EURONUR ÖZEL

Tevziat Memuru

Özel Makale /tevziat

Askere gittiğimizde “askeri depo” ile tanışmıştık. Kışladaki askeri personelin askerde ihtiyaç duyduğu her malzeme buraya konulur ve güzelce istiflenirdi.

Bir de “depo görevlisi” tayin edilirdi. Deponun anahtarı onda olurdu. Depoya sadece o girer ve içerideki malzemeleri depo penceresinden o dağıtırdı.

Bu görevlinin havası bir başka olurdu. Deponun anahtarları kendisinde olduğu için kışla içerisinde imtiyazlı personel gibi dolaşırdı. Ekseriyetle nöbetlerden de muaf tutulurdu.

Köyünden kışlaya cascavlak geldiğini unutur, depoda devlete ait bütün malzemeleri kendinin zannederdi.

Askeri Depo ve İstihkak Kavramı

Depodaki malzemelerin adı “istihkak” idi. Yani devletin askere aldığı personele tayin ettiği, personelin hak ettiği malzeme anlamına gelirdi.

Gel gör ki bu depo görevlisi, bu malzemelerin asıl sahibinin devlet olduğunu ve askeri personelin de hakkı olduğunu unutur veya görmezden gelir; askerlere “bugün git yarın gel” tavrı ile muamele yapardı.

Teskere gelip, depo anahtarları kendisinden alınıp, kışlanın dışına çıktığında; depo da malzemeler de bir hayal olduğu zaman, kendini askere geldiği zaman gibi fakir fukara bir halde buluverirdi.

İşinin bilincinde olmayan depo görevlisinin hazin macerası böyledir.

Bir de teskere alan diğer arkadaşları “yahu benim istihkakım olan malzemeyi bana vermekte niye zorluk çıkarıp kendi malınmış gibi bana çile çektiriyordun” diye yakasına yapıştıklarında gerçeği anlardı ama kışla da, depo da, anahtarlar da artık geride kalmış nizamiye kapısı ona kapanmış olurdu.

Artık, “hakikaten depodaki malzemelerin benim olmadığını bildiğim halde, askerde görevde iken ben bu tavırlar içine niye girdim” diye düşünür dururdu.

Dünya Malının Gerçek Sahibi

Dünya da bir askeri kışla gibidir. Hepimiz de depo görevlileri gibiyiz. Burada istiflenen her şeyin sahibi Allah (CC)’dür.

Eline mal teslim edilenler ya kendi istihkaklarını almışlar ya da başkalarının istihkakı da imtihan için onun eline veya nezaretine verilmiştir.

Bu hakikati kavramayanlar depo görevlisinin hazin akıbetinden kurtulamazlar.

Allah rızık hususunda bazısını bazısından üstün tuttu. Ama üstünlük verilenler ellerinin altında bulunan kölelere onların rızıklarını vermiyorlar. Onlar kendileri ile müsavi olurlar diye. Allah’ın nimetinin taksimatı hususunda mı mücadele ediyorlar? (Nahl Suresi 71)

Allah (CC) hikmeti gereği dünya malını dilediği kimsenin tasarrufuna veriyor. Ancak bu şahsın ağır bir sorumluluğu da var. Bu sorumluluk bilinci içerisinde hareket etmesi gerekiyor.

Sonra andolsun ki, o gün her nimetten sorgulanacaksınız! (Tekasür Suresi 8)

Ellerinin altında bulunanlara onların rızıklarını vermemelerinin sebebini Ayet-i Kerime “Onlar kendileri ile müsavi olurlar diye.” şeklinde izah ediyor.

Tahakküm Duygusu ve Sorumluluk Bilinci

Bu hakikaten dikkat çekici bir nokta. Çünkü insanın fıtratında “tahakküm” duygusu var ve bu duygu mal, makam ve şöhret gibi şeyler ile tatmin edilebilir.

Üstadın “hatta benim gibi bir adam ilmi vasıta yapıp tahakküm eder idi” (Münazarat) demesi bu tahakküm etme duygusunun cidden nazara alınması gerektiğini gösterir.

“Şeriat aleme gelmiş ta istibdadı ve zalimane tahakkümü mahvetsin. Hem de etti.” (Münazarat) ifadesi, istibdadın ve zalimane tahakkümün şeriat ile bir ilgisinin olmadığını gösterir.

Yeryüzünde son nefesine kadar imtihanı devam edecek olan insanın temel meselelerde dikkatli düşünmesi ve doğru muhakeme etmesi gerekir. Hata lüksü yoktur dersek abartmış olmayız.

Çünkü mesela; İstanbul’da kendi uçağımıza bindik hac için Cidde veya Medine’ye gideceğiz. Bunun için doğru rotada olmamız ve bunu sürekli kontrol etmemiz gerekir. Kalkışta bir derece hata yaparsak bu bir derece gittikçe büyüyecek hedefimize asla ulaşamayacağız.

Bunun için kendimizi kandırmadan hakikati görmek ve hakikate teslim olmak en emniyetli ve selametli yoldur.

“Hem hakikaten Cenab-ı Hakkın malını ibadına vermek için bir tevziat memuru olduğun halde, kendini sahib-i mal zannedip bir küfran-ı nimet ediyorsun.” (Mektubat)

Benzer konuda makaleler:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu