Sungur Ağabey’in fotoğrafında, göğsünün üzerinde görünen neydi?

Sungur Ağabey’in 1 Aralık 2012 Cumartesi günü vefat edip 2 Aralık 2012 Pazar günü Fatih Camiinde Diyanet İşleri Başkanı’nın kıldırdığı cenaze namazından sonra Eyüp Sultan kabristanına defni, Türkiye gündeminin mühim mevzularından biri oldu. Cumhurbaşkanı, Başbakan, başta olmak üzere çok kişinin taziyeleri ve onun hakkında medyada çok sayıda yayınlanan yazılar oldu. Risale-i Nur Külliyâtı İhlâs Risalelerinde İhlâsı kazanmak, muhafaza etmek ve mânilerini def etmek için birinci düstur olarak dikkat çekilen “Amelinizde rıza-yı İlahî olmalı. Eğer O razı olsa, bütün dünya küsse ehemmiyeti yok. Eğer O kabul etse, bütün dünya reddetse tesiri yok.O razı olduktan ve kabul ettikten sonra, isterse ve hikmeti iktiza ederse, halkları da razı eder; onlara da kabul ettirir” cümlesinin hakikatinin bir tecellisini de bu vesileyle görmüş olduk. Kendisiyle alâkalı olarak, binlerce kişinin söyleyecekleri çok şey olabilir. Ben de, birçok defa onun ders ve sohbetlerinde bulundum, değişik yerlerde çok sayıda fotoğrafını çektim.

Bir defasında, yıllar önce bir perşembe  dersi arasında, İstanbul’da, Bedî apartmanında kendisine iyice yaklaşarak, sadece göğüs ve baş kısmını flaşsız olarak çektiğim fotoğrafında, kalbi hizasında parlayan el ayası genişliğinde bir aynadan yansır gibi bir ışığın görülmesini izah edememiş; fotoğrafı kendisine göstererek “Bu fotoğraf, Risale-i Nurlar’dan aldığınız iman nurunun fotoğrafa aksi olarak değerlendirilebilir mi?” soruma;

“Peki o zaman niye her fotoğrafımda gözükmüyor?” sorusuyla mukabele etmişti. Biraz nükte ile karışık olarak cereyan eden bu konuşmamızda, onun bu sorusuna da ben; “İmtihan sırrı ve kameranın özelliği ile alâkalı olabilir” cevabını vermiştim.  Bu cevabım üzerine, sadece gülümsemişti.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*