Yalan üzerine

alt

“İsrail’in saldırdığı Filistinlerin fotoğraflarına baktığınızda ne görüyorsunuz? Silâhsız halkın ağladığını, ölü çocuklarına ve birbirlerine sarıldıklarını görürsünüz. Hiçbir zaman sonraki İsrail saldırısını savmak için silâhlanmış birilerini görmezsiniz. Yıkılmış hastaneler, okullar, apartmanlar ve ağlayan Filistinliler görürsünüz, ama silâh görmezsiniz. İsrail propagandasının başarı olarak gösterdiği şey pasif ve direnç gösteremeyen Filistinlilerdir.”

Bu sözler ABD Hazine Bakanlığı eski yardımcısı Paul Craig Roberts’a ait.

Kendisine okurlarının İsrail/Gazze meselesine bakışını sorduklarına verdiği cevap niteliğindeki sözler bunlar.

“Batı medyası, televizyonları ve radyolarına baktığınızda” diyor Craig Roberts, “İsrail’in Gazze saldırısı için Filistinlilerin suçlandığı propagandaları görüyoruz. Tıpkı Malezya uçağının Ruslar tarafından düşürüldüğü propagandası gibi… Delil yok, ama propagandanın delile ihtiyacı yok. Sadece tekrarlama var.” (Yeni Şafak, 9.09.2014)

Atlayarak aktarıyorum:

“Siyonistler on yıllarca dünyaya İsrail’in eleştirilemeyeceğini öğrettiler. Sadece Yahudi düşmanları anti/semitikler ve Yahudileri gaz odalarına koymak isteyen ve onları yağda kaynatmak isteyenler Yahudileri eleştirebilir. İsrailliler eleştiriden muaftırlar. Çünkü onlar (holokost’a maruz kalmalarına rağmen) tanrının seçilmiş halkıdır. Bu demektir ki, tıpkı Washington gibi İsrail hükümeti de istediğini yapar ve eleştirilemez.”

Roberts “Siyonistlerin 1940’lardan beri Filistin’i Filistinlilerden çaldığını yazarken Filistinlilerin çoğunun evlerinden ve topraklarından edildiğini hatırlatır. Roberts, İsrail’in son saldırısıyla ilgili değerlendirmede de bulunur:

“İsrail’in bu son savaşında şimdiye kadar çoğu kadın ve çocuk olan 1200’den fazla kişi öldürüldü. Yıkımın fotoğraflarını Amerikan medyasında nadiren görürsünüz.”

“İsrail hep saldırandır. Ama hep mağdur rolünü oynar. 1200 Filistinli daha ölse ne olur ki? Kimin umurunda? İsrail ve ahlâk sahibi Batı’ya göre 1200 Filistinlinin ölümü, çok yüksek bir rakam değildir. Bu rakam insanı hafiften rahatsız eden rüzgâr bile değildir.” (a.g.g.)

Zaten bizim de defalarca yazdığımız gibi İsrail medyası ve onun yandaşlarının yaptığı yayınlar buna mümasildir. Yalanlarla örülü bir dünya kurmuştur kendisine. Bu yalanlara inanan ve dünyayı Yahudi kanalların dışında göremeyen medya takipçileri, aslında özgür bir dünyada yaşamadıklarının farkında bile değiller.

Roberts yazının bir bölümünde, “Ne zaman İsrail lobisince saldırıya uğramış birini görürseniz bilin ki, saldırılan kişi yeryüzünün tuzudur. Ahlâk sahibi bir insanın belirleyici özelliği İsrail lobisi ve Amerikan medyası tarafından saldırıya uğramasıdır” diyor.

Hatırlayın ne zaman ki ünlü bir Hollywood oyuncusu İsrail işgalini eleştirse, hemen veto yiyor ve adeta film piyasasından aforoz ediliyor; Robert De Niro, Mel Gibson ve Jack Nicholson gibi oyuncuların son dönemde iş yapamadıklarını gazetelerden öğreniyoruz.

Paul Craig Roberts yazısının sonunda;

“70 yılın sonunda Filistin halkı hâlâ silâhsız. Hamas’ın etkisiz birkaç silâhı var, ama halkın kendisi silâhsız. İsrail’in çocuklarını, karılarını, kocalarını kardeşlerini, ebeveynleri, kuzenler ve arkadaşlarını öldürmesine verdikleri karşılık ağlamaktır. Bu, (eğer savaşıyorsa) savaşan bir halkın vereceği bir cevap değildir” diyor.

Evet, bazen böylesi hakperest olup da, düşüncelerini serdeden ve vicdanının sesini kâğıda döken eski bürokratlar da çıkabiliyor.

Yahudi yalanlarını gün yüzüne çıkaran vicdan sahibi kalemşörlerin hiçbir beklenti içine girmeden yazdıkları bu satırlar tamamen cesaret ister. Bu cesaretinden dolayı Mr. Roberts’i kutlarken, daha nice vicdan sahiplerinin ortaya çıkması temennisiyle.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*