Ukrayna’daki Rusya Operasyonlarına Dair (4)

Bağımsız Bir Devlet Olarak Ukrayna’nın NATO veya AB’ye girme Hakkı Yok mu?

Neoliberal-Neocon ittifakının sözcüleri; müşahede ettiğiniz üzere bazı masum istek ve haklı taleplerin arkasına gizleniyorlar. Yakın tarihin beraberinde sürüklediği problemlerden, bu coğrafyanın bölgedeki ülkeler için (Almanya, Polonya ve Rusya gibi) geldiği manalardan ve daha acısı; global sermaye ile burada kurduğu “Yapay Devletin” hangi misyonları yüklendiğini  dünya kamuoyundan gizleyerek işi bitirmeye gayret ediyorlar.

Esas meseleye girişmeden önce, Bediüzzaman’ın bu konudaki önemli bir prensibini önemine binaen tekrar etmeye devam edelim.  Birinci Dünya Savaşından sonra diyor ki; bundan böyle devlet ve milletlerin savaşları; yerlerini global sınıf, menfaat ve zümre savaşlarına bırakacak… Yani NATO’yu teşkil eden ülkelerin bünyelerine girecek Neocon-Neoliberal virüsleri, Pentagonu zaman zaman ele geçirdikleri gibi, NATO’yu da ele geçirebilirler. Barış ve demokrasi isteyenlerin bakışları, daima savaş isteyen sınıf ve güçlerin üzerinde olmadıkça, hadiseleri takip etmenin zorluğu ortaya çıkıyor. Onları her devletin, milletler üstü kuruluşların, parlamentoların ve BM gibi yapıların içinde daima bulabilirsiniz. Bu ince hakikate, şer ittifakının Avrupa’daki merkezi olan Davos’taki görevlileri Klaus Schwab da başka bir üslupta itiraf ediyor. Dünya devletlerinin ve misyonlarının başına, parlamentolara binlerce siyasetçiyi, diplomatı, ekonomisti ve bilişimciyi yerleştirdiğini; Kanada başbakanını örnek vererek söylüyor bir beyanatında…

Bu gerçeği, NATO’nun Hz. Muhammed düşmanı eski genel sekreteri Rasmussen’de bizzat yaşamıştık. Nicolas Sarkozy ile bir olup Libya’yı NATO uçaklarıyla dağıtan ve sonra Goldman Sachs şirketinde iş başı yapan adamın barış ve insanlıkla bir alakası olur muydu? NATO’nun bu günkü yapısından hareketle, Ukrayna’nın bu güvenlik paktına masumane müracaatını değerlendirelim!…

Straussçu ların yaşayan en büyük üstatları Kissinger’dan işaret alan NATO haramiler gibi davranıp Afganistan’da milyonlara varan masumu öldürmedi mi? Hem bu NATO değil mi ki; Bosna’daki katliama tam üç sene seyirci kaldığı halde, işine geldiğinde alakası olmadığı halde Belgrad’ı bombaladı. Düne kadar NATO’yu milyonların kanlarından sorumlu ve savaş suçlusu kabul edenlerin, bu gün Ukrayna’da NATO cu kesilmeleri acayip değil mi?

NATO’nun bir savunma paktı, bir askeri ittifak olduğunu biliyoruz. Bize göre bu birliğin mevcut yapısına bakacağız. Demokrasiye, adalete, insanlığa ve semavi dinlere düşman olan kuvvetlerin emrine söz konusu askeri ittifak giriyorsa, elbette itiraz eder ve ikazlarımızı dile getiririz. Tıpkı, kuruluşunu ve misyonunu çok önemsediğimiz AB gibi… Rothschild’in çalışanı Macron’u Fransa’nın başına getiren hegemonyacı sermayenin entrikalarla sekreterliğe getirdiği Ursula von der Leyen gibi savaş lobilerinin çalışanlarını, elbette bu ittifaklarla bir tutmayacağız. Özünde AB’ye düşman olanların AB ile Rusya’yı çatıştırma çabalarının mahiyetini demokrasi, barış ve insaniyet adına deşifre vazifesinin çok mühim olduğuna inanıyoruz.

Şimdi Ukrayna’nın NATO veya AB üyeliği çabasını yeniden gözden geçirelim. Bu kadar su-i istimale mahal olmuş bir coğrafyanın başına ihtilâl ile getirilmiş Yahudi asıllı aktörleri, Ukrayna halkı kabul etmenin hukuk ve adaletle ilgisini buyurun siz söyleyin. Fareler gibi köşe bucak kaçan şovmenin online konferanslarla kendisini “halkının arasında” gösterme artistliğine de kimsenin inanmadığını belirtelim. Öyle görünüyor ki; hem AB ülkeleri ve hem de NATO müttefikleri, Ukrayna meselesine aynı pencereden bakmıyorlar. Sorumsuzca Libya’ya, Afganistan ve Yugoslavya’ya giden ittifakın Ukrayna meselesinde bu kadar çekimser davranması, buradaki Birinci Avrupalıların bazı gerçekleri masaya getirdiğini ihsas ettiriyor. Arap atasözünde geçtiği üzere harp seccaldir. Yani dönüşümlüdür. Bu defalığına deccaliyet hipnoz ve manyetizmalarıyla AB ve NATO’yu kandırsa da, yarın sisler dağılacaktır. Rasmussen, Sarkozy, Henry Kissinger, Paul Wolfowitz, Tony Blair, John McCain ve George W. Bush’a yapılan bedduaların, dünyanın başına bela olmuş aktüel elemanlara da yapılacağını unutmamak lâzım. Madeleine Albright’in ölümünün bu günlerde duyulması üzerine, sosyal medyadaki kutlamalarla eski dışişleri bakanına edilen lanet ve bedduaları birlikte duyduk ve müşahede ettik.

Neocon-Neoliberal ittifakının kurduğu Ukrayna cephesinin, dünya devletlerini de ikaza vesile olacağını düşünmemiz de yerinde olur. Dünyayı tek bir merkezden idare uğruna her türlü dezenformasyonu, katliamı, sömürü ve yanlışı yapan bu kirli ittifaka karşı tüm milli devletlerin bundan böyle teyakkuzda kalacağını düşünüyoruz.

Dünyanın iki sınıfa ayrıldığı bir zamanda, Rusya haklı olarak Ukrayna’nın düşmana yataklık etmesini istemiyor ve on seneden bu yana da bu isteğini her vesile ile dünya kamuoyuna duyuruyor. Ve ilginç bir iddiası da var Rusya’nın… Bizim karşımızda Ukrayna yok, diyorlar… Milli devletlere, insani temel değerlere ve özde demokrasiye savaş açmış global güçlerle savaşıyoruz, diyorlar… Peki haklı değiller mi?

Neoconların yanlış propagandalarını çürüten diğer Asya ülkeleri gibi, Ukrayna AB sınırdaşlığını daha müsbet bir şekilde ve dünya barışına yardımcı üslupta bir konum ile Rusya’nın karşısına çıkabilirdi. Gel gör ki, neocon tetikçisi ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Maydan ihtilâlinin dayanağı olan selefi John Kerry gibi devrimin devamlılığından yana… Ve Zelenski’nin barışa yanaşmaması için tehdidini diplomatik üsluba bürümüş. “Zelenski ülkeyi terk eder veya öldürülürse B planını devreye sokacağız” diyor. Bu cümleyi tahlil eden tarih ve siyaset bilimi hocaları, Neoconların Zelenski´yi, esir aldıklarını söylüyorlar.

Şu haliyle Ukrayna’nın; global hegemonyacıları, Yeni Dünya Düzencileri, İkinci Avrupa veya Şimal cereyanı için bir arena olduğunu bu gün göremeyenler, yarın mutlaka zararlarıyla birlikte yaşayacaklardır.

Benzer konuda makaleler:

8 Yorum

  1. Bu Ukrayna meselesi Avrupa sınırları içinde zuhur ettiği için,Avrupalılar RUSYANIN bu ani çıkışından biraz paniklediler ve hayli korktular! Bu onlar için beklenen bir şey.Çünkü iki defa ÇOK YIKICI CIHAN HARBİYLE büyük bir felaket yaşamışlar.Ve toplamda seksenbeş milyona yakın sivil ve asker Telef olmuş,taş taş üstünde kalmayan bir felaket yaşamışlar. Ve ikinci Dünya savaşından sonra da (Bosna hariç) hemen hemen hiç bir terör veya harp belasıyla karşılaşmayıp,rahat içinde HAYAT sürerek,Islam coğrafyasını sadece seyrettiler. Ve tam aksine alemi islamı, bilhassa orta doğru ve cıvarlarını, Filistin başta olmak üzere,hiç ama hiç rahat bırakmadı O malum insanlık ve kutsalların DÜŞMAN ve muhalifleri.Her türlü destek ve hileyle alemi Islamın ve dolayısıyla insanlığın huzurunu bozdular ve bozmaktalar! Bu herhalde bu kargaşalar DÜNYA BARIŞINI BOZMAYA KÂFİ GEMEMİŞ OLMALI Kİ,SAVAŞI TEKRAR AVRUPAYA TAŞIMAK İÇİN HER GAYRET VE İMKANLARI kullanarak RUSLARI BU MALUM İŞGAL VE YIKIMA MECBUR biraktılar.Aynı zamanda SİLAHLANMA YARIŞLARI DA HAYLİ AZALDIĞINDAN,ŞİMDİ TEKRAR GAZA BASABILİRLER BOL BOLLL. İnsanların ölmesi,yerinden yurdundan,evinden,barkından olması onlar için hiç,ama hiç önemli olamaz. Hatta yilanın ısırmaktan zevk alması gibi,bunlar da ZEVKLENİRLER büyük ihtimal! Allah c.c, cümle insanlığın yar ve yardımcısı olsun inşaallah. Bunları da islah etsin, islah olmayanları da KAHHAR ismiyle kahreylesin.
    Not: Ahirzaman hadisleri ışığında Deccalizm ve Süfyanizm meselesi daha detaylı bir şekilde Risal-i NUR’da izah ediliyor.

  2. Çok önemli noktalara değinmişsiniz. Masum gibi görülen perdelerin arkasındaki şer inşaalar mutlaka anlatılmalı. Allah razı olsun.

  3. “Rus da dinsiz kalamaz, geri dönüp Hristiyan da olamaz. Olsa olsa küfr-ü mutlakı kıran ve hak ve hakikata dayanan ve hüccet ve delile istinad eden ve aklı ve kalbi ikna’ eden Kur’an ile bir musalaha veya tâbi’ olabilir. O vakit dörtyüz milyon ehl-i Kur’ana kılınç çekemez.” Said Nursî Emirdağ-2 – 72

  4. Evet AB tasaffi ediyor ve etmeli. Yalnız RUSYA  OLMADAN ve RUSYAYLA iyi ve barışcıl ilişkiler askıya alınıp, her an “RUS AYISI” korkusu pompalanarak ve silahlanma yarışıyla da DÜNYAYA SULH-U  UMUMİ hiç gelemez! Evet, Rusya bu İŞGALLE bizim açımızdan  büyük bir hata yaptı ve belki de pişmanlar. Yalnız ABD ve NATO da bu işe RUSLARI bi nevi zorladı ve hatta yeşil ışık yaktı da denilebilir. Almanya da bu işte kusurlu! Çünkü RUSLARLA olan D.Berlin anlaşması ve diğer konularda gereken titizliği ihmal etti!
    ABD ile RUSLARIN Etraf- ı Alemde Yapmış oldukları SAVAŞ suçları ve entrikalar karşılaştırılsa ve rakamlara dökülse, ABD nin, Rusyadan aşağı tarafı olmadığı gibi, Allahü e’lem çok fazlası vardır da, Beşer tarihinin sayfalarında görünmez yazılarla yazılmış gibi de, bunların hepsinin hesabı MAHŞERE KALMIŞ sanırım.
    “Senin yüzün KARA, BENİMKİ senden KARA”.
       “Niçin gâvurların memleketlerinde bu semavî tokat başlarına gelmiyor? Bu bîçare müslümanlara iniyor?    Elcevab:
       Büyük hatalar ve cinayetler te’hir ile büyük merkezlerde ve küçücük cinayetler ta’cil ile küçük merkezlerde verildiği gibi; mühim bir hikmete binaen ehl-i küfrün cinayetlerinin kısm-ı a’zamı, Mahkeme-i Kübra-yı Haşre te’hir edilerek ehl-i imanın hataları, kısmen bu dünyada cezası verilir.
    {(Haşiye): Hem Rus gibi olanlar, mensuh ve tahrif edilmiş bir dini terk etmekle, hak ve ebedî ve kabil-i nesh olmayan bir dine ihanet etmek derecesinde gayretullaha dokunmadığından, zemin şimdilik onları bırakıp, bunlara hiddet ediyor.}”Risalei Nur.
    Ve netice ortada! Çözüm, tekrar RUSYAYLA yeni ve sağlam bir “BARIŞ ANLAŞMASI” YAPMAKTIR. Gerisi havanda su döğmek ve DECCALİZMİN değirmenine SU vermekten başka bir şey değildir.

  5. “Beni, nefsini kurtarmayı düşünen hodgâm bir adam mı zannediyorlar? Ben, cem’iyetin imanını kurtarmak yolunda dünyamı da feda ettim, âhiretimi de. Seksen küsur senelik bütün hayatımda dünya zevki namına bir şey bilmiyorum. Bütün ömrüm harb meydanlarında, esaret zindanlarında, yahut memleket hapishanelerinde, memleket mahkemelerinde geçti. ” Tarihçe-i Hayat – 629
    “Çekmediğim cefa, görmediğim eza kalmadı. Divan-ı Harblerde bir câni gibi muamele gördüm, bir serseri gibi memleket memleket sürgüne yollandım. Memleket zindanlarında aylarca ihtilattan men’edildim. Defalarca zehirlendim. Türlü türlü hakaretlere maruz kaldım. Zaman oldu ki, hayattan bin defa ziyade ölümü tercih ettim. Eğer dinim intihardan beni men’etmeseydi, belki bugün Said topraklar altında çürümüş gitmişti.” Tarihçe-i Hayat – 629

  6. Rusyanın, bütün bu yapılan medyatik negatf yorumları tersyüz edeceğini tahmin ediyorum. Rusya,yakın ve uzak tarihlerde yapılan zorlu değişim ve dönüşümleri tekrar hizaya koymak ve DÜNYA DÜZENİNİ nizama-intizama sokmak, yanlış ve haksız UYGULAMALAR ve GİDİŞATLARA engel olmak ve “DUR”-“STOP” demek için ,kendi çapında doğru bildiği ve inandığı bir adım atarak, başlangıç yaptığını tahmin ediyorum. Benzer hadiseleri daha başka yer ve zeminlerde de görebiliriz belkide.
    Bir an evvel, bu UKRAYNA SAVAŞI, tüm Dünyadaki zulümler,katliamlar ve İŞGALLER,(Bilhassa FİLİSTİN ZULMÜ) ve Orta doğuda ki sıkıntı ve terör hadiseleri ve ABD Baskı ve ZULÜMLERİ,HİNDİSTAN ve ÇİNDEKİ zulümler artık sona ersin. İnsanlığın (NATO ve BM ve AB)nin, gafletten uyanmasına,sadece UKRAYNA için değil, herkes için HAK,HUKUK ve ADALETE daha da önemlisi SULH-U UMUMİYE,KARDEŞLİĞE,Hayırlara ve Dünya Barışına vesile olsun inşaallah.

  7. Allah razı olsun çok önemli yorumlarla gerçeği anlamamıza yardımcı oldunuz. Bu kadar gizli perdelere bürünerek iş görmeleri inanılır gibi değil. Allah bunların şerrinden insanlığı korusun. Üstadımız niye uyumamış şimdi daha iyi anlayabiliriz. Tahripte sınır tanımıyorlar.

  8. NATO’nun kurulus gayesinin aksine, hakikatte saldiri pakti oldugunu NATO uzmani Prof. Dr. Daniel Ganser cok acik bir sekilde ortaya koyuyor. Doktora tezini “NATO gizli askeri birligi” üzerine yazan Prof. Dr. Ganser de, Rusyanin güvenlik haklarinin “2.” ABD tarafindan ihlal edildigini, dolayisiyla cözüm odakli degil gerilim ve kaos odakli siyaset izleyen “2.” ABD, gelinen noktayi planlamistir. Prof. Dr. Ganser, ABD’in son 60 senede yapmis oldugu sözde demokrasi harekati altinda milyonlarca insanlarin ölümüne sebebiyet verdigi ve kimse buna karsi tepki göstermiyor olmasi, örnegin tazminat davasi acarak, cok manidar.
    Yazi dizisinin; “eksigi var fazlasi yok” tabirince, hakikat cizgisindeki calismanizi tebrik ediyor ve devamini bekliyoruz.

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*