Türkiye′de geçmiş yıllarda inançları yüzünden mahkemelere düşmüş binlerce insanı savunan efsane avukat Bekir Berk, vefatının 20. yılı münasebetiyle ESKADER tarafından yâd edildi. Cesaretli, nezaketli ve mücadeleci bir avukattı
Türkiye′de geçmiş yıllarda inançları yüzünden mahkemelere düşmüş binlerce insanı savunan efsane avukat Bekir Berk, vefatının 20. yılı münasebetiyle ESKADER tarafından yâd edildi. “Bâbıâli Sohbetleri” çerçevesindeki anma toplantısı, Timaş Kitapkahve’de 14 Haziran Perşembe günü saat 18.00’da yapıldı. “Masumların, mazlûmların, mağdurların ve maznunların avukatı Bekir Berk’in rahmet, minnet ve şükranla” anıldı. Toplantıda Mehmed Fırıncı, Mehmet Şevket Eygi, Hekimoğlu İsmail, Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, Av. Gültekin Sarıgül, Prof. Dr. Servet Armağan, Sabahattin Aksakal, Av. Safa Mürsel, İslâm Yaşar, Haluk İmamoğlu, Av. İbrahim Ünlü ve Dursun Gürlek konuşmacı olarak katıldılar. Konuşmacılar, Bekir Berk’in efsanevî hayatını, hizmetlerini, ideallerini ve başta Bediüzzaman Hazretleri olmak üzere bir çok dindar insanı mahkemelerde nasıl kahramanca savunduğunu anlattılar. Mehmet Nuri Yardım’ın yönettiği toplantıya Bekir Berk’in eşi Şükran Berk ve oğlu Zübeyir Berk’in yanı sıra diğer akrabaları da katıldılar.ÇOK ŞEFKATLİ VE MERHAMETLİ İDİ
Bediüzzaman’ın talebelerinden Mehmed Fırıncı ise, Bekir Berk’in çok şefkatli ve merhametli olduğunu vurgulayarak bir meseleyi görür görmez konu hakkında hemen bir makale kaleme aldığını ve mutlaka bir basın organında yayımlanmasını sağladığını belirterek şöyle dedi: “Beni de beraberinde uyutmazdı. Sabah namazına dek yapılacak işler biterdi. Namazdan sonra kısa bir istirahat eder ve yola çıkardı. Bir mareşale hukuk birinci sınıf öğrencisiyken meydan okumuş ve onun adalete bakışını sorgulamıştı.”
“DURMA, SÜR KARDEŞİM!”
Bekir Berkin şoförlüğünü yapan ve yurdun farklı yerlerindeki pek çok dâvâya birlikte giden Hekimoğlu İsmail ise, dâvâlar için yola çıkarken onun “Hak yol İslâm yazacağız, sen sür” dediğini aktardı. Hekimoğlu İsmail, Bekir Berk’in dâvâlara geç kalmamak için elinden geleni yaptığını anlatırken şu hatırasına yer verdi:
“Bir gün yine bir dâvâya giderken bana ‘Yolda bir ışık gördüğümüzde ve ona yaklaştığımızda durma gaza bas’ dedi. Gerçekten de bir süre sonra dediği gibi bir yere geldiğimizde bazı ışıklar gördük. Biraz yaklaştığımızda bunların arama yapan polislerin arabalarının ışıkları olduğunu fark ettik. Yanlarına geldiğimizde Bekir Berk sırtıma vurarak ‘Durma! sür kardeşim, sür’ dedi. Polisler peşimize takıldı ve bizi takip ettiler. Fakat bir süre sonra vazgeçerek takip etmeyi bıraktılar. Eğer biz orada polislere takılsak zaman kaybedecek ve dâvâya geç kalacaktık. Bu şekilde o dâvâya geç kalmamıştık.”
HAKSIZLIĞA ASLA TAHAMMÜL EDEMEZDİ
Yakın çalışma arkadaşlarından İbrahim Ünlü ise, “Bekir Berk’in maneviyatının aramızda hazır olduğunu hissediyorum” diyerek şunları söyledi: “Sabahlara kadar birlikte çalışırdık. Dava mütalâalarını satır satır okur ve renkli kalemlerle çizerdi. Savunmalarını sanki savcılar, hâkimler karşısında imiş gibi daktiloda yazardı. Fonda kahramanlık türküleri eşliğinde sanki hâkim ve savcı karşısında imiş gibi kendi kendine konuşarak yazardı. İstihzaya, haksızlığa asla tahammül edemezdi. Özellikle bu iman, Kur’ân ve İslâm’a dair olursa hiç kabul edemezdi. Hamiyetli, gayretli bir insandı. Bir keresinde istifa dilekçesini baroya götürmesini istemişti. Yapamayacağımı söylemiş, fakat ikna edememiştim. O kararını verdi mi kimse kararından döndüremezdi. Dilekçeyi götürüp vermiştim. Sigorta kesintilerini geri almış, emekliliğe saydırmamıştı. Hicaz’a gitmeden önce Türkiye’deki son günlerinde sıkıntılıydı. Son zamanlarında resmî ve gayri resmî takip altındaydı. Hüzünlü ve yalnız döneminde birlikteydik.”
DAKİK VE CÖMERT BİR İNSANDI
Sabahattin Aksakal, Bekir Berk ile enteresan hâtıraları bulunduğunu, dakik ve cömert bir insan olduğunu belirterek, boş insanı sevmediğini ve işi olmayana muhakkak bir görev tayin ettiğini anlattı. Yollarda uyuyarak dinlenebildiğini de hatırlatan Aksakal, mevcut albümünden seçtiği fotoğrafları dinleyicilere gösterdi ve bir vazife aldığında ‘imkânsız’ diye bir şey tanımadığını sözlerine ekledi.
Ardından sözü alan eşi Şükran Berk, Bekir Berk’in sakin bir insan olduğunu belirterek düzgün, dakik, eşyalarının yerini değiştirmeyecek kadar titiz bir insan olduğunu anlattı. Misafir olarak odasına girdiklerini ve asla rahatsız etmediklerini ifade ederek ondan sürekli evde olmasını hiç beklemediklerini, buna hazırlıklı olduklarını, fikirlerini uygulaması esnasında hiçbir problem yaşamadıklarını kaydetti. Son söz ise oğlu Mustafa Zübeyir Berk’indi. Zübeyir Berk, kendisi iki yaşındayken ahirete göçen babasını anlatan dostlarına ve dâvâ arkadaşlarına teşekkür etti. Ona lâyık bir evlât olmayı Allah’tan dilediğini ve hizmete yönelmek için hazır olduğunu dile getirdi.
Benzer konuda makaleler:
- Bekir Berk’in kardeşi dualarla
- Vefatının 20. Yılında Bekir Berk’i rahmetle anıyoruz
- Bekir Berk rahmetle yad edildi
- Bediüzzaman ve mazlûmların avukatı Bekir Berk anıldı
- Av. Bekir Berk’i rahmetle anıyoruz
- Mazlumların avukatı Bekir Berk
- Kahraman avukat: Bekir Berk
- Nurun ve mazlumların avukatı Bekir Berk
- Küçük Sözler ve bandrol
- Türkiye Cumhuriyeti, böyle avukat görmemiştir
İlk yorum yapan olun