Unutulan farzlardan biri: İnşaallah

Fuzulî ne çok şey var hayatımızda. Bazen niçin twitter, facebook adresi edindiğimi sorarken buluyorum kendimi. Sanal ile gerçek dünyanın birbirine girdiği o sallantılı yerde, arafta yaşamak hakikaten yoruyor zihni, bedeni ve ruhu. Bilgisayarlarla rabıta kurduğumuz öyle bir hayat var ki ötede, sizi takip eden ve sizin de takipçisi olduğunuz yüzlerce kişi hayatlarının her ânını dakikası dakikasına paylaşır hale gelmiş. Bundan hiç şikâyetçi olmadıkları gibi gayet memnunlar. Alenen sergiledikleri hayatlarını başkalarına anlattıkça, gösterdikçe büyüyor, güç kazanıyorlar.

Ortaya çıkan bu firavuncuklar, sezarcıklar şimdi her yerde. Farkında olmaksızın kendi çocuklarımızı da bu şekilde yetiştiriyoruz. Egoist, narsist ve oportünist olmalarında en büyük pay bizim. Çünkü kibir, bencillik gibi kavramlar öğrenilir; görerek, duyarak ve bizzat tecrübe ederek.
Günümüz çocuklarının, sen her şeyin en iyisine lâyıksın, düşüncesiyle yokluk, açlık ve zayıflık hissetmelerine izin verilmiyor. Sen her şeyi yaparsın, her işin üstesinden gelirsin, diyerek özgüvenli bir birey olması yolunda telkin verilirken Yaratıcı aradan çıkarılıyor. Salt başarı, sıhhat ve kazanç odaklı fikirler aşılanırken körpecik beyinler dünyevî arzular ile bulandırılıyor.
Oysa bizler en önemli farzlardan birini yerine getirmeyi önemsemiyor veya unutuyoruz: İnşallah demeyi.
Olayı bilirsiniz… Hz. Muhammed’in (asm) peygamberliğini akıllarınca ölçmek ve değerlendirmek isteyen bir grup müşrik, Ashab-ı Kehf hakkında sorular sorar. Peygamberimiz onlara, size yarın cevap vereceğim, der ve gelecek vahyi beklemeye başlar. Lâkin aradan günler geçmesine rağmen sorulan suale bir türlü cevap gelmez. Nihayet on beş gün sonra vahiy iner. Önce Peygamberimiz (asm) uyarılır, hemen akabinde müşkül sorunun cevabı gelir:
“Hiçbir şey hakkında sakın ‘yarın şunu yapacağım’ deme. Ancak, ‘Allah dilerse yapacağım’ de. Unuttuğun zaman Rabbini an ve ‘Umarım Rabbim beni, bundan daha doğru olana ulaştırır’ de.” 1
Bir işi elimize aldığımızda, inşallah bitireceğim, demek çok zor değil. Yavrularımızı hayata hazırlarken en büyük yar ve yardımcılarının Allah olduğunu söylemek, Allah’ın izniyle başaracaklarını öğütlemek ne meşakkatli ne de yorucu değil.
Zor olan Allah’ın inayetinden, himayesinden ve yardımından kaçıyor oluşumuz.
Şu zayıf, aciz, bîçare halimizle…

Dipnot:

1. Kehf Sûresi, 23-24.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*