Tahir Paşa konağından İngiltere’ye

Çağımızın büyük gönül sultanı Hz. Bediüzzaman 25-30 yaşları civarında ve 1900’lü yılların başında Van ilimizde ilmin müntehasına doğru yürümüştür. Onun yürüyüşü böyle.

Bu tarihlerde Van ilinin valisi Tahir Paşa 60 yaşlarındadır. Hz. Bediüzzaman’ın ilmini, fazlını ve dehasını tesbit ve teşhis eden devlet adamlarından birisidir. Bununla ilgili çok tesbit ve kayıtlar devlet arşivlerinde mevcuttur. Bugün bizi alâkadar eden—8 Haziran 2013 günü Van Mevlidi hitamında Hz. Bediüzzaman’ın birçok eserini yazdığı Yukarı Norşin Camii’nin yeniden açılışındaki hâzirûna hitaben de dile getirdiğim—Tahir Paşa’nın bir gazete haberinin dünü ve bugünü. Tesbitler ve tahakkuklar…

Hz. Bediüzzaman, Tahir Paşa’nın meşhur valilik konağında medrese ilimleri dışında yeni fen ilimlerini hiçbir yere müracaat etmeden tetebbu ve hıfz ederken ve hıfz ettikleriyle o ilmin hocalarını ilzam ederken, bir gün Tahir Paşa bir gazetede gösterdiği İngiliz Müstemlekeler Nazırı’nın, Avam Kamarasında “Kur’ân ve Müslümanlarla ilgili söylediği” çirkin sözlere mukabil Hz. Bediüzzaman “Kur’ân’ın sönmez ve söndürülmez manevî bir güneş hükmünde olduğunu, bütün dünyaya ispat edeceğim ve göstereceğim” der ve ömrünü Kur’ân’a, Hz. Peygamber’e (asm) ve İslâmiyete vakfeder ve neşrettiği eserleriyle bir manada ehl-i küfre meydan okur ve der ki:

“Elde Kur’ân gibi bir mu’cize-i bâki varken, münkirleri ilzam için gönlüme sıklet mi gelir

Elde Kur’ân gibi bir bürhan-ı hakikat varken, başka bürhan aramak aklıma zaid görünür.”

Hz. Bediüzzaman ayrıca, bizim hasta olunca doktorlara ve hastahanelere müracaat ettiğimiz gibi, o zât-ı münevver Saff Sûresi 8. âyete müracaat eder. O âyette Hz. Allah, murad eder ki: “Onlar ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek istiyorlar. Hâlbuki kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır.” Hz. Bediüzzaman Sikke-i Tasdik-i Gaybî eserinde bu âyetin tefsirinin işârî manasından bir kısmının o tarihe baktığını ve müstemlekât nazırı gibilere cevap verdiğini beyan ediyor.

2013 İngiltere’sinde o müstemlekât nazırının esamesi okunmuyor. Galler bölgesi dediğimiz İzlanda, İskoçya Galler ve İngiltere’de toplam bin civarında cami, yalnız Londra’da 70 cami bulunmaktadır. Kiliseler ve üniversiteler şehri denilen Oxford’da temeli atılan caminin minareleri hepsinin boyunu aşmış… Ve İngiltere kral namzedi Prens Charles, Londra ve Oxford’daki sempozyumlarda sunduğu bildirilerin özetinde “İngiltere’yi ve Avrupa’yı karanlıktan Hz. Muhammed (asm) ve İslâmiyet kurtarmıştır” demektedir.

Bu ufkun geniş yelpazesinde ve yine İngiltere zemininde konuşan Dünya Dinler Arası Genel Sekreter Yrd. Prof. Thomas Michel “Madem ki dinlerin kökeni bir, yani tevhid, nübüvvet, haşir, ibadet ve adalet. İncil’de de bu kadar tahrifat var, öyle ise Risale-i Nur bizim çağdaş tefsirimizdir” diyor. Yine kendisine Nur Risalelerini takdim ettiğimiz Prof. Dr. Annemarie Schimmel “Risale-i Nurlar beni aydınlattı, eğer Avrupa’nın entelleri bu Nurları tanırlarsa o zaman Avrupa’ya sevgi ve barış güneşi doğacaktır” diyor. Bu minval üzere ayrı bir ses de Bükreş’ten. Bükreş Üniversitesi profesörlerinden George Grigori’den: “Dünyada medeniyetler çatışmasını önleyecek, ancak Risale-i Nur eserleridir.”

Giriş konuşmamın mukaddemesi böyle. Fakat hazin ve elim ve ıztıraplı olan tarafı ise mezkûr Tahir Paşa Konağı’nın bugünkü perişan hâli. Misafirlerimizle gittiğimiz konağın ancak temel kısımları kalmış ve çöplükhaneye dönmüş. Şimdi buradan evvelâ devlet ricâline, mülki erkâna ve Van Valisine ve Belediye Başkanına ve STK’larına ve Hz. Bediüzzaman’a gönül verenlere ve günün hükümetine sesleniyorum. Nerede Kültür Bakanlığı ve nerede Turizm Bakanlığı? Bizim Avrupa’ya karşı ses verdiğimiz mekân böyle mi olmalıydı? Van-Akdamar Adası’ndaki Kiliseye verilen ihtimam, acaba buraya verilmedi mi? Verildiyse niye hayata geçmiyor? Hz. Bediüzzaman hayatta olsa, acaba ne derdi?

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*