Yavaş olmak hatadır!..

Bir hız lâzım… Hizmette… Koşmakta ve coşmakta… Neden mi? “Bu Dünya’ya bir kere geleceksin!..” diyorlar ya!.. Öbür Dünya dedikleri ebedî âleme de bir kere gideceksin de ondan!..

Şimdi hız dediğinizde otomobiller akla geliyor. Ve normal olarak da hızlı otomobil kullanan zevat-ı malûm… Hem kendine zarar, hem etrafına zarar saçan, çok hızlı zarar saçan mahlûkat…

 

“Hız, lâzım mı, değil mi?” değil, elbette ki konumuz. Otomobiller için hiç değil… Peki ne diyoruz?

Zarar vermemekte, zararlı olmamakta, fayda vermekte ve faydalı olmakta hız lâzım… Ağır aksak, yarım yamalak kim hangi iş için hızını yakalayarak faydalı olup, işi bitirip zarar vermeyi engelleyebilmiştir ki?

Dünya’da dünya işlerine baktığımız zaman en başarılı ve mükemmel işlerimiz bile ahirete nazaran eksik, başarısız ve ikinci dereceden bir iş haline dönüşüverir.

Küçücük dünya menfaatleri ve şahsî çıkarlarını takip edip başarılı olabildiklerini zannetmeyenler, kendi adlarına başarılı olduklarını iddia edebilirler…

Ama bundan da önemlisi ebedî bir âlemde, ebedî bir hayat için yapılabilecekler, hemde çok hızlı bir şekilde yapılacaklar vardır. Bu konudaki başarı grafiğini, bu Dünya’daki çok kısa ve yavaş hayatlarına bakanlar görebilirler, seyredebilirler…

Para, mal-mülk, makam, mevki ve bunların peşinde hızlı bir koşturmaca… Sonra kendi kendine mırıldanan insanlar: “Parayla saadet olur mu?” Demek ki kim neyin peşine koşarsa koşsun, bu Dünya’da bir saadet arıyoruz… Gel gelelim ki ahirete yüzünü dönenler hariç, hiçbir zaman saadet bulamıyorlar…

Bir kişi insan olsa ve hayatının hızını insanlığa göre ayarlasa… Bir kişi inançlı olsa ve yaşayışının bütün alternatif hızlarını inançlı insanlara göre ayarlasa… Bir kişi mü’min ve muvahhid olsa ve evvel ahir hayatının tamamının hızını iman gücüne ve kuvvetine göre ayarlasa, bir fark elbette hayatının ve fiillerinin üstünde aşikâre görülecektir… Bunu, hayatına bakan hiç kimse inkâr edemez…

Geçmişe ibret nazarıyla bakmak, insan için geleceğine yeni hızlı bir bakışı ve yaşayışı kazandırabilir. Yeter ki takip edilen çizgi doğru ve inançlı bir çizgi olsun. Ah vahın ve yeisin yerini daima ümit ve şevke bırakmak insan için, yeni bir hızın başlangıcı olacaktır.

Uzun ömürlü ve hayata duyarlı bir hız, daima insan için faydalar ve güzelliklere gebedir.

Mü’min için Allah yolunda, Kur’ânın ışığında, sünnetin örneklerinde hız aramak ve takip etmek bir vazifedir, bir gerekliliktir…

İslâm’ın ve imanın aydınlattığı caddede, büyük ihsan ve ikram yolunda, yavaş olmak, ağır çekimde kalmak hatadır… Nurun aydınlattığı her işe ve her yere yine Nurun kuvvetiyle koşarak, coşarak hızlı bir şekilde kavuşabilmeliyiz…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*