Sözü geçen insan, nefsine söz geçiren insandır

Image
İnsanlar vardır, bulunduğu toplumda hatırı sayılır, sözü dinlenir. Bir anlaşmazlık halinde kendisine başvurulur, onun hakemliğine itimat edilir. Taraflar onun sözünü dinlerler, aralarındaki nizaya son verirler. Bunlar âkil adamlar, saygın insanlardır.

Toplumda kanaat önderleri olarak bilinen insanlar vardır. Bunlar uzmanlığına, ilmine ve adaletine itimat edilen, kanaatleri toplum tarafından kabul gören insanlardır. Onların sözleri topluma yön verir, kargaşayı önler. Bir sözleri ile kitleleri yatıştırırlar, küskünleri barıştırırlar. Bunlar, toplumda sözü geçen aydın insanlardır.

Yine insanlar vardır, sözleri ile ordular harekete geçer. Onların sözleri bazen kanlı savaşların başlamasına, bazen de akan kanların durmasına sebep olabilir. Bazı insanlarında sözleri kanun olur, onun dışına çıkılmaz. Çıkanlar da çok ağır bedeller ödemek zorunda kalırlar. Bunlar da hükmeden insanlardır.
Yine insanlar vardır, bir ilde vali, bir kurumda müdür veya bir işyerinde patron makamındadırlar. Orada çalışan herkes onun sözünü dinlemek zorundadır. Bunlar da âmir insanlardır. Emirlerini herkese dinlettirirler.
İster saygın insan olsun, ister aydın insan olsun, isterse hükümdar veya âmir olsun, kişilere ve kitlelere söz geçirdiği halde, nefsine söz geçiremiyorsa, o insanın bütün karizması yerle bir olmuş demektir. Böyle insanların ne itibarı kalır, ne hakimliği, ne amirliği.
Meselâ toplumda hatırı sayılır ve nüfuzlu bir insan, ezan sesini işittiği zaman nefsine boyun eğdirip başını secdeye koyamıyorsa, o insanın nefsinin yanında en ufak bir saygınlığı ve itibarı yok demektir. Başka insanların ona saygı göstermesi, sözünü dinlemesi, onun önünde boyun eğmesi beş para etmez. Hatırı sayılır insan, nefsine hatırını saydıran insandır.
Nefis kendini her şeye hâkim bilir, kendini her şeyden üstün görür. Halbuki her şeyin sahibi ve hâkimi Cenâb-ı Haktır. Bir insan, nefsinin firavunluğunu kıracak, onun isyana değil itaate mecbur olduğunu kabul ettirecek bir kudrete sahip ise, o insan gerçekten kudretli ve hükmü geçen insandır. Yoksa, bir ülkeye hâkim olup bir millete hükmettiği halde, nefsine hükmü geçmiyorsa, onun hükümdarlığı beş para etmez.
Bir insan, bir kötülük yapmaya veya bir günah işlemeye niyetlendiği zaman, vicdanın uyarması ile nefsine döner de, “Ey gafil nefsim, sen ne yapıyorsun, bu yaptığının günah olduğunu bilmiyor musun? Bu ayıp ve günahınla Rabbinin huzuruna nasıl çıkacaksın?” dediğinde, nefsi bu ikaza itibar ederek o çirkin amelden vazgeçiyorsa, işte o insan sözü dinlenen insandır.
Nefis harama el uzattığında, kalp ve vicdanın ikazı ile harekete geçen ve nefsine, “Sen ne yapıyorsun, bu fiilinin haram olduğunu, bu yaptığının yanlış olduğunu bilmiyor musun? Derhal bundan vazgeç ve elini geri çek” dediğinde, nefsi bu emre boyun eğerek o fiilden vazgeçiyorsa, işte bu insan, nefsine emirlerini dinleten âmir insandır.
Kısacası, kudretli hükümdar, evvela nefsine hükmedebilen insandır.
İyi bir âmir, nefsine emir verebilen insandır.
Hatırı sayılan insan, nefsine hatırını saydıran insandır.
Sözü geçen insan, nefsine söz geçiren insandır.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*