Şükür, nihayet askerlik dersi kalkıyor…

Bizim zamanımızda “askerlik dersi” denirdi. Daha sonra,”millÎ güvenlik dersi“ oldu. Peki, ne anlatıyordu bu ders, maksad neydi bu dersi çocuklara okutmaktan? Her dersin başı olduğu gibi, bunda da en baş ders Kemalizm ve simgesi Cumhuriyet Halk Partisinin altı oku olan ilkeler, inkılâplar ve ihtillâller. Hepsi de milletin tasvip etmediği ve millete karşı olan şeyler. Bir de, askerlerin rütbesini öğretmek.
Yahu, bize ne askerin rütbesinden? Öğrensek ne, öğrenmesek ne? Çok mu lâzım? Hele de kızların bunu öğrenmesinin ne faydası var? Bir de, derse giren subay daha koridorda görünmeye başlayınca, sınıf mümessilinin kapıda hazır olda bekleyerek, adeta bütün okulu inleten bir sesle kocaman bir ”dikkkaaatttt!” çekmesi ve herkesin de hoca işaret edene kadar esas duruşta ayakta bekleyip oturmaması, ne kadar saçma sapan bir şey değil mi? Esasında bütün bunlardaki maksad, askerin hükümranlığını ve hükümdarlığını milletin kafasına çakmak, yerleştirmek. Milletin sahibi onlar, millette onların kölesi ya.

Başka neler var müfredatta? Etrafımızdaki bütün komşu devletlerin düşman olduğu ihtimaliyle, onların esas maksadlarını, v.s.yi çocuklara öğretmek. Ondan sonra en büyük tehlike olan irticayı anlatmak.

Tabiî, bütün bunların yanında milleti çileden çıkartan ve bu derse karşı hassas hale getiren de, 28 Şubat zamanının hassaten, imam-hatip mektepleri olmak üzere, kızların başörtüsü, öğretmenlerin irtica seviyelerinin tesbit edilip jurnallenmesi, ispiyonlanması gibi işlerde istihdam edilen subay öğretmenlerin durumuydu. Kızlarımıza, çocuklarımıza, öğretmenlere ne sıkıntılı günler yaşatmıştı o subay-muhbir öğretmenler, gayet iyi biliriz. Bunlardan dolayı kaç öğretmenin, idarecinin canının yakıldığı, kışta- kıyamette en ücra ve seviyelerinin çok altındaki yerlere sürgün edildiği. İşlerine son verildiği bilinen bir gerçektir.

Milletin tasvip etmediği, millete karşı hareketlerin sergilendiği bu ders ile alâkalı en büyük tahşidatı da, gazetemiz Yeni Asya yapmıştır. Ayrıca tabiî, bizim de dâhil olduğumuz değişik yazarlarımız tarafından da, zaman bu mevzu işlenmiştir.

Bu derslerin kaldırılacağı haberi, bizleri çok sevindirdi ve “Çok şükür, nihayet“ dedik. Ama bundan başka tabiî, yine milletin hiç tasvip etmediği; milletin kültürünü, aslını, dinî değerlerini zirü zeber eden inkılâpların, yüksek okullarda dahi zorla okutulduğu ”inkılâp tarihi” (Bu ders bir ara zannedersem ‘devrim tarihi’ adıyla da okutulmuş, ama bir takım sebeblerden dolayı, karşı oldukları Arapçası olan inkılâbı kullanmaya devam ettiler) dersinin de kaldırılması lâzımdır.   

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*