Tertemiz bir yeni yıl

Hıristiyan dünyanın milâdî bir sene olarak kabul ettiği Gregoryan Takvimi, hilâfetten ve İslâmiyetle bağı kestikten sonra bizde de resmî takvim olarak kabul edildi.

Anlatıldığı gibi, Hz. İsa’nın (as) doğum tarihi değil. O, chrismast dedikleri 25 Aralık tarihidir.

Müslüman âlemi ise hilâfet gittikten sonra körü körüne Batı taklitçiliğiyle vur patlasın çal oynasın sefahatin melabegâhı için bir vesile yapmıştı.

Diğer yandan ise, güya Hıristiyan adeti diye yılbaşına alternatif geceler tertip edildi. Düne kadar kimsenin aklına gelmeyen 11 Ocak 630’da fethedilen Mekke’nin fethini 31 Aralık, yani yılbaşına aldılar. Halbûki sefahat ve İslâm adetlerine uymayan işleri kendi hâline bırakmak gerekirken, bâtılı tasvir mânâsını ihsas edecek her hâlet, muhalifi istilzam eder. Bilerek ya da bilmeyerek yılbaşı kutlamaları hafızalarda kazınmış oldu.

Oysa milâdî takvim yeni bir senenin bütçe, vergi, muhasebe, yapılacak işlerin planlaması, yeni yaş gibi zamanı hatırlatması bakımından tatbik edilmesi dünya işlerini tanzim eder. Özellikle Avrupa’da buna çok ehemmiyet veriliyor. Zamanında ve dakik olmaları, randevuya sadık kalmaları, dünyanın en zengin memleketleri olmaları bu düzenli olmalarıyla alâkalı. Altı ay hattâ bir sene evvelinden tutulacak otellerin, panel ve konferansların tesbiti açısından çok mühim. Dünyayı iyi bildiklerinden, yeni senenin hazırlıkları da o derece şatafatlı geçiyor. Bir ay evvelinden alış verişler, kutlamalar ayarlanıyor. Havaî fişekler ise olmazsa olmazı…

Fakat bütün sene temizliğe dikkat etmelerine rağmen, bir hafta maytap ve barut çöpünden adım atamıyorsunuz. Kokusu da çabası.

Tabiî dünyada da benzer problemler sözkonusu.

Türkiye’ye gelince; TV programları eğlence ve sefahat yerleri haftalar öncesinden hazırlık yapıldığı gibi, beyinlere kazıyacak şekilde reklâm ve anonsları geçilirdi. Alkol tüketimi artar, uygunsuz görüntüler ve sanki “o olmazsa yeni yıla girilmez” göreneği, tam saat 24’te yarı çıplak oryantal gösterisi.

O gece ünlü sanatçılar boy gösterir evleri gazinoya çevirirdi. Ve tabiki de Milli Piyango. Haftalar öncesinden kuyruklara girilip, şanslı diye illa falan yerden alınan biletler, o gece canlı yayında açıklanır, amortilerle yalancı sevinmeler, leblebi çekirdek, içecek ve hindilerle kutlanırdı.

2020 FELÂKETLER YILI

Yapılan zulümler, dünyevîleşme çılgınlıkları, harpler, terörü finanse ve silâhlandırma, İslâm coğrafyasını kirli emeller için kan gölüne çevirme, hapisler, zindanlar, çocuk ve kadın cinayetleri, gazeteci tutuklamaları, yasaklar v.s. derken ağır bir vebal ödenecek derken, musîbetler peşpeşe geldi. Depremler, sel, yangın ve Kovid 19, 2020 felâketler yılı oldu neredeyse.

İlk başlarda çok ciddiye alınmasa, hakkında çok spekülasyonlar yapılsa da artan ölümler, entübe görüntüleri, karantina, sokağa çıkma yasaklarıyla kâbus gibi çöktü dünyanın üstüne. Ekonomi dibe vurdu, iş yerleri kapandı, alış verişler düştü ve eve kapandı herkes.

Bütün bu menfî tesirleriyle beraber, çok alışık olmadığımız hâlleri de beraberinde getirdi korona. 20. Asrı yoldan çıkaran sefahet de sosyal mesafeye uyup kepenk kapattı. Gazinolar, barlar v.s. bütün eğlence mekânlarına kilit vuruldu. Bir asırdır sefahette boğulan bedenler nefes aldı bu sayede. Ve böylece girdik yeni yıla.

Bu sene bir ilk yaşandı dünyada. Her sene alıştığımız o görüntü ve sesler gitti, sessizliğe büründü bütün dünya. Korona yasakları dolayısıyla sokağa çıkma ve havaî fişek atımı yasağı işlere tesir ettiği gibi, yeni yıl kutlamalarına da tesir etti.

Sokaklar tertemiz, cafeler ve barlar kapalı olmasından sefahet görüntüleri yok oldu. Mü’minler derûnî bir haz alırken, belki uzun zamandır hayvanat ve nebatat da bu kadar lezzet almamıştı. Zira onlar tesbihatla meşgulken çıkan vahşi avazlardan rahatsız oluyor, işlenen günahlardan denizlerde ki balıkların istirahati de bozuluyordu. Rivayetler böyle haber verdiği gibi, biz de buna şahit oluyorduk.

Velhasıl: Kirli geçen senelerden sonra, tertemiz bir yeni sene start aldı 1 Ocak’ta. Gürültüsüz, patırtısız, günahsız.

Dileriz bütün zamanlar böyle tertemiz geçer ve Mehdi-i A’zam’ın adaletle dolduracağı, beklenen günler gelir bir an evvel.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*