Türkçe ezan ve ibadet…

Jandarma Genel Komutanlığı Harekât Daire Başkanlığı’nda hazırlanan “Türkçe İbadete Geçilmesi” konulu skandal andıç dün gazetemizde yayınlandı.

Nisan 1999’da hazırlanan andıç 28 Şubat darbesinin planlandığı yasadışı merkez, Batı Çalışma Grubu (BÇG) için kaleme alınmış.

60 yıl önce Demokrat Parti tarafından ezanın yeniden Arapça okutulması kararına bakış açısı çok korkunç:

“Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından bu yana irticanın devrimlere karşı sağladığı ilk ilerleme budur.”

Raporu Jandarma Kurmay Binbaşı Mehmet Ülger hazırlıyor.

Kurmay Kıdemli Albay Halil Helvacıoğlu, Harekat Başkanı Tümgeneral Çavdaroğlu, Kurmay Başkan Korgeneral Haspişiren ve Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Rasim Betir de paraf ile onaylıyor. Ülger, halihazırda Kurmay Albay olarak görevini sürdürüyor.

Malatya’daki Zirve Yayınevi Katliamı’nda da azmettirici olmakla suçlanıyor.

Ergenekon savcıları kendisinin de ifadelerine başvurdu.

İmzası bulunanlar arasında halen görevde olan diğer isim şu an Tümgeneral olan Helvacıoğlu.

Garip bir şekilde onun adı da “Fatih ve Beyazıt camilerinin bombalanması” öngörülen, 250 bin insanı tutuklayıp statlara doldurmayı planlayan Balyoz darbe planında geçiyor. Demek ki “BÇG” aşısı fazlasıyla tutmuş!

Raporda önerilen hususların zamanla işleme konulduğu, takip eden yıllarda anlamsız yere başlayan “Türkçe ibadet” tartışmalarından anlaşılıyor.

Bu konuda dikkat çekici isimlerin yazdığı kitaplar da halen rafları süslüyor.

İnsan ister istemez merak ediyor.

“İşleri halkın güvenliğini sağlamak olan insanlar, neden milletin inancını şekillendirmek ve belirli kalıplara sokmak için planlar hazırlar?”

İzahı mümkün değil.

Oysa raporun hazırlandığı dönemde, Türkiye’nin terör belasıyla başı şu an olduğu gibi yine dertte.

Tabii olan, Harekât Daire Başkanlığı Terörle Mücadele Şubesi’nin, teröristi etkisiz kılacak planlar hazırlamasıdır.

Rapor, darbe dönemlerinin askerlerin kimyasını nasıl bozduğunu, onların hukukun dışına taşarak asıl görevlerinin haricinde nasıl oyalandığını da gösteriyor.

Ezan andıcı, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne adeta ateşle oynaması tavsiyesinde bulunuyor.

“TSK her türlü yeniliğin ülkeye getirilmesi ve uygulanmasında öncülük etmektedir. İbadetin Türkçe yapılması hususunda da diğer kurum ve kuruluşların harekete geçirilmesinde öncülük yapmasında fayda mütalaa edilmektedir.

Cenaze törenleri, kışlalarda yapılacak ibadetler gibi dini etkinliklerde okunacak dualardan sonra bunların Türkçe anlamlarının da ifade edilmesi.

Siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları vasıtasıyla ibadetin Türkçe yapılması gerektiği konusunun kamuoyunda tartışmaya açılmasının sağlanması.

Kamuoyunda yeterli olgunlaşma sağlandıktan sonra aşamalı olarak ibadete geçilmesi.”

Bu kadar basit mi?

1932-1950 arasında halkın yüreğini yakan bir uygulamaya dönmek arzusu ve bu konuda ısrarın mantığı ne?

Darbe dönemleri olağanüstü dönemlerdir.

Başörtüsünün yasaklandığı, dindar subayların ordudan atıldığı, inançlı insanların tek tek fişlendiği bir dönemde, akla ve vicdana uygun davranış beklemek belki de safdillik…

Böylesi andıçları gördükçe, demokrasi ve hukukun üstünlüğünün ne kadar elzem değerler olduğunu bir kez daha anlıyor insan.

Erhan Başyurt Bugün, 17.6.2010

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*