Dublör kullanımı bazı mesleklerde yaygındır.
Bilhassa sinema sektöründe.
Bazı tehlikeli sahne çekimlerinde dublör kullanılır.
Başrol oyuncusu o tehlikeli sahneden zarar göremesin diye.
Geçenlerde;
Bir sinema filmi çekiminde, önemli bir sahne çekiminde başrol oyuncusunun bizzat kendisi çekime katıldığını, dublör kullanmadığını basından izlemiştik.
Demek ki dublör kullanımı sinema dünyasının önemli bir parçası.
Dublör sadece sinema dünyasındaki bir durum değil.
Diğer meşhur kişilerin de kullandığı bir yöntem.
Siyaset dünyası da kullanıyor dublörü.
Hatta;
Güvenlik için birden fazla dublör kullanan siyasi liderler de var.
Eski ABD başkanı Biden de bunlardan biriydi.
Biden’in dublörlerini ekrana yansıyan görüntülerden bile anlamak mümkündü.
Bir belgeselde izlemiştik.
Rusya’da Stalin ölünce yerine getirilen dublör dört aydan fazla görev yapmıştı.
Günümüzde de siyasi dublörlerin varlığı bir gerçek.
Eskiden dublörler benzer bir kişiden seçiliyordu.
Günümüzde ise teknoloji ilerledi.
Silikon maskeler ile adamın tıpa tıp aynısını yapıyorlar.
Öyle ki dublörü gerçeğinden ayırt etmek mümkün olmuyor.
Dublör siyaseti bizim ülke gündemine de girdi son günlerde.
Devlet Bahçeli vesilesi ile.
Bilindiği gibi Bahçeli 6 Şubat günü ağır bir kalp ameliyatı geçirdi.
Bunun üzerine iki ay gibi ortalıkta görünmedi.
Bu arada bir çok kişi ile telefonda görüştü.
Ancak;
Ortada ses var görüntü yoktu.
4 Nisanda görüntü de verildi.
İşte tartışma da bu noktada başladı.
Zira Bahçeli’nin görüntüsü hiç de öyle ağır bir hastalık hali görüntüsünde değildi.
Üstelik bu görüntü asıl Bahçeli’ye de benzemiyordu.
Bu noktada dublör tartışması gündeme geldi.
Sosyal medyada ilginç açıklamalar var.
Onları dikkate alınca ‘acaba’ demekten kendinizi alamıyorsunuz.
Hatta şu an Erdoğan’ın da dublör olduğuna dair iddialar var.
Bir ara ekranda uyuyakalan, yürümekte zorlanan, ayaklarında çelik destekler olan Erdoğan var;
Şimdilerde ise sağlığı yerinde ve saç tıraşı hiç değişmeyen bir Erdoğan.
Tüm bunlara bakınca dublör iddialarını da yabana atamıyorsunuz.
Peki görüntü tamam da ses nasıl diyebilirsiniz.
Bunu da yapay zeka ile hallediyorlar.
Teknoloji epey gelişti.
Takılacak küçük bir yapay zeka aparatı ile ses frekansını anında değiştirmek mümkün.
Bunlar elbette kesin bilgiler değil.
Ancak;
Dışarıya yansıyan görüntü bu.
Bu noktada en tehlikelisi şu:
Şayet ortada dublörler var ise ülkeyi yöneten kim?
Arkadaki görünmez ekip kimlerden oluşuyor?
İşte bu soruların cevabı bile dublör iddiasını güçlendiriyor.
Şu an için bakın ülke siyasetine.
Ülkeyi Erdoğan mı yönetiyor?
Yoksa başkaları mı?
Hakan Fidan ve İbrahim Kalın’ın ülke siyasetinde bu denli önde ve etkili olmaları yukarıdaki sorulara bir cevap mahiyeti taşımıyor mu sizce de?
Benzer konuda makaleler:
- Yapay zeka ile inanç üzerine bir konuşma
- Müflis Proje: KEMALİZM
- Risale-i Nurda Yazılım Mühendisliği ve Yaratılış Teorisi
- Risale-i Nurda “RUH” kavramına farklı bir bakış