Suriye´de neler oluyor?

Doğu veya Batı

Olup bitenler „mukadderat-ı İslamı“ ilgilendiriyorsa, hâdiselere ilgisiz kalamamız mümkün mü? Aslında, Suriye’deki global çatışmada, fazla bir değişiklik olmadı. Amerikan halkının demokratik yollarla iş başına getirdiği bir hükümete, İkinci Avrupa’yı temsil eden neoconların müdahalesiyle,  önceki durumlardan daha tehlikeli bir halin ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Başkanın ekibini derin yapılanmaları ile budayan yeni muhafazakarlar (Tillerson, Flyn ve diğer ekibin çirkin entrikalarla saf dışı bırakılmaları) önceki müttefikleri olan İngilizlerle, tekrar Batı kamuoyunu iğfale büyük gayretler gösteriyorlar. Şam-ı Şerif’in böğrüne yerleştirdikleri „Beyaz Kasklılar” , sivil toplum görüntüsü altındaki troçkist gerillalarla her gün ortaya koydukları „kimyasal gaz“ tiyatroları, maalesef Trump idaresinin yavaş yavaş insiyatifini kaybetmekte olduğunu anlamamızı sağlıyor.

Irak Savaşı’nın mimarlarından Bollten’in, idarede  yeniden etkinlik kazanmış  olması, elbette kaygımızı arttıracaktır.

Diğer değişmeyen bir önemli nokta ise, AKP hükümetinin bu bölgedeki yanlış politikası… Fiziki olarak Rusya ile beraber harekete mecbur olan mevcut idare, neoconlarla 2002’de yaptığı ittifaktan da vazgeçmiyor. Amerika ve İsrail karşıtlığı gibi gösterilen münafıkâne politikalarla kamuoyunu aldatan AKP´liler, Yeni Muhafazakârların Beyaz Saray ve Pentagon´da kazandıkları yeni pozisyonlarla, rahatlamışa benziyorlar. Daha önceki yazılarımızda belirttiğimiz gibi, AKP’nin Beşar düşmanlığı,burada aşılamayacak bir engel değildi. Esas engel, AKP’nin Troçkist Amerikalıların emrinden dışarıya çıkamamasıydı. Macron´u piyasaya süren Rothshild´lerin bütün ümidi, İngilizlerin 2002’deki rollerine geri dönmesini sağlamak. Bu uğurda Londra’nın Brexit´ten dolayı tüm zararlarını telafiye dünden razı… 1907 Bolşevik İhtilâlini finanse eden Rothschild grubu, neoconların en büyük finansörü olduğunu artık gizlemiyor. Mrs. May´in girişimlerini ve bilhassa Batı’yı Rusya’ya karşı savaşa sürükleme  teşebbüslerinin arkasında Rothschild’in varlığından artık kimsenin şüphesi olmamalı.

İKİ YÜZLÜ POLİTİKALAR

Tamamen münâfıkâne politikalarla gününü kurtarmaya çalışan bu kadroların ne zamana  kadar aynı zaman diliminde  iki farklı düğünde dans edebileceğini bekleyip göreceğiz. Rusya ile Neoliberallerin can düşmanlıkları, Troçkistlerin (neoconların) Moskova’ya diş biledikleri bir zamanda, Yeni Şafak Gazetesinin tamamen Yeni Liberal ve Yeni Muhafazakâr ağızlarla konuşmaları, AKP’nin bu dehşetli global cereyanların emrinden dışarıya çıkamadığını  gösteriyor. Ellerindeki medya ve milyarları ödedikleri trollerle efkâr-ı âmmeyi iğfale çalışan hükümetin gerçek yüzü, elbette bir gün  açığa çıkacaktır. Suriye’nin bu hale düşmesini sağlayan yanlış politikalarının yanı sıra,  blöflerle örtmeye çalıştıkları „dehşetli İsrail politikaları“ da herkesçe öğrenilecektir.

AKP’nin  İnsâniyetin veya İslâmiyetin lehine politikalar taakip ettiğine, şu musibetzede halkımızı iknaa çalışan bazı saf  müslümanlar; Şam-ı Şerif’in düşmanlarını tarih boyunca mağlup ettiğini  elbette bilmiyorlar. Kemalistlerin münafıklığını bölgede genelleştirerek tüm dünya kamuoyunu aldatabileceğine inanmanın da ayrı bir ahmaklık olduğunu zaman gösterecektir.

Aslında hem AKP ve hem de Türkiye, emperyalist Batı´ya karşı, Şam-ı Şerif´te çok güzel pozisyonlar yakalamıştı:

1. Suriye rejimini devirmek için Pentagon’un başını çektiği Amerika’lı neoconların hem IŞİD’i kurdukları ve hem de Suriye’de rejime karşı savaşan tüm terör gruplarını organize ve finanse ettikleri belgelerle ortaya çıktı.

2. BOP’ta başarısız olanlar ikinci defa aynı projeyi denemeye Suriye’de kalkışıyorlar. Herkes bunu görüyor. AKP kadroları, onların bu teşebbüsünü dünyaya ilan ile dünkü günahlarını (Arap Baharı günahlarını) millet nezdinde affettirebilir.

3. Amerikalı ve İngiliz neoconların maymunlaştırdıkları bölgesel kralların durumunun dünyaya görünmesiyle, AKP bu pozisyondan kurtulabilir.

4. Hem Bağdat’ın işgali ve hem de Arap Baharı için uydurulan tüm oyunlar ve senaryoları normal internet sayfalarında görebildiğimiz halde, bu hakikatlerin Havuz medyasına yansımaması, AKP nin burada tutsak oluğunu ima ediyor.

5. Kırk seneyi aşkındır, Doğumuzda terör estirerek çocuklarımızı katledenlerin  şimdilik Amerika saflarında olduğunu bildiği halde, maalesef hâlâ küresel teröristlere (neocon) karşı  izzetli bir duruş sergileyemiyor , Türkiye.

6. Bölgede Barış ve Demokrasinin umudu olma fırsatını yakalamışken Silahlı Kuvvetlerimiz, görüyoruz ki AKP hükümeti hasis menfaatleri uğruna neocon ve neoliberal ittifakının emrine girmeye hala meyil gösteriyor.

 

2002’nin şartları değişti…

İngiltere ile kıskaca alınmış Trump, “Yeni Dünya Düzeni“ için adeta neoconlarca sahaya itiliyorlar. Gel gör ki mevsimler çok değişmiş. Avrupa Birliği içinde itibar görmeyen bir İngiltere, ancak Rotshild´in uşağını yanında görebilecek, böyle bir yolculukta… Trump´a gelince… Bu kadar tükürdüklerini yutmaya kalkışsa

bile, yeni durum onu zehirler… Zira halkın dörtte üçü Amerika’nın efkâr-ı ammesinin neoconlarca manipüle edildiğine inanıyor. Yani Trump, arkasındaki bu halk desteğini bırakıp, Hillary’nin düştüğü çukura mı  düşecek…  Zannetmiyoruz. Çünkü çok şey değişmiş.  Kaldı ki neoliberallerin global sihri de çözülmeye başladı. Dünyanın en büyük teröristi olarak ilan ettiği Soros ile kol kola mı yürüyecek, Trump… Hiç de zannetmiyorum.

Benzer konuda makaleler:

2 Yorum

  1. Fevkalade ilginç bir yazı olmuş. Sır sayılan perdeleri teker teker kaldırmış bir yaklaşım. Tebrik ediyorum,sayın yazarımızı.

  2. ABD Savunma bakanı General Mattis’in izzetli duruşu ve kimyasal tiyatroyu kabullenmemesi bu yazının haklılığını gösteriyor.

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*