Subay ve polislerin bıyığına ne oldu?

Çoktandır böyle bir yazı yazmak aklımdaydı. Ama bir türlü fırsat ve vakit bulamıyordum. Çocukluğumdaki subayları hatırlıyorum da, subaylar, astsubaylar bıyıklı olurdu. Şanlı ordunun mensuplarına bu, o kadar da yakışırdı ki… Ama ne olduysa, birden subaylarımızın bıyıkları, bir matruşa benzetilmek uğruna katledildi gitti.

Evet, benim hatırladığım yıllarda subayların bıyıkları (ekseriyetinin) hem de öyle bir güzeldi ki, tam Sünnet-i Seniyyeye (asm) uygundu. (yani yanlardan dudak hizasını geçmeyen, alt dudağın görülecek şekilde açık ve üstten alınmamış bir bıyık sünnet ölçüsüdür.) Zaten zannedersem iç tüzükte de öyle tarif ediliyordu.

Her halde yanılmıyorsam, milletin başının belâsı olan ihtilâllerin ilki olan 60 ihtilâlinden sonra kanunen olmasa da, zımnen bu iş yasaklandı. Ama kanunen yasaklanması ise, 80 fitne ihtilâliyle oldu. 25 Haziran 1983 tarihli resmî gazetenin 8088 sayılı sayısında yayınlanan kanunla subay ve astsubaylarımız bıyık bırakamaz hâle geldi. Ve bir anda bıyıklar kesilince tam bir matruşlar ordusu meydana geldi. Tarihte “erkek millet” olarak tanınan Türk ordusunun bıyıkları bir anda kesilerek birçok ordu mensubunun içten içe üzülmesine sebeb olunmuştu.

Tabiî iş sadece bununla kalmamış, askerin yanında polisimize de el atılmış, onların da bıyıkları 80 ihtilâliyle tırpanlanmıştı. Gençlik zamanlarımızda, talebelik zamanlarımızda gayet iyi biliyoruz o bıyıklı polisleri. Ama maalesef, onlar da bıyıklarından olmuştu.

Bu yazıyı yazmaya niyetlendiğimde konuştuğum bazı polisler öyle sevindiler ki, “böyle bir meseleye el attığınız için teşekkür ederiz. Vallahi şimdiye kadar buna pek temas eden olmamıştı. Yazınızı dört gözle bekliyoruz. İnşaallah bu yazınız ses getirir ve bizler tekrar bıyıklarımıza kavuşuruz” dediler.

Yani anlaşılır gibi değil. Yahu, bir insanın bıyığıyla, sakalıyla, (edebe aykırı olmamak kaydıyla) giyim-kuşamıyla ne uğraşırsınız? Dünyanın en modern devletlerinin, ne ordusunda, ne de polisinde böyle bir durum yoktur. Alın Amerika’yı bakın. Bırakın bıyığı, sakallı bile olan birçok asker-polis var. İnşaallah şimdi iş başında olan dindar hükümetimiz, belki de dikkat etmediği bu işe bir neşter atar ve askerimiz de, polisimiz de; ister bıyık bırakır, ister bırakmaz hâle getirilen bir kanunla bu haklarını yeniden elde ederler.

Sakal sünnetini niye yerine getiremediğini eserlerinde açıklayıp, izah eden Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri, sakaldan mahrum kalmış fakat bıyıklarını hiçbir zaman kesmemiştir. Ne de olsa, bu da bir Sünnet-i Seniyyedir. Hiç değilse yine bir sünnete uyma sevabı almıştır. Tabiî bu arada, bu mesele açılmışken, onun takibçilerine de bu mevzuda hatırlatmakta fayda var. Son zamanlarda bir de bu moda oldu. Tamam, belki sağlık v.s gibi sebeblerden bırakmayanlara bir şey demiyorum da, bazı arkadaşlarımızın niye bıyık bırakmadığını anlamam. Haaa, yerinden, yurdundan, makamından, mevkiinden korkuyorsa o kimse, ona da bir şey demem. 

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*