Tayyareci Ali Ağabey

Rahmetli Şükran ve Ali Demirel çifti, Risale-i Nur tarihi açısından önemli bir yere sahip. İstanbul’da ilk hanımlar dersinin organizasyonu, Yeni Asya gazetesinin yayın hayatına başlaması, Sözler kitabının ilk baskısı… Hepsinde emekleri var. 2016 Temmuz’unda önce Şükran Teyze’yi uğurladık ahiret âlemlerine, 2017 Aralık’ında da Ali Ağabeyi…

Kısa zaman önce değerli kızı Nurdan Usta ile telefonda görüştüğümüzde, evinin bir odasını hastane şartlarında düzenlediğini, sevgili babasının tedavisinin orada devam ettiğini söylemişti. Dünya imtihanı!

İLÂHÎ İNAYET

Şefkat Kahramanları kitabını hazırlık safhasında Şükran Demirel’den telefonla görüşme talep etmiş, kızları Nurdan Ablanın da iştirak ettiği, sonrasında emekli askeri pilot Ali Demirel Ağabeyin de hatıralarıyla ve esprileriyle süslediği güzel bir sohbet gerçekleştirmiştik. Ali Ağabey ve Şükran Teyze arasındaki birbirlerine duydukları muhabbet ve hürmeti ilerlemiş yaşlarına rağmen konuşmalarından rahatlıkla anlamak mümkündü.

İstanbul’da Risale-i Nur hizmetinin ilk neşir mekanlarından biri olan Yenikapı’daki evde üst katlarda hanımların Risale-i Nur sohbetleri yapılırken, en alt katta Risale-i Nurların teksiri yapılıyordu. Hanımlar ihtiyaç durumunda kitapların tashihine yardım ediyor sonra kitaplar paketlenip gönderiliyordu. Hanımlar Rehberi Risalesinin ilk teksiri burada yapılmıştı. Risaleler paketler halinde alınıp, trenle havaalanına götürülüyor, askerler kitap paketlerini “Demirel’in kitapları bunlar” diyerek elden ele uçağa taşıyorlardı. “O zaman fark etmiyorduk, şimdi 30-40 sene sonra anlıyoruz ki, Cenab-ı Hak inayetiyle muhafaza ediyordu Kur’ân hizmetini… Risale-i Nurlar bugünlere kolay gelmedi. Tırnaklarla çabalayarak emek verdik hep birlikte” diyerek ibretli örnekler anlatmışlardı.

İlerlemiş yaşlarına rağmen, pırıl pırıl zekâlarıyla yıllar öncesinin hatıralarını detaylarıyla hatırlayabiliyorlardı. 1960 İhtilali sonrası Kastamonu şefkat kahramanlarından Ulviye Hanımın hanımlar arasında yapılan bir mevlitte Ankara’da gözaltına alınmasını ve Bekir Berk Ağabey’in onu mahkemede savunmasını anlatırken “hangi tarihti?” dediğimde ikisi birden yıllar öncesine giderek muhtemelen “Temmuz ayıydı. Mahkeme arşiv kayıtlarından da bulunabilir “ demeleri, parlak hafızaları bana içimden “Maşallah!” dedirtmişti. Evlerindeki düzeni, intizamı, temizliği, çiçek sevgisini unutmuyorum. Şükran Teyze’nin 1950’li yıllarda Ankara’da rahmetli Atıf Ural Ağabey tarafından basılan ilk Sözler kitabını içerden getirdiğinde sayfalarını itinayla açışını, yüzündeki o sahiplenme ifadesini de…

SAMİMİ ARKADAŞ

Ali Demirel Ağabey rahmetli babamı hayırla yad etmiş “Hakkı benim kıyak arkadaşımdı!” sözleriyle hepimizi güldürmüştü. Kıyak arkadaşlıkla neyi kastettiğini vefat haberini sevgili halama verdiğimde anladım. Rahmet duaları göndererek bir hatıra aktardı:

“Rahmetli annem astım hastasıydı, ağır krizler geçirirdi. Ali Ağabey bir gün elinde sprey tarzı yurtdışından aldığı bir ilacı anneme hediye getirdi. Seyahati sırasında arkadaşı ilaç almak için eczaneye girince ‘Hakkı’nın annesi de astım krizi geçiriyor. Ben de ona ilaç alayım” diye düşünüyor. Eczacı ile konuşuyor. Anneme o ilaç Allah’ın izniyle şifa oldu. Annem, Ali Ağabeye hep dua eder, gördüğünde “Ali kardeşim Almanya’da nasıl aklına geldiysem, Sırat Köprüsü’nden tayyare gibi geçerken de beni unutma!” derdi.

Evet, inanıyoruz ki birbirini Allah için sevenlerin muhabbeti ebedileşir.

Şükran ve Ali Demirel çiftini hayırla yad ediyoruz. Muhterem Muhsin Ağabeye ve Nurdan Abla’ya Cennette buluşturması duâsıyla başsağlığı diliyoruz.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*