EURONUR ÖZEL

Tesanüd mü, Tehasüd mü?

Toplumu Birleştiren ve Parçalanmaya Götüren İki Yol

Özel Makale | Tesanüd
Allah (c.c), Peygamberimiz (a.s.v)’e şöyle buyuruyor:

“Seni yardımı ile teyit eden O’dur ve mü’minleri de. Kalplerinizin arasına sevgi bağı koydu. Eğer yeryüzündekilerin hepsini infak etseydin, onların kalplerine bu sevgiyi koyamazdın.” (Enfal Suresi, 63)

Demek suretiyle kalplerimizde birbirimize karşı olan sevginin Allah’ın (c.c) büyük bir nimeti olduğunu hatırlatıyor. Kıyamet gününe kadar bu nimetin farkında olup, nimetin şükrünü eda etmek adına bu nimetten faydalanmamız gerekiyor.

Mü’min kardeşine karşı kalbinde hakiki bir sevgi bulunan kişinin en belirgin davranış biçimi sabırdır. Sabır, sevgi ağacının en tatlı meyvesidir denilebilir. Sabır nimetine sahip olan mü’minler, Allah’ın (c.c) vaadi ile:

“Eğer sizden sabırlı yirmi kişi bulunursa, iki yüz kişiye galip gelirler. Eğer sizden (sabırlı) yüz kişi bulunursa, kâfirlerden bin kişiye galip gelirler. Şüphesiz onlar anlayışı olmayan kavimdirler.” (Enfal Suresi, 65)

Galebe oranı 10 kat.

“Şimdi Allah sizden yükünüzü hafifletti. Sizde gerçekten bir zayıflama olduğunu bildi. Eğer sizden (sabırlı) yüz kişi olursa, iki yüz kişiye galip gelirler. Eğer sizden bin kişi olursa, Allah’ın (c.c) izni ile iki bine galip gelirler. Allah (c.c) sabredenlerle beraberdir.” (Enfal Suresi, 66)

Dikkat edin, 10 kat olan galebe oranı 2 kat’a düştü. Acaba neden? Çünkü mü’minler arasında zayıflama oldu.

İmtihan olan nehrin suyunu içmeyen veya sadece bir avuç içip nehri geçen, orada da düşmanın çokluğuna karşı, “Bugün bizim Calut ve ordusuna karşı takatimiz yok” demeyen, Allah’a (c.c) kavuşacaklarını zanneden Talut ve ordusu:

“Allah’ın izni ile nice az cemaatler, nice çok cemaatlere galip gelmişlerdir. Allah (c.c) sabredenlerle beraberdir. Ey Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır ve ayaklarımıza sebat ver. Kâfir kavme karşı bize zafer ver.” (Bakara Suresi, 249-250) dediler.

Zayıflama göstermediler, dağı taşı dolduran Calut ve ordusunu yendiler.

Tesanüd ve Tehasüd

Tesanüd içindeki bir cemiyet, atâleti harekete tebdil bir vasıta olur. Tehasüd içindeki bir cemaat ise, hareketi atâlete çevirmeye vasıtadır. (Hakikat Çekirdekleri, 72)

Sevgi ve sabır nimetine nail olan cemiyet, tesanüd içinde olur. Atıl, işe yaramaz, boşta atalet içinde olan şeyleri harekete geçirir, berekete kavuşur. Bunun tam tersi tehasüd içindeki bir cemaat ise, hareketi atâlete çevirmeye vasıtadır. Güzel çalışan bir fabrikanın makine ve çarklarının teker teker durmaya başlaması gibi. En sonunda fabrika sahibinin fabrikayı kapatmasına sebep olur. Bunun bir cemaat için nasıl bir felaket olduğunu herkes anlar.

Şimdi aklımıza soralım: Tercihimiz tesanüd mü, tehasüd mü olmalı?

Bir şey, vücudu vacip olmadıkça vücuda gelmez. Evet, irade-i cüz’iyenin taallukuyla irade-i külliyenin taalluku bir şeyde içtima ettikleri zaman, o şeyin vücudu vacip olur ve derhal vücuda gelir. (İşârâtü’l-İ’câz)

Âdetullah üzerine, irade-i külliye-i İlahiye, abdin irade-i cüz’iyesine bakar. Yani, bunun bir fiile taallukundan sonra, o taalluk eder. Öyleyse cebir yoktur. Külli irade; cüz’i irademizin tercihine bakıyor. Hangi yolu seçersek, Allah (c.c) o yolda muvaffak ediyor.

Biz ne yaptık da bu başımıza geldi” demeye gerek yok. Âdetullah kanunları kâinatta cereyan ediyor. Tercihlerimizin sonuçlarını yaşıyoruz.

Benzer konuda makaleler:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu