Usta, ne yapacak bakalım bu hususta?

Image
Seçim propagandası esnasında başbakan bir lâf etmiş, önceki iki dönemlerinden birini “çıraklık,” diğerini de “kalfalık” dönemi olarak vasıflandırmış, bu seçimi kazanırsa bunun adının da “ustalık” dönemi olacağını söylemişti. Tabiî burada, kendisini Mimar Sinan’a benzetmiş ve onun meşhur sözünü hatırlatan bir eda içerisine girmişti. Biz de o zaman Yeni Asya’da, “Siz Mimar Sinan mısınız?” başlıklı bir yazı yazmıştık.

 

Halbuki Mimar Sinan’ın ”Çıraklık eserim” dediği Şehzadebaşı, “Kalfalık eserim” dediği Süleymaniye camileri dahi başlı başına şahane birer ölmez abideydi. Ve kaç asırdır da dimdik ayakta duruyorlardı.
Fakat, Başbakanın kendisini o büyük ustaya teşbihen söylediği bu sözle mukayese ettiğimizde, acaba çıraklık ve kalfalık dönemi dediği sabık iktidarları döneminde böyle kayda değer ne gibi bir eser bırakmışlardı ki? Hani maddî alanda, hastane, yol, v.s. gibi işlerde bir şeyler yapıldı tamam. Ama bizim derdimiz manevî alanlarda yapılanlardır. 28 Şubat’ın büyük tahribatını tamir maksadıyla milletin kendisine ettiği teveccühü boşa çıkarmış ve 8,5 senelik iktidarlarında bu alanda, kayda değer bir eseri görülmemişti. Üstüne üstlük, zinanın iktidarları zamanında suç olmaktan çıkarılmasından sonra, her tarafta ahlâksızlık almış yürümüş, sokaklar, caddeler artık yürünemeyecek hale gelmişti. İlköğretim çağındaki çocukların dahi yaptığı yüz kızartıcı halleri görmemek için, evimizden dışarı çıkamaz olduk. Son zamanlarda aldığımız haberlere göre, şarap üreticilerinin de en çok iş yaptığı bir dönem, bu AKP iktidarları zamanı olmuş maalesef.
Neyse yine de biz, geçmişi bir tarafa bırakıp, geleceğe bakalım. Yani yeni açılacak ustalık döneminde, ustanın ne yapacağına bakalım:
-Bir defa yapılacak en mühim şey anayasadır. Anayasa da esas olan da; devlet değil, millet olmalıdır. Yâni, şahsî hürriyetleri, insan haklarını ön plâna alıp, her türlü baskıcı ve totaliterlikten uzak bir anayasa olmalı. Başlangıç maddelerinden, özellikle 2. madde tamamen kaldırılmalıdır.
-5816 nolu kanun ne olacak? Ölmüş bir kişinin kanunla korunması ne demektir?
-Ayasofya Camiini ne yapacaksınız ? Cami halinden, ne idüğü belirsiz bir hale getirildiği sabık bakanlar kurulu kararına karşı, alınacak yeni bir bakanlar kurulu kararıyla aslî hüviyetine döndürüp, Fatih’in ruhunu rahat mı ettireceksiniz? Yoksa böyle ne idüğü belirsiz halde bırakıp, zındıkanın sevinmelerinin devamına seyirci mi kalacaksınız?
Gelelim 28 Şubat âfatının millete yaptığı tahribatları düzeltme işine. İmam-hatip liselerinin orta kısmını derhal faaliyete geçirecek misiniz? Meslek liselerine, imam-hatip üzerinden vurulan haksızlıkları düzeltecek misiniz? Kur’ân öğrenme yaşının fıtrî hali olan yaşa getirecek misiniz? Yoksa onların koyduğu 15 yaş tuzağını—Bu yaşlarda genellikle gençler aileyi dinlemez—devam ettirecek misiniz? Hele de, içimizde kanayan bir yara olan ve aynı dertlerden muztarib olduğumuz, aynı yaştaki başbakanımızın da, bizim de kızlarımızın bu yüzden kendi öz vatanlarında garip, öksüz kalıp, diyar-ı gurbetlere okumak için gitmeye mecbur olduğu başörtüsü meselesini kökten çözüp—başörtülerini baştan çıkararak değil—insanların giyim-kuşamlarındaki tahdidi (daha doğrusu dindar insanların. Çünkü diğerleri, yüz kızartıcı haldeki kılık kıyafetle dolaşıyor ve kimse bir şey diyemiyor onlara) ortadan kaldırıp, Müslümanlara rahat nefes aldıracak mısınız?
-Okullardaki toplantılarda, Meclisin yemin metinlerinde olan “tek adama dayalı” atıfları bertaraf edecek misiniz?
-Yine, hassaten ilk, orta ve lise seviyesindeki çocukların eğitim ve öğretimindeki acaiblikleri, meselâ Millî Güvenlik derslerini, kaldıracak mısınız? (Çocukları ne ilgilendirir subayların rütbelerini öğrenmek? O zaman polislerin rütbelerini de öğretin) tabiî okullar için en mühim olan şey, özellikle 12 Eylül ve 28 Şubat’ın tahribatları olan ahlâk bozukluklarını düzeltecek eğitim ve öğretimin acilen verilmesi elzemdir.
Genelkurmay’ı ne yapacaksınız? Millî Savunma Bakanlığına bağlayıp, milletin emrine verecek misiniz? Yoksa yine kendi başlarına buyruk olarak mı bırakacaksınız?
-1930’lu yıllarda ulaşım, v.s. gibi ve teknolojik imkânsızlıklar dolayısıyla köylerde, nahiyelerde ve kazalarda emniyetin sağlanması işi için ihdas edilen jandarma, çoğu zaman milleti jurnalleyen işlerde bulunmuştur. Bugün artık zaman değişmiş, polis her tarafta istihdam edilir hale gelmiştir. Dahildeki güvenlik işi polise (trafik de dahil tabiî, jandarma oradan da çıkmalıdır) verilmelidir.
-Cumhurbaşkanının arkasında, onu bir gölge gibi takip eden resmî üniformalı subayın işi ne? Bu ve bunun gibi, Cumhurbaşkanı muhafız alayı, ona bağlı TBMM’deki askerî birlik derhal kaldırılmalı. Oralara, özel yetiştirilmiş polisler yerleştirilmelidir.
Aslında bu sualleri çoğaltmak mümkündür. Bunlar milletin, size oy veren milletin, istek ve arzularıdır. Bakalım ne yapacaksınız, merak ediyoruz? Kendinize örnek aldığınız büyük usta Mimar Sinan gibi, Selimiye tarzı bir ustalık eseri bırakabilecek misiniz millet nezdinde, bekleyip göreceğiz?
Image

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*