T.B.O.O.

Çözün bakalım başlığımı… Dedelerimizin sahneledikleri temsilleri bilmiyorsanız, zor… Veya direklerarası orta oyunlarını seyretmemişseniz, zor çözerseniz… Ortaoyununa çıkan rolcüleri de bilmelisiniz… Bu oyunun hangi şehirde sergilendiğini de öğrenmeniz gerekir. Başkent´te, başoyuncu ve yardımcı oyunları bilemeyenler, kısaltılmış başlığımızı çıkaramazlar. Öyleyse dikkatle takib edelim…

Baş oyuncunun o kadar rolleri var ki… Bazen kostüm değişimini bile takib edemezsiniz. Öyle inandırıcı oynar ki, bazen… Onunla beraber oturur ağlarsınız, hüngür hüngür… Bazen işaret parmağını Osmanlı Padişahı gibi Avrupa´ya doğru uzatır, tehditvarî… Ve sonra  kükrer… Getirin bakalım şu atlarımızı… Heyytt!… Artık kimse tutamaz bizi, dersiniz… Sonra da yetmiş senelik Filistin hasretiyle tutuşmuş milyonların karşısında İsrail Cumhurbaşkanına One Minute! der ve mikrofonu fırlatırsınız. Arap Âlemi anında posterlerinizi Gazze sokaklarında dağıtır… Tarihin biriktirdiği sorunları sahnede öyle çözersiniz ki… Deme gitsin… Ermeni Açılımı, Kürt Açılımı, Roman Açılımı ve bunların en güzellerinden demokrasi açılımı… Seyirciler de gözyaşı, sevinç çığlıkları ve hurralar… Dedim ya Başoyucunun T.B.O.O. da sergildeği oyunları da, kostümleri de ve sahnedekileri de kendinizden geçtiğinizden sayamazsınız… Fakat oyunun en hüzünlü yeri neresi biliyor musunuz? Ara sıra bütün bu yaşadıklarınızın bir orta oyunu olduğunun farkına varmanız olmalı… O tatlı hülyalardan uyanmanın ızdırabı aldığınız zevk ve lezzeti dibe indirir… Meselâ Alevî vatandaşlarımızı memnun ve kendince Halkpartisini köşeye sıkıştırmak için yardımcı oyuncusu ile (Bir oyundaki ismi Gandi Kemal) Dersim´i sahnelerler. Aklı kıt bir figüran da; madem Sabiha Gökçen Dersim´i bombalamış. Öyleyse O´nun ismini hava alanından kaldıralım, deme ahmaklığında bulunmuş… Zavallı oyunda olduğunu o an unutmuş. Baş oyuncu oradan kükrüyor: Mehmetçim o kadar da demedik. Oyunu sınırında ve tadında bırakalım, diyor. Zavallı figüran da suç işlemiş çocuk tedirginliğiyle önüne bakarak köşesine çekilir.

Kasımpaşalı, Gandi Kemal ve Bozkurt Devletin idare ettikleri Türkiye Büyük Orta Oyunun içeriğini bilmeyen safdirik seyircinin transa geçtiği anda, onların orta oyununu izlemekte olduklarını söylemezsiniz. Figüranlar oyunun kurallarını şaşırdıkları gibi, baş oyuncunun da hem rolünü ve hem de diyalogları karıştırdığı çok oluyor. Örnek bir sahne sunayım: Bir sene önce senaryo gereği kendisine Araplarla kucaklaşması söyleniyor… O da cezbe ile Arap şehirlerini İstanbul´a bağlamayı oynuyor. Bir sene sonra, eline silahı veren asıl senaristler bu defa o devletlerin başkanlarını öldürmesini veya kovmasını söyleyince, hatlar iyice karışıyor. Alimallah yine de U dönüşleriyle hem sahne hakimiyetini ve hem de seyirci hakimiyetini koruyabiliyor.

T.B.O.O´da önemli olan seyirci memnuniyetidir. Oyuncuların eğlendirme kabiliyetleri de yabana atılacak gibi değil. Bütün Türkiye´yi aylarca şike ile ağlatıp şike ile güldüren bu sahnenin büyük başarısını elbetteki tiyatro tarihleri yazacaktır. Varsın geri zekâlı Avrupalılar anlamasınlar… Şu Kürt sahneleri de fevkalâde acayip… Gerçi gariban kürtler son sahneleri anlamakta büyük zorluklar çekiyorlar. Zorluğun da bu vatandaşlarımızın kendilerini orta oyunda seyirci olduklarını unutmalarından kaynaklanıyor. Bir taraftan sahnede Kürt evine misafir oluyor, çocuğun başını okşuyor ve bazen ağlıyor… Dışarda ise yine baş oyuncunun idare ettiği bir başka sahnede çocuk sesleri: Türküm, öyleyse doğruyum. Ey kürt ve diğeleri, türk değilseniz yanlış yoldasınız… Benim Atatürküm var… Onun izinden, yolundan ve tozundan ayrılmayacağıma and içerim… Sahne sahne içinde ve oyun içinde oyunu ancak bu oyuncular oynayabilirler…

İki üç senedir oynadıkları Yeni Anayasa sahnesi de muhteşem Atatürk ilke ve Prensiplerinin Anayasanın ruhunu teşkil edeceği bu sahnedeki figüranlar da zaman zaman kendilerini oyuna kaptırıyorlar. Öyle sahici davranıyorlar ki… Önemli olan tüm seyircilerin bakışlarını sahneye kilitlemek ve bu muhteşem oyuncu kadrolarına yalnızca gözlerini değil, kalplarini de bağlamak… Ülkenin içine düştüğü borç batağı, dünyanın en yüksek fiyatları ve faiz oranları, kentsel dönüşümden oyuncuların kasalarına akan milyarlarca dolar, Türkiye´nin metruk tarım arazileri ve viraneye dönmüş köyleri ve beton heyûlalarının İstanbul´u işgali gibi seyirciyi rahatsız edecek manzaraların görünmemesi için T.B.O.O´su dünyamızın en eğlenceli, heyecanlı ve matrak sahnelerini sergiliyor. Allah var, oyuncular da kısa zamanda dünyanın sayılı zenginleri arasına hemencecik giriveriyorlar…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*