Vazgeçin şu Eurovision garabetinden!

Gençliğimizi bitirdi, ihtiyarlattı şu Eurovision garabeti. Evet, gençliğimizde başlayan ve bir cihette ucundan kıyısından da olsa malûmatımız olan bu garip iş, şimdilerde 60’a merdiven dayamış olduğumuz bu zamanda dahi, hâlâ gündemde tutulmaya çalışılıyor.

Bir defa adı üzerinde, Avrupa memleketlerinin bir müzik yarışması olan bu ucûbe işe, topraklarımızın büyük kısmının Asya kıt’asında olduğuna, dolayısıyla büyük ölçüde Asyalı olduğumuza bakılmayıp, küçük bir parçamızın Avrupa kıt’asında sayılmasından, azıcık da olsa Avrupalı sayılmamızdan dolayı mı, hep de yenilerek (bir-iki istisna hariç) giriyoruz kaç senedir?

Adamların müziğini kopyala, hâl ve hareketini kopyala, ondan sonra da onlarla boy ölçüşmeye çalış, olur mu öyle iş? Zaten orijinali onlarda, onlarla bu şekilde yarışmaya girmek mantığa sığar mı?

Bu yarışmaya iştirak etmek uğruna, yıllarca bu milletin bir sürü parası hebâen mensur, boşu boşuna gitti. Densiz-düzensiz ve silik, tanınmamış birçok kimse de meşhur edildi bu sayede. Ve hâlâ da edilmekte. Milletin ne tasvip edeceği tipler, ne de kendisini temsil edecek kişiler… Gençlerimize hem kötü ahlâk, hem de her yönüyle kötü emsal teşkil ediyor bu iş.

Hâlbuki her milletin kendi kültürü var. Bizim de kendimize ait kültürümüzle, müziğimizle, folklorumuzla girdiğimiz her yarışmada, gittiğimiz her memlekette, başlarda olmadık mı? Dünyada birçok milletin duymadığı, görmediği kültürümüzü oralara götürdüğümüzde, her millet şaşkın ve hayran bakışlarla seyretmiyor muydu bizi? Mehter takımımızın gittiği yerlerdeki gönülleri fethetme işlerini bir hatırlayın.

Millet olarak bizi kültür erozyonuna uğratan bu garip işin, dindar ve bu milletin kültürüne, inancına saygılı olduğunu düşündüğümüz hükümet zamanında yapılır olması da ayrıca bize garip geliyor. Hele TRT nasıl ön-ayak oluyor acaba bu işe?

Bu işi millete götürseniz, millete sorsanız, inanın büyük çoğunluk buna karşı çıkacak, kabul etmeyecek, elinin tersiyle itecektir. Haa, bir avuç mutlu azınlık bundan memnunmuş, biz böyle söyleyince de bize kızacakmış. O da başka bir şey tabi. Eğer, o azınlığın keyfi için, çoğunluğa kulak vermeyecekseniz, o zaman söyleyecek bir şey yok. Zaten bir asra yakındır her şeyde azınlık çoğunluğa tagallüb ve tahakküm etmiyor mu? (!)

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*