![]()
Nisa Suresi 128. ayetinde “Eğer bir kadın kocasının kötü muamelesinden yahut yüz çevirmesinden endişe ederse aralarında bir uzlaşmaya varmalarında onlara günah yoktur ve sulh daha hayırlıdır” denilmektedir.
Barışın Dini Temelleri ve Tarihi Uygulaması
Bu ayet-i kerime iman edenleri daima barış taraftarı yapmıştır. Barış şartlarını daima gözetmişler ve verdikleri sözlere sadık kalmışlardır. Barış şartlarına uymak hassasiyeti onlar için birçok zararları beraberinde getirse de sözlerinden caymamışlar, bu zararlara katlanmışlardır.
Ne zaman ki barış antlaşması yaptıkları taraf, barış şartlarına uymamış, o zaman iman edenleri verdikleri sözler artık bağlamamış ve savaş için gereken hazırlıklara başlamışlardır. Çok zaman da barışı bozan karşı tarafı barışı bozduğuna pişman etmişlerdir. Tarihimiz bunun sayısız örnekleri ile doludur.
Sulh Planının Gerçekleri
Geçen haftaki yazımızda; barış planını Tony Blair ile Jared Corey Kushner’ın birlikte hazırladıklarını ve Ortadoğu temsilcisi Steve Witkoff’un da dahil olduğu görüşmeden sonra anlaştıklarını, planı Netanyahu’ya verip onay aldıklarını ve bu planı da Donald Trump’a okuttuklarını yazmıştık.
Bugün bu planı taraflar kabul ettiklerini açıkladılar. Gazze’de sağlam bina kalmadıktan sonra, yiyecek içecek sıkıntısı had safhaya ulaştıktan ve soykırım tamamlandıktan sonra barışalım demek aslında “teslim ol” demektir. Ancak ne var ki Gazze ve Filistinlilerin, İsrail’in bozacağını bile bile anlaşmayı kabul etmekten başka çareleri yok.
İsrail’in tek gündeminin rehineleri kurtarmak olduğunu artık bilmeyen yok. Rehineler kurtulduktan sonra bombalama ve katliamlara devam edeceği, eski barış anlaşmalarını keyfine göre bozduğundan biliyoruz. Bu barış anlaşmasını da bozduğunda ne gibi yaptırımlarla karşılaşacağı belli değil. İsrail dünya ile istediği gibi oynayabileceğini sanıyorsa çok yanılıyor.
İnsanlığın Sınavı: Vicdan ve Duruş
Dünya akıl, vicdan, merhamet, şefkat ekseninde bir araya geldi bile. Meydanları dolduran milyonlar son iki yıldır yaşananları kabul etmediklerini haykırmaya devam ediyorlar. Siyasi ikballerini düşünen bazı adamlar hariç, meselenin siyasi değil bir insanlık meselesi olduğunu anladılar. O yüzden meydanları dolduran milyonlar “biz insanız, insanlık adına bu yapılanları tel’in ediyoruz” diyorlar.
“Devletler milletler muharebesi, tabakat-ı beşer muharebesine terk-i mevki ediyor. Zira, beşer esir olmak istemediği gibi, ecir olmak da istemez.” (Mektubat)
Artık iki taraf savaşıyor. İnsanlar ile insanlık vasıflarını kaybedenler. Yapılan anlaşmayı insanlık vasfını kaybedenlerin bozacağını biliyoruz. İnsan şeref ve haysiyetini taşıyanlar, başta zikrettiğimiz ayet-i kerimeden aldıkları ilham ile sözlerine sadık kalacaklardır. Ancak insanlık defterinden silinmiş olan taraf, geçmiş anlaşmalarda olduğu gibi yine bu anlaşmayı da bozacaktır.
Barışın sürekli olmasını elbette biz de istiyoruz. Ancak hayal aleminde yaşamanın da gereği yok. O halde “insanlık ordusunun kuvvetini tahkim etmekten” başka çare de yok. Dünya’da yalnız kaldıklarını anladıkça insan olduklarını hatırlayanlar olacaktır. O zaman tabakat-ı beşerin bu cephesi karşı konulmaz bir kuvvet kazanacaktır.
Evet, bu savaş başladığından bu yana vicdanlarımız çok yaralandı. İsrail’in katliamları dünyada birçok insanın kalbini derinden müteessir etti. Yaşanan olaylar bize insan olduğumuzu hatırlattı. Hoşlanmadığımız bu gelişmeler dünyada birçok insanı tahrik etti. Tepki göstermek için hayatlarının konforundan vazgeçtiler. Malları ve canları ile mücadele etmek gerektiğini anladılar. Bu ortak anlayış milyonları meydanlara topladı.
Bu sivil tepkinin önünde İsrail uçak ve silahları çaresiz kalacaktır. O silahlar kendi ellerinde patlayacaktır. Islah etmeyip bozgunculuk edenler lâyık oldukları yere ulaşacaklardır. Evet, dünyanın İsrail’e bu karşı duruşu canlanarak devam ettiği sürece mağlup olmaya mahkumdurlar. Zira:
“Arz, takvâ üzerine tesis edilmiş bir mescid hükmündedir.” (İşaret’ül İ’caz)
Benzer konuda makaleler:
- Aramızda büyük bir dayanışma oldu
- Türkiye`nin Her Yerinde Protesto
- Gazze’de insanlık katlediliyor
- Ortadoğu Büyük Bir Alt Üst Oluş Yaşıyor, Tarih Yazıyor