Topkapı Sarayı sonrasında büyük bir heyecanla Ayasofya Camiine geçtim. Ayasofya’nın içine girip gezmek nasip olmadı, ama hemen yanında, 1991 yılında ibadete açılan küçük bölümünde ikindi namazını eda ettik. Orada, sadece o küçük bölümünün değil Ayasofya’nın tamamının cami olarak tekrar ibadete açılması ve buraya müze kartla falan değil, abdestle girebilmemizin sağlanması için Yüce Allah’a duâ ettim.
Müzeleri gezdim, açıktı
Ramazan Bayramı için İstanbul’da müzelerin açık olduğu duyurulmuştu. Hem gezmediğim müzeleri gezmek hem de biraz da yerinde kontrol amacıyla yola çıktım. Bayramın 1. günü Sultanahmet Meydanı’na yollandım. Trafiğin nispeten rahat olduğu İstanbul’da, ilk durağım Topkapı Sarayı oldu. İlk iş olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Müze Kart’ının avantajlı uygulamalarından yararlanmak için Müze Kart aldım. 40 TL karşılığında bir yıl boyunca Kültür Ve Turizm Bakanlığı’na bağlı müze ve ören yerlerinde geçerli ve her müzeye 2 defa girilebilme imkânı sağlayan karttan aldım. 50 TL’lik kartlar ise müze ve örenyerlerine yıl içinde sınırsız giriş imkânı sağlıyor. Bu fiyatlara öğretmen ve öğrenci indirimleri de uygulandığında fiyat iyice düşüyor. Dolayısıyla bu tarz yüksek fiyatlı biletleri olan müzeleri gezmek istiyorsanız öncelikle birer müze kart almanız faydanıza olacaktır.
Saraya giriş
Topkapı Sarayı’nın girişine doğru ilerledim, sıkı güvenlik tedbirleri arasında Saray Avlusuna ulaştım. Rehbersiz gezdiğim için ilk etapta avludaki bir çok mekândan ilk hangisine gideceğimi bilemedim, ama daha sonra kendimce bir sıralama yapıp gezmeye başladım. Bol İşlemeli ve şatafatlı padişah tahtlarından, nişanlara, özel eşyalardan takılara kadar bir çok eserin yer aldığı bölümleri ve Fatih Sultan Mehmed’in başlattığı modaya uyarak kendi portrelerin yaptıran padişahların yağlıboya resimlerinin sergilendiği bölümü gezdim. Yıllardır hep adını duyduğum ve büyük bir merakla gezmeyi istediğim Kutsal Emanetler Odası’na nam-ı diğer Has Oda’ya uğradım.
Has Oda
Yoğunluktan dolay kuyruğun uzadığı bu kısımda güvenlik görevlileri ziyaretçileri gruplar halinde içeri alıyordu. Kâbe anahtarının sergilendiği girişle başlayan bölüm, Hz. Yusuf’un sarığı, Hz. Musa’nın Asa’sı, Hz. Davud, Hz. Ebubekir ve bir çok sahabenin kılıçları ve Hz. Osman’ın Kur’ân-ı Kerîm’i ile devam ediyordu. En heyecan verici bölüm ise Peygamber Efendimiz’in (asm) mübarek kılıçları, su içtiği tas, ayak izi, sakal-ı şerifi ve sanduka içinde de olsa hırkasının sergilendiği bölümdü. Hz Fatıma ve Hz. Hüseyin’in cüppeleri de burada kesinlikle görülmesi gereken iki mukaddes eser sırasında yerini alıyor.
Divan’ı-HÜmayun
Saray mekânlarını gezip çıkışa doğru yönlendiğinizde gezilebilecek iki yer daha var; Harem Dairesi ve Divan-ı Hümayun. Başta Muhteşem Yüzyıl olmak üzere Osmanlı’daki saray hayatının anlatıldığı dizilerin de etkisiyle Harem dairesine ilgi büyüktü. Müzenin kapanmasına az bir zaman kaldığı için Harem dairesini ziyaret etmeden es geçerek, direkt olarak Padişahların bakanları ile devlet işlerini istişare etmek için kullandığı Divan-ı Hümayun’u gezdim. Burada, saray içindeki diğer bölümlerde, özellikle de Has Oda’da titizlikle uygulanan kamera ve fotoğraf çekimi yasağı bu bölüm için geçerli olmadığından ziyaretçiler bol bol fotoğraf çekip uzun zaman incelemelerde bulunabiliyor.
Yerebatan Sarnıcı
Topkapı ve Ayasofya’nın ardından Sultanahmet Meydanı’na doğru ilerlerken, Yerebatan Sarnıcı levhası hemen göze ilişiyor. Burası Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı olmadığı için müze kartlar geçerli değil, Öğrenci 5, sivil 10 TL. Biletimi alıp merdivenlerden aşağıya doğru inmeye başladığımda adeta başka bir boyuta geçtiğimi düşündüm, hep o destanlarda yer alan yeraltı şehirlerinden birine iniyormuşum hissine kapıldım. Serinlik, nem ve ıslaklık içinde biraz ürperti biraz da hayranlık veriyordu. Sığ suda sakince yüzen büyük balıklar dikkat çekerken, labirenti andıran sarnıcın kıvrımları arasında gezinirken, hakkında çeşitli rivayetlerin olduğu ters başlı Medusa Heykeli’nin başındaki kalabalık dikkat çekiyordu.
Benzer konuda makaleler:
- Ayasofya’yı açacak mısınız?
- Ayasofya Camii’ni unutamayız
- “Fethin sembolü” Ayasofya soruları (3)
- Ayasofya’ya Sitem
- Bir dahaki bayram namazını Ayasofya’da kılalım
- 500 yıllık “Mushaf-ı Şerif”in tıpkıbasımı yapıldı
- Bir 29 Mayıs
- Ayasofya açıldı, kıyamet mi koptu?
- Bursa’nın iki muhafız padişahı
- Ayasofya Camii ibadete açılsın
İlk yorum yapan olun