Tesanüdü bozmanın vebali

Nur Talebelerinin yaptığı hizmet çok önemlidir.

Onlar, Risale-i Nur yoluyla hem kendilerinin, hem de diğer insanların imanlarını kurtarma ve muhafaza gibi, kâinat çapında ve ebedî hayatla alâkalı, mükâfatı Allah’ın rızası ve ebedî saadet olan büyük bir iman hizmeti ifa etmektedirler.

İman hizmetinin başarılı olması için onu yapan Nur Talebeleri arasında ihlâs, uhuvvet ve tesanüd bağlarının güçlü olması lâzımdır. İçinde tesanüd bozulsa cemaatin tadı kaçar, orada iyi hizmet yapılamaz. Zira “Birbirleriyle boğuşanlar müsbet hareket edemezler.”

Onlar bu önemli hizmeti yaparken, insanlar arasında dinsizliği ve ahlâksızlığı yaymaya çalışan ilhad komiteleri ve şer odakları, şüphesiz boş durmayacak ve onları rahat bırakmayacaklardır. Nitekim hiçbir zaman ve dönemde onları rahat bırakmadıkları görülmüştür. Tek partili istibdat döneminde hizmetlerine engel olmak için, aralarında fitne, fesat sokmaya çalışmışlardı.

Ancak o dönemde Üstad ve saff-ı evvel ağabeylerimiz, uhuvvet ve tesanütlerini güçlü tutarak hizmetlerine devam etmişler, fitnecilerin oyunlarını boşa çıkarmışlardır.

Bu odaklar, günümüzde bir kısım siyasîleri alet ederek Yeni Asya camiasını sarsmak ve hizmetlerini akamete uğratmak için, bazı camia mensuplarının zaaf yönlerini işleterek, onları kardeşleriyle sürtüşmeye sevk ettikleri görülmektedir.

Nur Talebeleri, buna karşı Üstad ve saff-ı evvel ağabeylerin yaptıkları gibi, demir gibi sarsılmayarak, uhuvvet, birlik ve beraberliklerini ne pahasına olursa olsun muhafaza ederek, fitne tuzaklarını etkisiz hale getirmeleri gerekmektedir.

Bunun yolu: Her birisini, İhlâs ve Uhuvvet Risalelerindeki düsturları özümseyerek hayata tatbik etmesi, enaniyetini şahs-ı manevînin havuzunda eritmesi, haklı da olsa kardeşlerini tenkit etmemesi, medarı niza bir mesele varsa istişare zemininde çözülmesine çalışması, ihlâsı ve dayanışmayı bozacak söz ve hareketlerden yılandan, akrepten kaçar gibi kaçmasıdır.

Aziz Üstadımız Bediüzzaman, Nur Talebeleri arasında tesanüte çok önem verdiğini, bunu bozanlara çok kızdığını hatıralardan öğrenmekteyiz. Bir saff-ı evvel ağabeyimizden birkaç sene evvel bizzat dinlediğimiz bir hatırada kendisinin, Ankara’da Tarihçe-i Hayat’ın basımında Atıf Ural ile ihtilâfa düşüp münakaşa ettiğini, sonra Üstad’a gidip bu durumu şikâyet ettiğini, Üstad’ın bu işe çok kızdığını ve kendisine “Kardeşim! Risale-i Nur siz olmadan da hizmet eder. Sen git o kardeşinle tesanüdünü temin et” dediğini nakletmişti.

Camia içinde tesanüdün bozulması ve bunun neticesinde iman hizmetinin tevakkuf etmesi şer odaklarının işine yaradığı açıktır. Buna sebep olanlar ve bu işin içinde olanlar ağır bir vebal yükünü yüklenirler, Ahirette bu işin hesabını çok zor öderler.

Son söz: Nur Talebesi uyanık, ehl-i tahkik, hakperest bir mü’min ve Müslüman kişidir. O kimseye körü körüne biat etmez. O, nurun ölçülerine göre hareket eder. O, dairede tesanüdü bozmanın manevî vebalinin idrakinde olarak, kardeşleriyle uhuvvet ve muhabbeti bozmaya kalkan kişilere babası, kardeşi de olsa onun sözünü dinlemez, kardeşleriyle dayanışmasını pekiştirerek devam ettirir.

Cenab-ı Hak cümlemizi ihlâs ve uhuvvet ile iman hizmetine katkı sağlayanlardan eylesin, tesanüdü bozanlardan eylemesin. Âmin.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*