Su gibi aziz olmak

Suya atfedilen “aziz” sözü, suyun vasfını en güzel ifade eden kıymetli, çok değerli, mübrem, mübarek, mukaddes manalarına gelmektedir.

“Hava kadar lâzım / Ekmek kadar mübarek, / Su gibi aziz bir şeysin”1 mısralarında da görüldüğü gibi, su, her şeyin lüzumu, hayatın en lâzımı; diğer bir tabirle, ab-ı hayat bir madde.

İşte bunun içindir ki, yıllar boyu, bize ikram edilen bir yudum suyun ardından “Su gibi aziz ol” der, ikram edene, bilmukabele duâ edilir.

Bu cümle, ecdadın, asırlardır değişmeyen niyazı.

Çünkü nezafet, onunla olur; toprak, onunla hayat bulur. Yangın yerine dönmüş yüreklere can, damarlara kan, gönüllere derman olur su.

Madde olarak hidrojen ve oksijenden meydana gelen su, yağmur, dolu, kar suretinde bulutlardan Allah’ın Rahman isminin tecellisi olarak yeryüzüne indirilen; denizleri, gölleri, ırmakları, pınarları ve dolayısıyla yer altı kaynaklarını oluşturan; dünyada insan, hayvan, bitki ve bütün canlıların varlığının devamını sağlayan şeffaf ana hammadde.

Bunun için, yağmurun, bir adı da “rahmet”tir.

Şiirinin bir mısraında, “Çeşmeden her su içerken: ‘Şükür Allah’a’ diyen”2 diyor usta şair Yahya Kemal Beyatlı ve bununla, bir rahmet eseri olan su için Allah’a şükredilmesi, hamd edilmesi gerektiğine işaret ediyor.

Evet…

“Su gibi aziz ol” ne güzel bir söz, ne samimî bir duâ.

Su, alabildiğine mütevazı, olabildiğince kıymetli ve toprak gibi alçak gönüllü olduğundan dolayıdır ki, gökten indirilmiş olmasına rağmen yerin derinliğini mesken tutar kendine.

İşte, bu özelliğinden ve güzelliğinden dolayı azizdir, temizdir, lezizdir.

Cenab-ı Hak, suyun mahiyetini;

“Biz, ölü toprağa can vermek, yarattığımız nice hayvanların ve nice insanların susuzluğunu gidermek için gökten tertemiz su indirdik” 3 âyetiyle beyan buyurduktan sonra, soruyor:

“Suyunuz çekiliverse, söyleyin bakalım, size kim akarsu getirebilir?” 4

Verilecek tek cevap: “Senden başka hiç kimse!”

Bütün bunlar göz önünde bulundurulduğunda su, nasıl rahmet, nasıl nimet, nasıl “aziz” olmasın?

Su, öyle bir ikram-ı İlâhîdir ki, neye versen can oluyor; ona, hayat sunuyor.

Yâ Rabbenâ! Sana, suların zerreleri adedince hamd ü senâlar olsun.

İçip de hamd edenler, “su gibi aziz” olsun.

Dipnotlar:

1- Cahit Sıtkı Tarancı, Seçmeler, 34.
2- Yahya Kemal Beyatlı, Kendi Gök Kubbemiz, 46.
3- Furkan Sûresi, 48-49.
4- Mülk Sûresi, 30.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*