Şimdi anlaşıldı mı?

Image
Daha önce demiştik: “İç ve dış odaklar; 22 Temmuz’da AKP üzerinden bir tuzak kurdu; bozalım. Neydi bu tuzak? Başta başörtüsü, imam-hatip ve katsayısı adaletsizliği, Kur’ân kursları yaş sınırı vs. pek çok hak ve hürriyetler meselesinde hiçbir iyileştirme, icraat yapmayan, hatta söz dahi vermeyen; ancak belli çevrelerin ve dış bağlantılarının ekonomisini/menfaatlerini inanılmaz derecede iyileştiren, gözeten; siyaseten tecrübesiz AKP’yi iktidara getirecekler ve istedikleri tavizleri koparacaklar!

Bunlarla istedikleri gibi siyasî kamuoyu oluşturuyorlar… Nasıl oldu da, dış çevreler; AKP’ye inanılmaz derecede böylesine bir destek verdi? Babalarının hayrına mı; Türkiye’nin hayrına mı? Zafer sarhoşluğunu bir kenara atıp, hepimiz ve özellikle AKP’liler hassasiyetle tahlil etmeli, ona göre stratejiler geliştirmeli; oyunlarını bozmalı!”1

Geriye doğru kısa bir siyasî gezinti yapalım: Siyasî iktidarı ele geçirme düşüncesiyle yola çıkan MNP-MSP-RP-FP hareketi, “30 yıl süren siyasî savaş” sonunda, hareketlerinin çıkmaz yol olduğunu görmüş. Bu sefer “Din gömleğini çıkardık!” deyip, tüm gücüyle dinî duyguları âlet ederek AKP ile yine siyasetin labirentlerine girmiş…

Bu, beynelmilel bir tuzak mıydı? Yani, dış mihrakların, para çevrelerinin, yerli holdinglerin, “kartel medyası”nın, gazete ve televizyonların beyin yıkamasıyla alay-ı vâlâ ile AKP’yi iktidara getirmesi… Altı yıl süren AKP iktidarında mütedeyyin çoğunluğun lehinde hiçbir icraat yapamaması; başörtüsünü halletmeye kalkınca, kapatma ile karşı karşıya kalması! 367 oyunu, Anayasa Mahkemesi’nin, milletin, Meclis’in iradesini hiçe sayan kararı vs…

Bunlar da gösteriyor ki; dindarlar iktidar olmaya çalışmamalıdır. Bediüzzaman’ın tesbit ettiği gibi; Kur’ân ve hadîsçe haber verilen ve bütün peygamberlerin ve asırların Allah’a sığındığı âhirzamanın dehşetli hâdiseleri içindeyiz. Şeytandan Allah’a sığındığımız gibi, siyasetten de sığınmalıyız. Çünkü, Deccalizm, her tarafı kasıp kavuruyor. Ona siyasetin malzemeleriyle değil, ancak imân ve Kur’ân nurlarıyla mukabele edilebilir.2 Evet, felsefenin tahribatçı fikirlerini siyasetin günlük, değişken, hissî doneleri çürütemez, durduramaz; imân ve İslâm esaslarını izâh edip ortaya koyamaz.

Şimdi anlaşıldı mı, AKP’yi niye iktidara getirdiler, niye gazetelerde, televizyonlarda övgüler dizdiler? Şimdi sorun kendinize: Nerede istikrar, nerede AKP’ye övgü yağdıran cümle dalkavuk ve dahi mutabasbıs, yağdancı gazeteler, köşe yazarları, televizyonlar? Dessas ehl-i dünyanın propagandalarına nasıl aldandık? Demek ki, adamlar altı yıl boyunca kendi işlerini yaptırdılar, ne zaman çoğunluğun işine el atınca; tu-kaka, gel beru!

Herkes vicdanıyla baş başa kalınca düşünmeli: Madem 22 Temmuz bir tuzak değildi, AKP demokrattı da, niye çoğunluğun işini halledemedi? Üstelik, 6 yıl sonunda “Başörtüsüne serbestiyet” diye yola çıkan AKP, öngörmediği biçimde “Türbana yasak getiren” parti oldu!

28 Şubat’tan sonra “dini referans alıp ortaya çıkmanın zararlarını” anladık. Keşke Bediüzzaman’ın, dünya çapındaki sosyal tesbiti olan, “İttihad-ı İslâm Partisi yüzde altmış yetmiş (toplumu, devleti oluşturan tüm katmanlar) tam mütedeyyin olmak şartıyla, şimdiki siyaset başına geçebilir. Dini, siyasete âlet etmemeye, belki siyaseti dine âlet etmeye çalışabilir. Fakat çok zamandan beri terbiye-i İslâmiye zedelenmesiyle ve şimdiki siyasetin cinayetine karşı dini siyasete âlet etmeye mecbur olacağından, şimdilik o parti başa geçmemek lâzımdır”3 meselesi de anlaşılıp ona göre hareket edilseydi!

Dipnotlar:
1-Yerin Kulağı, Yeni Asya, 24.07.2007.;
2-Tarihçe-i Hayatı, s. 131.;
3-Emirdağ Lâhikası, s. 386.

Benzer konuda makaleler:

8 Yorum

  1. Selamunaleyküm
    Yazıyı görünce şaşırmadım. Çünkü ben Yeni Asya yı okuyorum. Ben etrafımdaki insanları cahillikle itham etmiyorum sadece yaptıkları tavırlarla kendilerini iyice garipleştirdiklerini düşünüyorum ve bunca zamandan sonra yine aynı garip tavırlarını sürdürdüğünü düşünüyor ve Rabbimden verilen tavizleri bizlere acı fatura olarak ödetmemesini niyaz ediyorum.
    Allah Yeni Asyamdan ebeden Razı olsun…

  2. Muhterem maalesef yanılıyorsunuz. koyulaştırılmış şekliyle yazdığınız yazı tamamen yanlış. Zira başörtüsüne yasak getirilmedi. Varolan yasağı kaldırma girişimi reddedildi. Olay bu kadar basit. Size de tavsiyem yassahçı zihniyetle uğraşın. Bırakın siyasi çekişmeleri ona halk karar versin.

  3. Selamünaleyküm, muhterem selimfirat asil yanilan sensin, yazilar dogrudur, evet basörtüsü serbest degildi ama anayasal bir yasakda yoktu, eger hükumet samimi olsaydi bastan cesitli tedbirler alabilirdi ve aralikli olan kapiyi kapatmaz insanlarin ümidini bosa cikarmazdi. Sisirilerek girdigi bu ise “biz bu isi tek cümleyle bitiririz” “siyasi simge olsa ne olur” diyerek artik anayasa degismedigi sürece teklif dahi edilemez hale getirdi bu meseleyi senin zannettigin gibi basit bir reddedilme olayi degil ama gercekten dogru dedi bu iside bir cümleyle bitirdi…

  4. aslında forumlarda bu tür ikili münakaşaları pek tasvip etmem ama muhterem musti beyin yazdıklarına bir cevap hakkımın olduğu kanaatindeyim. Kardeş sen ve senin gibi düşünün muhterem abilerimiz oklarını siyasilerden cekip asıl cenaha yönlendirse isabet tam olacak. Tam bir siyasi muhalefet gibi yaklaşıyorsunuz bırakın bu işleri. düne kadar bu sorun neden çözülmüyor diye bağıranlar şimdi sorunu çözmek için çaba sarfedenlerle uğraşıyor. Malumun ilamı diye haykıranlara ve malumu ilan idanlere tek cümle söylemeden muhalefet gibi siyasal iktidara yükleniyorsunuz. Milletin teveccühünü kazanan insanlara ok atmak hizmet noktasından ne kadar makbul. Yoksa siyasal bir temsilcilik mi yapıyorsunuz. Selametle.

  5. Sizin anlayamadığınız hakikatleri müfrit şeytan dahi kabul etti, Nedir bu akp çabanız, Bunca yaptıkları hatalara rağmen hala çok garip tavır sergiliyorsunuz ve biliyorsunuz ki Başörtüsü asla affetmez. 1999 da O depremi bizzat yaşadım şunu söyleyebilirim ki o zaman ki yapılan zulümün acısı çıktı. Kimden? Tabiki bizden. Aynı kafayla devam ederseniz, hiçbirşeyi savunamaz hala gelirsiniz…
    Sonra birileri gibi efendim ayasofya ha cami olmuş ha kilise ha müze ne farkeder der kendinizi avutursunuz…. Böyle dik durmak olmaz, Allah size akıl fikir izan basiret versin….

  6. Bu ne savrulmadır böyle abdulkerim bey!!!

    Bir zaman refahcıların seçim sonu müslümanların sayısı belli oldu demeleri gibi siyasi görüşlerinize muhaliflik bizleri müfrit şeytandan daha da aşağı attı ha öyle mi? Yani DPli veya dypli yada demirelci olmadığımız için dinden mi çıktık. Nedir bu hezeyan. Yazdıklarınıza dikkat edin kul hakkına giriyorsunuz bir nur talebesi nasıl böyle bir ifade kullanır. Yani yeni asyanın siyasi görüşlerini taltif etmedik diye bize hakaret mi etmelisiniz. Editör kardeş nasıl böyle ifadelere göz yumarsınız.

  7. Ya Allah aşkına kim size partizanlık yapıyor, kim sizi tenkit ediyor? Meşverete rağmen yanlış hareket ediyorsunuz ve bu makale bunun ispatı. Herkes herbir meseleyi anlayamaz kısa kesiyorum..

  8. Yaşar Kardaş,
    İddanız gayet yanlış ve mesnedsiz ve sistematik değil. Siyasetten anlamaman normal, fakat kendi hizmet tarzından anlamıyor oluşun fevkalade zararlı… Üstad, hakim’den hakimiyetten bahsetmiş. Bunlar da ekseriyetle alakalı ve % 60 oylar da işte böyle oluşuyor.

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*