Sultan nevruz

Nevruz, kelime anlamı ile, “yeni gün” demektir. Yeni bir başlangıç, yeniden doğuş ve uyanış anlamlarına gelen nevruz, baharın başlangıcı olarak kabul edilir. Yeni bir hayatın başlangıcı olan baharın gelişi, toprağın bağrında yatan tohum ve çekirdeklerin uyanmasıyla başlar. Kışın bir kıyamet kopmuş ve bir çok hayvanî ve nebatî cesetler toprağın altında yeni bir mahşer sabahını beklemeye başlamışlardı. Nevruz ise, toprak altında bekleyen tohum ve yumurtacıkların yeni bir ceset giyerek uyanmaları ve yeryüzünde yeni bir hayata başlamalarını müjddeler.

Bu uyanış, insanın gönlünde de bir sevinç ve mutluluk uyandırmış, bu duygularla nevruz günü bir çok kültürde bir bayram günü olarak kabul edilmiştir. Anadolu’da “Sultan nevruz” olarak adlandırılır ve yeni günlerin sultanı olarak kabul edilir.

Nevruz bayramı, özellikle Orta Asya ülkelerinde, Türkler ve Kürtlerin hayatında önemli bir anlam ifade eder. Bazı kültürlerde nevruza dinî motifler de ilâve edilerek kutsal bir bayram havası verilmiştir. Bu hali ile nevruz, şairlere ve ozanlara da ilham kaynağı olmuş, nevruz üzerine pek çok şiir yazılmış, türküler söylenmiştir. Alevî-Bektâşi kültüründe nevruzun manevî mânası daha çok ön plana çıkar ve cem ve semahlarda nevruz üzerine yazılmış şiirler okunur.

Pir Sultan Abdal’ın şu dizeleri bunların en meşhurlarından birisidir:   

“Pir Sultanım eydür, erenler cemde
Akar çeşmim yaşı her dem bu demde
Muhabbet ateşi yanar sinemde
Himmeti erince Nevrûz Sultan’ın”

Nevruz, İslâm kültürüne “Rûz-i Mahşer” şeklinde girmiştir. Yeniden dirilişi ifade eden “Mahşer günü” anlamında, kullanılmaktadır. Asıl yeni gün ve yeni hayat, o gün başlayacaktır. Toprak altında yatan cesedler, haşir sabahında, yani rûz-i mahşerde üzerlerindeki toprağı atıp, tıpkı çekirdek ve tohumların uyandığı gibi uyanacak, yeni bir bahara, yeni bir hayata başlayacaklardır. Orada başlayan baharın hiçbir zaman sonu gelmeyecek, orada hiç sonbahar olmayacaktır. O gün açan cennet çiçekleri, hiçbir zaman solmayacak, o gün başlayan sabahın hiç akşamı olmayacaktır.

Cenâb-ı Hak, Kur’ân’da bildirdiği ve geleceğini haber verdiği olayları insanların daha iyi anlaması için bir de gözlere göstermektedir. Yani ilmenyakîn olarak verdiği dersi, insanlara aynelyakîn olarak her bahar gösteriyor. “Ölmüş kemikleri kim diriltecek?” sorusuna “İlk defa kim hayat verdi ise o diriltecek” diye münkirleri susturacak bir cevap verdikten sonra, bunun nasıl olacağını gözlere de göstererek aynelyakîn olarak da ders veriyor. Öldükten sonra da yeniden dirilirken, hakkalyakîn bunu görecek ve yaşayacağız.

Sultan nevruz’u baharın başlangıcı olarak görüp bayram sevinci ile kutlarken, ruz-i mahşeri de daha büyük bir sevinç ve heyecanla beklemek gerektiğini unutmamalıyız. Zira hakikî ve ebedî bahar, mahşer günü başlayacak olan bahardır. Mahşerin geleceğini ve her canlının ölümü tattığı gibi her ölenin de mutlaka dirileceğini Kur’ân haber verirken, Bediüzzaman Hazretleri de Kur’ân’ın haber verdiği bu hakikati “Haşir Risalesi” ile aklın gözüne sokarcasına ispat ediyor. Bu risaleden anlıyoruz ki, ölüm ne kadar gerekli ise, haşir ondan yüz defa daha gereklidir. Ölümün gelmesi için bir kaç şart yeterli olurken, haşri icap ettiren binlerce sebep vardır. Nasıl ki her sene nevruz ile yeni bir bahar başlıyor ve bizlere de her sene bir haşir numunesi gösteriliyorsa, kıyametten sonra da ruz-i mahşer gelecek ve yeni bir hayat başlayacaktır.

Yani, Haşir Risalesi’nde ifade edildiği gibi, haşrin gelmemesi mümkün değildir.

HİÇ MÜMKÜN MÜDÜR?

İnsana bu kadar nimet verilsin,
Hesap sorulmasın hiç mümkün müdür?
Ağaçlar dirilsin, otlar dirilsin,
İnsan dirilmesin hiç mümkün müdür?
Bir gün sur üflenir, kopar kıyamet,
Vadedilen mahşer kurulur elbet
Sultan-ı Ezel’den gelirse dâvet,
Cevap verilmesin hiç mümkün müdür?
Şu fâni âlemin arz ülkesinde,
Feryadlar yükselir her köşesinde,
Zalimler zulmüyle göçüp gitsin de,
Hesap sorulmasın, hiç mümkün müdür?
Bir meydanda toplar gedayı şahı
Zalimlerde kalmaz mazlûmun âhı
Tartmak için sevap ile günahı,
Mizan kurulmasın hiç mümkün müdür?
(A. Y.)

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*