Tenkit etme marazı

Üstad Bediüzzaman’ı rehber ittihaz eden hadimler, onun, “Bu Hizmet-i Kur’âniyede bulunan kardeşlerinizi tenkid etmemek ve onların üstünde faziletfürûşluk nev’inden gıpta damarını tahrik etmemektir.” İfadelerini dikkate alarak kardeşlerini tenkit etmezler.

Bediüzzaman’dan ders alan hadimler, onun, “Ben nefsimi tebrie etmiyorum…”, “Ben kendimi beğenmiyorum, beni beğenenleri de beğenmiyorum…” gibi ifadelerini refarans alıp, dava arkadaşlarının kusurlarını araştırıp nazarlara vermezler.

Hadimler dava arkadaşlarından sudûr eden bazı hata ve yanlışların aynısını veya benzerini bilerek veya bilmeyerek kendileri de işliyorlarsa, kardeşlerini tenkit etmekten vazgeçerler, vazgeçmelidirler.

Bediüzzaman’dan ders alan talebeler onun, “Nefsini ıslah etmeyen, başkasını ıslah edemez” şeklindeki teşhisini dikkate alarak, nefislerinin ıslahlarına gayret etmeden, hizmette beraber oldukları kardeşlerinin hata ve kusurlarını nazarlara vermekten kaçınırlar.

Bediüzzaman’ı örnek alan hadimler onun; “Çok sıkı tutmayınız.” şeklindeki tavsiyeleri çerçevesinde, beraber hizmet için teşrik-i mesai ettikleri kardeşlerinden sudûr eden ufak tefek hata ve yanlışlar üzerinden onları tenkit edip kınamaya tevessül etmezler ve etmemelidirler.

İman-Kur’an hizmetlerinin müdavimi olan hadimler Üstad’ın, “İnsan hüsn-ü zanna memurdur.” şeklindeki ifadelerinden hareketle, kendileriyle birlikte hizmet etmekte olan kardeşlerinin, mahiyetlerini bilmedikleri bazı sözlerine, hallerine su-i zanla değil, hüsn-ü zanla muamele ederler, etmelidirler.

Nur hadimleri Üstad Bediüzzaman’ın, “Meziyetin varsa hafâ türabında kalsın…” şeklindeki tavsiyeleri doğrultusunda, kendilerine ihsan edilen bazı özelliklerin, kabiliyetlerin, istidatların sevkiyle, kardeşlerine karşı pederâne, mürşidâne tavırlardan kaçınırlar, kaçınmalıdırlar. Dava arkadaşlarına karşı, gururu ve kibri akla getirecek hallerden şiddetle kaçınırlar, kaçınmalıdırlar.

Nurlarla hizmete talip olan fedakârlar, Zübeyir ağabeyin, “Bir zerre hizmet, bir dağ; bir dirhem hizmet, bir batmandır. Bu nur hizmetinde -az dahi olsa- bulunanlar, çok hürmet, muhabbet ve şefkate lâyıktır.” şeklindeki tavsiyelerini dikkate alarak, kardeşlerinin hizmetlerini küçük görmemeli, değerli görüp, onları tenkit değil taltif ve teşvik etmelidirler.

Nurun hadimleri herhangi bir konu hakkında meşveretçe alınan kararları sahiplenirler. O kararları olur olmaz ortamlarda tenkit etmezler, etmemelidirler.

Üstad’ın talebeleri, dava arkadaşlarından sudûr eden ve gerçekten ulvi davamıza zarar vermesi muhtemel hataları dedikodulara, gıybetlere tevessül etmeden, kırmadan, incitmeden, yalnız o kardeşlerinin kendilerine söylerler, söylemelidirler.

İman-Kur’an hizmetini meslek edinen Nur talebeleri, dünyalık insanların dahi, “Kol kırılır yen içinde…” diyerek yollarına devam ettiklerinden ibret alıp, olur olmaz ortamlarda dâhilî bazı hata ve kusurları, aksaklıkları dile getirmekten şiddetle kaçınırlar ve kaçınmalıdırlar.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*