Van’dan Türkiye’ye verilen mesaj

Şanlı ecdad Osmanlı’dan kalan son yadigâr bu güzel Anadolu’da maalesef çeşitli oyunlar hiç bitmedi ve bitmeyecek görünüyor. Terörün, fesadın, münafıklığın, fitnenin, tahrip ve tahrikin dış ve iç kaynaklı menhus planları, karanlık tablolar çizme gayretleri bu güzel vatan parçasında aralıksız devam ediyor. Daha da devam edecek gibi gözüküyor.

Hele de Doğu ve Güneydoğu’da bu hâl daha bariz olarak yıllardan beri devam ediyor. Şu anda buralarda bir rahatlama ve bahar havası görünüyor. Tabanda halkın tesbitleri bunlar. Biz de canı gönülden bu arzulara katılıyor ve sulh ve sükûnun buralarda, bütün vatan sathında, bölgede ve dünyada sürdürülmesini ve devam etmesini diliyoruz. Duâ ve temenni ediyoruz.

Nur Kervanının şahs-ı mânevisi bir asra yaklaşan manevî cihadıyla zaten bu uğurda kendisine düşen her şeyi müsbet mânâda yapmayı aralıksız sürdürdü ve bundan sonra da sürdürecek inşaallah. Bizim “cihad” anlayışımız ilim ve irfandır. Tebliğ ve dâvettir. Alâyiş, nümayiş, yürüyüş, kavga, slogan, bağrışma, kargaşa bizde yoktur.

Provokatörler bu cemaat arasına elhamdülillah giremedi, bunda şüphesiz Allah’ın inayeti var. Muhakkak ki cemaatin şuur ve dikkati de bu gibi nâhoş hallere fırsat vermediği gün gibi ortada. Asrın manevî tabibi Üstad Bediüzzaman’ın asra damgasını vuran müsbet iman hareketi, hep artı değerleri bu topraklara ve bu millete mal etmeye vesile oldu.

1980 menhus hareketiyle inkıtaa uğrayan Van ve Isparta Mevlidleri, Yeni Asya Medya Grup Yönetim Kurulunun kararı ve iradesiyle ve de mensup olduğu cemaatin bütün fertlerinin duâ, destek, katılım ve himmetleriyle dört seneden beri kesintisiz devam etmeye başladı elhamdülillah.

Bu seneki Van Mevlidi çok daha anlamlıydı. Ülkenin batısında karanlık işlere ve uçlara gidecek provokatif hareketler devam ederken serhat şehri Van’dan, binleri o coğrafyaya toplayıp kardeşlik, müsbet hareket etme, kaynaşma, tesanüt ve dayanışma mesajları vermek ülke ve dâvâ adına çok önemli bir hadiseydi.

Şehrin merkezindeki Hz. Ömer Camii’nde ehl-i ilim Van müftüsünün vaazı ile başlayıp duâsıyla sona eren, arada Risale-i Nur’dan derslerin de yapıldığı sevinç, sürur ve huşu ile geçen mevlide katılamasaydım gerçekten büyük bir fırsatı kaçıracağımı sonradan fark ettim.

Yeni Asya sevdalısı, yüzler, binler istisnasız yine oradaydı. Egesi, Marmarası, Karadenizi, Orta Anadolusu, Güneydoğusu, doğusu, iller, ilçeler, köyler, coşkun gönüller, hakka sevdalılar, nura âşıklar hep oradaydı. Geçen yıllara göre eksilmeyen, artan bir heves ve arzuyla oradaydılar. İçte ve dışta bu şuurlu ve mübarek cemaate yapılmaya çalışılan tahribat ve oyunlara karşı “şahs-ı mânevînin” verdiği ağırlıklı ve etkili bir cevaptı aynı zamanda bu yılki “Van Mevlidi.”

Bu yıl fark edilen önemli bir husus; geçmiş yıllara göre harikaya yakın bir organizenin olmasıydı. Mahallî cemaatin ve Türkiye’nin bu has ve samimî olayı tam sahiplenmesi ve katkısı dikkate değerdi. Güzel bir heyecan, farklı bir samimiyet, has ve sade bir uhuvvet ve kucaklaşma vardı.

Anadolu’nun her tarafında kafilelerle doğuya manevî bir sefer başlatılmıştı. Yol üzerindeki hizmet merkezlerini ziyaret ve sohbetle şenlenen bu manevî halka geçen Cumartesi Van’da zirve yapıp; doğu-batı, Türk-Kürt kardeşliğine en güzel bir nümune-i imtisal oldu. Van’da gönüller ferahladı. Van’da nefesler ve kalpler tek yürek olarak çarptı. Van’da hasretli kucaklaşmalar ve kaynaşmalar sergilendi.

Bu toplanma öyle sıradan bir toplanma değildi. Mukaddes dâvânın ehemmiyeti, meşveretin rahmeti, sistemin ve sağlam durmanın tezahürüydü. Doksanlık çınar Bingöllü Kore Gazisi Mehmet Ağabey’den, bölgelerin, illerin, ilçelerin, köylerin temsilcilerine kadar; çoluk-çocuk, kadın erkek, ferdî ve ailece yolara düşen, geçmişe sadakat, ilerisi için ümit, aşk ve şevke vesile olan bahadırların bitmeyen sevdasıydı.

En başta bu güzel organizeyi her şeye rağmen gerçekleştiren serhat şehrinin fedakâr ve vefadar Nur kahramanları olmak üzere; Van’ın yerli halkına, Anadolu’nun her tarafından bu mukaddes dâvâ ve şahs-ı mânevînin mümessilliği için yollara düşen Nur hadimlerine, maddî ve manevî duâ ve destek veren her ferde, gruba, cemaate, bu yolda emeği geçen herkese binler şükran ve tebrikler olsun. En büyük İslâmî şeâirlerden olan bu müsbet hareket, milletin huzurunu bozup kargaşadan ve zıtlaşmadan medet umanlara da iyi ve müsbet bir cevaptı. Yeni yılda daha güzel bir ortamda, daha hoş bir zaman ve zeminde tekrar görüşmek dilek ve temennisiyle.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*