“Türkiye bu kadar zavallı mı?”

Sansür yasası denilen yasa meclisten geçti ve onaylandı.

29. madde öne çıkıyor:

“Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratma saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. Failin, suçu gerçek kimliğini gizlemek suretiyle veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkraya göre verilen ceza yarı oranında artırılır.”

Zaten tartışmanın odağı bu madde.

Peki böyle bir kanunun maksadı ne olabilir?

Genel görüş:

İktidarın seçime giderken sosyal medyayı susturmak istemesi.

Böylece kendi menfaati ekseninde önümüzdeki seçimlere gitmesi.

En azından yolsuzluk iddialrının önünü kesmesi…

Ancak;

Öncelikli hedef bunlar değil gibi sanki.

Geri planda başka maksatlar var gibi gözüküyor.

Çünkü;

İktidar bu yasa olmadan da susturacağını susturuyor zaten.

Peker’in, Cehveri’nin videoları milyonlarca seyrediliyor.

Sonuç?

Hiçbir şey olmuyor.

Zira şu an ellerinde sınırsız bir güç var vehmindeler.

Ne Allah’tan, ne kuldan, ne kanundan ve ne de yargıdan korkuları yok.

Peki öyle ise..

Sansür yasasının o görünmez ve gizli maksadı ne o zaman?

Görünen o ki bu yasa yakın bir gelecekteki bir facianın önünü kesmek için kullanılacak gibi.

Çünkü dünyada benzer yasalar bir bir onaylanıyor.

Yani bu bir global projenin parçası.

Mekezinde DSÖ gibi küreselci fesat şebekesinin olduğu…

Bu projenin şifreleri de kanunda geçen “genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi” cümlesinde saklı.

Konuyu biraz açalım isterseniz.

Önce şu satırlara dikkat ediniz:

“Türkiye bu kadar zavallı mı? Sonuçlarını bilmediğimiz aşıyı 83 milyona yapacağımızı mı düşünüyorsunuz? Türkiye bu kadar mı sorumsuz davranacak? Yurt dışında akredite olan Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumumuz (TİTCK) ve Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü laboratuvarı var. Hangi aşı olursa olsun, akredite olan, uluslararası boyutta tanınan laboratuvarlarımızda incelemelerimizi yapmadıkça (aşılara) ne ruhsat veririz, ne vatandaşımıza kullandırırız. Kim olursa olsun, BioNTech dahil.”

“BioNTech, Faz 3 sonuçlarını tamamladı mı? Değil. Ne yaptı? Erken sonuçları açıkladı. Çin de erken sonuçları açıklamadıkça, biz bu sonuçları bilmedikçe, bizim Türkiye’deki sonuçlarımız ortaya çıkmadıkça, TİTCK ve Halk Sağlığı laboratuvarlarında incelemeler tamamlanmadıkça vatandaşımıza aşı yapılamaz. Biz testlerimizi yapmadıkça, dünyada test sonuçları açıklanmadıkça ruhsat vermeyiz. Ruhsat vermediğimizi ülkede kullandırmayız.”

Kim söylüyor bu sözleri?

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca.

Ne zaman söylüyor?

8 Aralık 2020 tarihinde.

Yani 2020 Mart’ında ilan edilen pandemiden tam on ay sonra.

Pekiiii…

Sonra ne oluyor?

Bakanın yukarıdaki sözünün üzerinden daha iki ay bile geçmeden aşı kampanyası başlıyor.

13.01.2021 tarihinde ise bizzat bakan aşı oluyor, kameralar önünde.

Ondan sonrası ise malum.

Toplum öyle bir baskı altına alınıyor ki…

57 milyon tek doz, 53 milyon çift doz, 23 milyon da üç doz aşı oluyor.

Peki şu an durum ne?

Aşının hiçbir koruyuculuğu kalmadı…

Üstelik ardından milyonlarca yan tesir bıraktı…

Son tahminlerde:

22 milyon aşı yan tesir ölümü…

2 milyar da aşı yaralanmaları…

Büyük bir olay…

Hatta:

Bu bir facia.

Ve görünen o ki bu facianın boyutları daha da artacak.

Batı dünyasında artan ölümler zaten büyük tartışma konusu.

Bu tartışma bize de sıçrayacak.

Öyle veya böyle bundan kaçmak mümkün olmayacak.

İşte iktidar cenahı bu konuda meydana gelebilecek büyük tartışma ve  kargaşanın önünü kesmek için sansür yasasını çıkardı gibi.

Sanki görünmeyen en öncelikli maksat bu.

Bu sözlerimize ütopik ve komplo teorisi diyenlere birazcık çevrelerine bakmalarını tavsiye ederiz.

Zira;

Kalp krizi ve kanser bir salgın halini aldı.

Gidin herhangi bir hastane acil servisine…

Gözlerinizle görün söylediklerimizi.

Evet değerli dostlar!..

Global küreselci fesat şebekesi işi azıya almıiş gibi gözüküyor.

Pandemi, iklim krizi, karbon ayak izi, kıtlık, savaş, global kaos, havayı zehirlemek, ekonomik düzenin bozulması yolu ile insanlığa savaş açılmış durumda.

Bu büyük bir savaş…

Çözüm:

İnsanlığın topyekun uyanışında.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*