“Şu cihet her şeyde güzeldir”

Mesnevî-i Nuriye’de, “İkinci cihet, melekûtiyet cihetidir: Âyinenin şeffaf vechi gibi. Şu cihet herşeyde güzeldir. Şu cihette esbabın tesiri yoktur. Vahdet öyle ister. Hattâ hayat ve ruh ve nur ve vücut, iki vecihleri şeffaf ve güzel olduğundan, mülken ve melekûten vasıtasız dest-i kudretten çıkıyorlar” hakikatini ifade eden Bediüzzaman Hazretleri, şeffaflığı getiren melekûtiyet cihetinin her şeyde güzel olduğunu belirterek “şeffaflık” üzerinde bizleri düşünmeye ve tefekküre sevk ediyor.

Hayat, ruh, nur ve vücut bu şeffaflığı bizzat gösteriyorlar. Bugün modern tıpta hastalıkların teşhisi için kullanılan radyolojik teşhis yöntemleri, tıp biliminin şeffaflığı, tedavi araçlarına nasıl aktararak ondan faydalandığının göstergesidir. “Nur ve nurânî şeyler, ne kadar nurâniyette terakki ederse, o nisbette ince ve gizli şeylere nüfuzu tam ve keskin olur. Ve keza, ne kadar lâtif olursa, o derecede maddiyatın içlerini keşfeder: Röntgen şuâı gibi.

Bediüzzaman, şeffaflık arttıkça ince ve gizli şeylerinde tam ve keskin olarak bilinebileceğini ve maddiyatın içlerinin bütün yönleriyle keşfedilebileceğini belirtmektedir. Şeffaflık arttıkça, kesif, katı ve sert maddeler bu şeffaflığa karşı koyamamakta, kendi içlerinde olanların keşfine izin vermektedirler.

Birçok bilim dalında şeffaflıktan faydalanıldığı gibi, kamu idare ve yönetimlerinin de şeffaflaşması hususu, bugün devletlerin bir meselesi ve ihtiyacı haline gelmiştir. Devlet idaresinin iş ve işlemlerinin gizlenip saklanması, kamuoyu ile paylaşılması gereken birçok hususunun duyurulmaması, bütün toplumu ilgilendiren kararlarla ilgili önemli meselelerin detaylarından hiç bahsedilmemesi gibi şeffaf olmayan işler, demokratik yönetimler ve o yönetimlerin halklarının kabullenmediği durumlardır. Her şey de güzel olan şeffaflığın devlet idarelerince de benimsenmesi artık elzem hale gelmiştir.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*