“Üç günlük ömrün kaldı!”

Hani; kendi aleyhimize olsa bile, adaletten ayrılmayacak, her türlü zulme karşı çıkacaktık!..

Makamlar, saraylar, rütbeler.. Gençlik, güzellik, sağlık.. yatlar, katlar.. mal mülk.. hava, su, deniz, güneş.. Bir muhalif rüzgar savursaydı hepsini.. “Üç günlük ömrün kaldı!” deseydi, doktorumuz..

Rabbimiz, her gün alıştığımız, övündüğümüz, ‘zaten elimin altında ve benim’ dediğimiz nimetleri bir süreliğine alsaydı elimizden.. Kimler nasıl tepki verirdi acaba?

‘BENİ KATEGORİZE ETME!’

Bir günlüğüne söylenen kötü sözleri duymasak, hiçbir çirkinliği görmesek, dilimizle zehir saçmasak, kategorize etmesek insanları..  kutuplaştırmasak! İnsanı, imanı, İslâmı merkeze alarak muhabbet fedaisi olabilsek!..

Soruyorum, sorguluyorum.. Sesli düşünüyorum.. Hani, kâfir bile olsa; her insan fıtraten mükerremdi…

Hani, Firavun bile olsa, ‘onunla çok güzel bir şekilde mücadele edecektik’…

Hani, yaratılanı Yaratan’dan ötürü hoş görüp sevecektik… Hani, adaletten ayrılmayacak, zulme karşı çıkacaktık!..

‘HAMİYET DAVASINDA YALANCILIK..’

Öyleyse bu kin, gıybet, haset, iftira niye?

Havayı, suyu, insanı, İslâmı kirletenler..

Her konuşmasında vatan, millet, İslâm aşkından bahsedip, tam aksini yapan sahte hamiyetfuruşlar!

Karun gibi yaşayıp, evliyâ gibi konuşan ‘tuzu kuru’lar… hamiyet, hizmet, uhuvvet dâvâsında yalancılık edenler…

EDEP YA HU!

İslâm bu değil, uhuvvet bu değil.. Muhabbet, insana hizmet ve saygı bu değil.

Bir okuyucumuz şöyle diyor: Kimse “Ben çok temizim.” diyemiyor. Herkes “o daha kirli” diyor. Oysa kurtuluşumuz, kirle(t)nmekten ziyade; temizlenmekle mümkün.

Amin Maalouf ise; ‘İnsanlar bir dinleri olduğu için; ahlaka ihtiyacı kalmamış gibi davranıyorlar.’ diye şikayet ediyor.

‘Güzel ahlakı tamamlamak için gönderilen’ Elçi’ye (asm) inanan Müslümanlar.. bir tarikata cemaate gönül verenler… İslâmın siyasi, ticari, pis emellere alet edilmesine itiraz etmesi gerekenler.. Niçin sesiniz çıkmıyor?

‘BENİ ANLAMIYORLAR!’

İğneyi kendimize de batıralım. “Beni anlamıyorlar yahut anlamak istemiyorlar” diyor Hz. Üstad. Peki.. Onu anlamayanlar kimler? Onu hiç okumayanlar mı.. yoksa her gün okuduğu halde anlamayanlar mı?

Yanlış anlayanlar mı? Türlü türlü tevillerle Deccalizme taraf olan ve ‘gerçeği inciten papağanlar’ mı?

Allah’ım, doğru anlamayı, ihlâs ve istikametle yaşamayı nasip et!  Amin.

M. Said ZEKİ

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*