Sırat köprüsü nasıl bir köprüdür?

Teknoloji epey ilerledi. Bazı TV kanalları Kabe’den canlı yayın yapıyorlar. Günlük beş vakit namazı canlı olarak seyretmek mümkün. Hatta bazı kanallar yirmi dört saat canlı yayında. Suud’larda böyle bir kanal var. Biz de ara ara bu mübarek beldeyi TV’lerden seyretme imkanı buluyoruz. Yine böyle bir gün, bir namaz vaktinde Kabe’yi seyre dalmıştık. Üstten görünüşü tam bir kare şeklinde olan Kabe’nin etrafındaki müminler saf olmuşlardı. Saflara dikkat ettik, tam bir daire şeklinde. Bu saflar geriye doğru çapı büyüyen, hatta dünyanın tüm yüzüne yayılan içi içe girmiş daireler gibi. Sanki semaya kadar uzanan bir daire veya tünele benzer bir kanal varmış gibi de, adeta müminler bu daire ve tünellerin yeryüzündeki izleri. Kabe’nin dört köşesi ise bir daire çapını andırır durumda.

Hal böyle ise, bu dünyanın ve alem-i şehadetin en önemli ve nurani tüneli Kabe’de demektir. Bütün ibadet ve itaat ve iyi ameller, belki de, bu noktadan semaya yükseliyor. Günümüz fen bilimi, bilhassa atom altı olayları inceleyen Kuantum Mekaniği, atomdan insana, dünyadan diğer büyük yıldızlara kadar her mevcudun bir tüneli olduğunu söylüyor. Öyle ise dünyanın da semaya açılan bir tüneli olsa gerek. Böyle bir tünel var ise bu nurani tünelin merkezi noktası, kuvvetle muhtemel, Kabe’dir. Gerçi Resul-u Ekrem Aleyhisselatuvesselam Kudüs’ten Mirac’a çıkmış. Ancak dönüşünde ise doğrudan Kabe’ye gelmiştir. Bu da Kabe’nin çok daha önemli olduğuna işaret eder. Bazı haberlerde Kabe’nin nurani bir direk olarak tanımlanması da böyle bir duruma işaret ediyor olabilir.

Bu tünel süreci gerçekten çok önemlidir. Risale-i Nurun bir çok yerinde misal yolu ile meseleye dikkat çekilmiş. 23. Sözde şimendifer ve tünel misalleri, 30. Sözde anlatılan tüneller sadece iki örnektir. Ayrıca tünele benzer şekilde menfezlerden, kuyulardan bahsedilmiş. 8. Sözdeki kuyu misali çok ilginçtir. (Bu hususlarla ilgili ayrı bir makale ele almayı düşünüyoruz, İnşallah)

Hayatın bir çok tünellerden geçtiğini ifade eden aşağıdaki cümle ise meseleye oldukça ilginç bir şekilde ışık tutuyor:

“Ve keza, kader muhitinde uçan tayyare-i ömre veya hayat dağları arasında açılan uhdut ve tünellerinden şimşekvâri geçen zamanın şimendiferine bindirerek ebedül’âbad memleketinin iskelesi hükmünde olan kabir tünelinin kapısına sevk eden Hâlık-ı Rahmânü’r-Rahîmden medet istiyorum.“ 1

İfadeye göre, bu dünyaya ‘o mahut dar bir tünelden’ geldik. Dünya denilen büyük bir tünelin içinde yaşıyoruz. Zaman denilen ve tünele benzeyen bir şimendifer içinde hep ileri gidiyoruz. Ve kara kabir denilen bir tünel sürecinden haşir meydanına çıkacağız. Zaten İsrafil’in (as) borusu da ilginç ve garip ve sırlı bir tünel misalidir.

Şimdi gelelim başlıktaki soruya. Yani “Sırat Köprüsü nasıl bir köprüdür” sorusuna. Sırat Köprüsü de, Allahualem, her insanın Cennete uzanan ilginç ve son tüneldir. Bu tünel nurani bir tüneldir. Ve artık mahşer sonrası gözle görülecektir. Orada herkes kendi tünelini açıkça görüp bilecektir. Bu tünelin genişlik ve sağlamlığı dünyada yapılan fiil ve amellere bağlıdır. Eğer siz iman, itaat ve ibadet, hayır, iyilik, yardım, kurban ve diğer güzel amellerle tünelinizi nurani bir ağ ile örmüş iseniz bu tünelden rahat ve hızlı bir şeklide cennete uçabilirsiniz. Yoksa bu tünel sizin için “kıldan ince kılıçtan keskin” olabilir. Aslında buna benzer bir tünelimiz dünyada da var. Hafaza melekleri denilen mesele bir ölçüde bizi çepeçevre saran tünelimizdir. Cenab-ı Hak her şeyi hikmetle yapar. Bilim dünyası da bunu bir ölçüde keşfetmiş ve bu tünellere ‘manyetik alanımız’ adını vermişler. Kirlian fotoğrafçılığı ile de bu manyetik alan, çok zayıf da olsa, görüntülenebilmiş.

Günahlar, isyanlar, kötü ameller ise bu dünyada bile bu tünellerimizden gedikler açılmasına vesile oluyor. Şerli cin ve şeytan türü mahlukların açılan bu deliklerden yol bularak insanlara bazı zararlar verdiği de bilinen bir gerçektir.

İşte haşir meydanından sonra kötü ve şerli insanlar kendi tünellerinde tamir edilmez delikler açıyorlar. Cehenneme düşmek durumunda kalıyorlar. Hadislerde sırat köprüsü üzerine, “Sa’dan dikenleri gibi çengeller” atılır deniliyor. İşte bu diken tabiri de Cehenneme açılan günah tünellerdir. Kafirler bu tüneli daha dünyada iken kökten kestiğinden onlar doğrudan Cehenneme gidiyorlar. 23. Sözdeki intisap meselesi bir ölçüde bu meseleye ışık tutar. Tüneli açık olanlar ise günahı olup da kurtulma ümidi olanlardır. Nurani zatlar ise ışık hızından öte bir hızla bu tünelleri geçip cennete gireceklerdir.

Sırat üzerine kurulan tünellerin en güzeli, en müstakimi, en sağlamı, en kopmaz olanı, en genişi, en nuranisi Muhammed-i Arabi Aleyhisselamın tüneldir. Tevhit kelimesi onun tüneline bağlanma şifresidir. Onun sünnet-i seniyyesine uymak ise onun cadde-i kübrasına girmek demektir. Onun cadde-i kübrasına girmek ise sırat denilen tünelden geçip cennete uçmak demektir. Allah tüm müminleri sırattan geçen ve cennetine giren kullarından eylesin. Amin.

Not: Sırat köprüsünün Cennet ve Cehennem arasında dipole türü, yani çift kutuplu dikine bir yolculuk olduğunu, Cennet ve Cehennemin iki çekim noktası, yani kara nokta ve ak nokta olarak, tanımladığını Nurlarda geçen bazı tabirlere göre tekrar ve geniş bir şekilde ele almayı düşünüyoruz, inşallah.

Dipnotlar:
1- Mesnevi-i Nuriye, s.94

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*