.” Bu cümleyi açıklar mısınız? Şevk-i tenzili veren alet, zarar vermez cümlesini nasıl anlamalıyız?”
Bedîüzzaman Hazretleri müzikle ilgili kerahet veya haramlık durumunu bu veciz sözlerinde bildirmiştir. Dinlenilen müzik, eğer Kur’ân’a dayalı bir şevk içeriyorsa, bundan ruh yüksek şevk ve heyecan duyar. Şevk-i tenzilî, inen vahyi veya inen vahiyle ilgili değerleri konu alan şevktir. Müzik âleti Kur’ân ile ilgili bir hüzün de verse, vahiy değerleri ile ilgili bir şevk de verse, bu zarar vermez.
Fakat Muhammed Aleyhisselâtü Vesselâmın şeriatı nefse çılgınlık veren eğlenceleri istemiyor, insanın isyana sürüklenmesini de hoş görmüyor. Eğer müzik âleti insanın nefsânî hazlarını tahrik ediyor veya insana yetîmâne hüzünler veriyor ve insanı isyana sürüklüyorsa haramdır.
Eğer müzik parçası veya müzik âleti ne haz, ne isyan veriyor, ne de vahiy değerleri ile ilgili bulunmuyorsa, böyle parçalar ruhta meydana getirdiği tesire göre hüküm alır.
Benzer konuda makaleler:
- Vahiy ve ilhâm arasındaki fark
- Peygamberlere imanın sağladığı huzur
- Mezheplere ne gerek var; öyle mi?
- Gelin! Şevk verenlerden olalım
- Dünya evine girerken dünyevîleşmek
- “Risale-i Nur’u oku oku ne olacak?”
- Akılsız âlet olmak
- Ubudiyyet
- İslâmiyet demokrasiyi onaylar mı?
- Cemaatler asli vazifelerine dönmeli
1963 Mersin Gülnar doğumlu olan Süleyman Kösmene, ilköğrenimini doğduğu köy olan Yarmasu köyünde yaptı. 1981 Mersin İmam-Hatip Lisesi; 1986 Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu. Milli Eğitimin çeşitli kademelerinde öğretmenlik ve idarecilik yaptı. Yeni Asya Gazetesi Fıkıh Günlüğü köşesinde günlük yazılar yazmakta olan yazarımız, İstanbul’da yayın yapan Bizim Radyo’da ve EuroNur.tv’de programlar yapmaktadır. Evli ve üç çocuk babasıdır.
İlk yorum yapan olun