“Tam bir dikkatle mükellefsiniz”

Emirdağ Lâhikası’nda “Benden ziyade Risale-i Nur ve şakirtlerini himaye ve muhafaza etmek ve ehl-i siyasetin ve beni zehirleyen düşmanlarımın desiselerinden kurtarmak için gayet derecede bir ihtiyat, tam bir sadakat ve benim yerimde tam bir dikkatle mükellefsiniz. Yoksa az bir hata, yalnız bana değil, belki binler masum şakirtlere ve şimdi parlayan şerefinize dokunacak” (Emirdağ Lâhikası) diyen Bediüzzaman Hazretleri, Risale-i Nur’a karşı gelebilecek ehl-i siyasetin desiselerinden Risale-i Nur’u muhafaza etmenin “gayet derecede ihtiyat, tam bir sadakat, kendi yerinde tam bir dikkatle” olacağını, bu vazifenin ise bir mükellefiyet olduğunu belirtiyor.

Risale-i Nur’a karşı hiç bitmeyen desiseler ardı sıra devam ederken, bu desiseler karşısında ihtiyatlı davranamamak, desiselerin faaliyette olduğu zamanlarda tam bir sadakatle mukabele edememek, Risale-i Nur’a karşı ortaya konulan desiseleri tam bir dikkatle fark etmemek, Risale-i Nur zararına dikkatsizce davranmak Risale-i Nur’un hukukunu hakkıyla muhafaza edememek demektir.

“Hattâ mahkemede bana bu noktadan hücum ettikleri zaman dedim: ‘Güneş gibi hakikat-i imâniye ve Kur’âniye, yerdeki muvakkat ışıkların cazibesine tâbi ve âlet olmadığı gibi, o hakikati cidden tanıyan, değil küre-i arzdaki hadisata, belki kâinata da âlet edemez’ dedim, onları susturdum. İşte Üstadımızın cevabı bitti. Biz de bütün kuvvetimizle tasdik ettik.” (Sikke-i Tasdik-i Gaybî) İslâmiyet’in “yerdeki muvakkat ışıkların cazibesine tâbi ve âlet” kılınmaya çalışılarak, tüm İslâmî ifade ve değerlerin siyasî boğuşmalar içinde karşı tarafa atılan bir ok gibi kullanılmasının verdiği zararlar tüyler ürpertiyor. Elbette Üstadımızın buradaki cevabına “Biz de bütün kuvvetimizle tasdik ettik” diyen kahraman talebeler gibi bu hakikatleri bütün kuvvetimizle tasdik ettiğimizi göstermek lâzımdır.

“Risale-i Nur, kırk elli senede bütün ehl-i siyasetin tazyikatı altında tek başına âlem-i İslâmda harika bir tarzda neşrolduğu halde, şimdi milyonlar nâşirleri varken, değil eski bir parti, dünya toplansa ona karşı bir sed çekemez, mümkün değil. Belki bir ilânnâme hükmüne geçer. Onun için, Nur Talebeleri müteessir olmasınlar.” (Emirdağ Lâhikası) diyen Bediüzzaman Said Nursî, ehl-i siyasetten gelebilecek tazyikatları haber veriyor. Bu tarz tazyikatların Risale-i Nur’a sed çekemeyeceği hakikati vurgulanıyor. Bu saldırılar dolayısıyla doğabilecek ümitsizlik ve müteessir olma hali izale ediliyor. Risale-i Nur’a karşı alınan menfî vaziyetlerin, sonunda Risale-i Nur lehine döndüğü müjdesi veriliyor.

Hâsılı; Risale-i Nur’a karşı yapılan saldırıların boşa çıkacağını bilmekle birlikte, bize düşen “tam bir sadakat” ve “Üstadımız yerinde tam bir dikkatle mükellef olmanın” gerekliliğini yerine getirmek.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*